BIST 9.032
DOLAR 34,47
EURO 36,33
ALTIN 2.937,61
HABER /  POLİTİKA  /  SP

Numan Kurtulmuş'tan Balyoz darbesi

Balyoz darbe planı siyasilerin gündeminde. Saadet Partisi lideri Numan Kurtulmuş ortak deklarasyon yayınlamaya çağırdı.

Abone ol

Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, tüm siyasi partilerin ortak bir deklarasyon yayımlayarak parlamento ve millet egemenliğine yönelik yapılacak her türlü olağan dışı müdahaleye karşı çıkacaklarını deklare etmeleri çağrısında bulundu.

SİYASİLERİN BOYNUNUN BORCU

Kurtulmuş ''Hiçbir siyasi partinin darbelerden medet umar bir görüntü içerisinde olmadığı bir Türkiye siyasetini kurmak bütün siyasilerin boynunun borcudur'' dedi.

Kurtulmuş, Afitab Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Parti İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı''nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'de uzun süredir kamplaşma, kutuplaşma ve çatışmaya dönük bir siyaset yapıldığını ve bunun nedeninin ''Türkiye'nin gerçek gündemi olan ekonominin konuşulmasını engellemek olduğunu'' ileri sürdü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Valiler Toplantısı'nda, valilerin bacası tütmeyen evleri kontrol etmesini istediğini hatırlatan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

MESELE KÖMÜR ÇUVALINI KAPI ÖNÜNE BIRAKMAK DEĞİLDİR

''Bu çok güzel bir temenni de Sayın Başbakan, siz tiyatro sahnesinde oynanan oyunu seyreden seyirci değilsiniz. Türkiye'nin ekonomi kararlarını verecek makamda siz oturuyorsunuz ve evlerin bacasının tütmesini sağlayacak kararları alacak olan da sizsiniz. Eğer siz, küresel sistemin size öngördüğü kulvardaki ekonomi politikalarını icra ederseniz, o evlerin bacaları tütmez. Mesele bacası tütmeyen evlerin kapısına bir çuval kömür bırakmak, bir torba un bırakmak değildir. Mesele 72 milyon vatandaşımızı kömür alacak, bacasını tüttürecek, ununu alıp çorbasını kaynatacak hale getirebilmek. Bunun yolu da söz söylemek değil, sizin 2 dudağınızın arasında ve atacağınız imzadadır, milletten ve fukaradan yana ekonomi politikaları icra etmektedir.''

PLANA KARŞI DEKLARASYON YAYINLANSIN

Türkiye'de bir daha demokrasinin önünün kesilmeyeceği bir siyasal yapılanmanın ortaya çıkarılması için bir eylem planını zorunlu gördüklerini ifade eden Kurtulmuş, ''Tüm siyasi partiler ortak bir deklarasyon yayımlayarak parlamento ve millet egemenliğini her şeyin üstünde tuttuklarını, parlamento ve millet egemenliğine karşı yapılacak her türlü olağan dışı müdahaleye karşı tek yumruk olarak olarak millet adına karşı çıkacaklarını acilen millet adına deklare etmelidirler. Hiçbir siyasi partinin darbelerden medet umar bir görüntü içerisinde olmadığı bir Türkiye siyasetini kurmak bütün siyasilerin boynunun borcudur'' diye konuştu.

''EMASYA PROTOKOLÜ İPTAL EDİLMELİ''

Yeni çağdaş ve katılımcı bir Anayasa yapımı için sürecin başlatılması gerektiğini savunan Kurtulmuş, Saadet Partisi olarak yeni bir Anayasa için her türlü desteği vermeye hazır olduklarını söyledi. Darbelere karşı somut adımlar atılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, Anayasa'nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesi ve darbe yapanlara yargı yolunun açılması gerektiğini ileri sürdü.

EMASYA Protokolü'nün derhal iptal edilmesini ve bu süreçte Genelkurmay Başkanlığı ile Hükümetin işbirliği içinde olması isteyen Kurtulmuş, ''Türk Silahlı Kuvvetlerinin İç Hizmet Yasası'nın 35. maddesi değiştirilerek darbenin hukuki altyapısı olma mazereti ortadan kaldırılmadır. Genelkurmay Başkanlığı darbe söylentileriyle ilgili olarak derhal bir iç soruşturma süreci başlatmalı ve en kısa zamanda sonuçlandırmalıdır. Böylece Türkiye'de Türk Silahlı Kuvvetlerinin ibra edilmesi de sağlanmak mecburiyetindedir'' diye konuştu.

TEKEL İŞÇİLERİNİN EYLEMİ

Tekel işçilerinin ''haklı mücadelelerinin'' yanında olduklarını anlatan Kurtulmuş, Hükümetin tercihinin milletin tütün üretmesi ve tarım yapmasından değil, uluslararası büyük sermayeden yana olduğunu savundu. Tekel işçilerinin hiçbir siyasi mücadele içinde olmadan haklarını aradıklarını ve ekmek mücadelesi verdiklerini ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

''Sayın Başbakan, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'yı devreye sokarak 1 hafta müddet istedi işçilerden, 1 hafta çalışacaklarmış. Patagonya'daki işçiler bir direniş yapmıyorlar. Türkiye'de sizin işçileriniz, TÜRK-İŞ'in işçileri, bu milletin işçileri, bu milletin çocukları 45 gündür, Parlamento'nun, iktidarın burnunun dibinde bir eylem yapıyor. Siz 45 gündür ne yapacağınıza karar vermemişsiniz. Bu kadar gayriciddi bir devlet yönetimi olmaz. 'Bunlara biz merhamet ediyoruz' lafı nasıl abes bir laf ise 'Bize 1 hafta müsaade edin ne yapacağımızı kararlaştıralım' lafı da bu kadar abes ve boş bir laftır.''

Kabe'nin etrafındaki Osmanlı döneminden kalan ''revak''ların yıkılacağını hatırlatan Kurtulmuş, bu eserlerin Türkiye'ye getirilmesini istedi.