Dünyanın en büyük nükleer cephaneliğine sahip ülkelerinden ABD’de durumun içler acısı olduğu ortaya çıktı.
Abone olÜlkenin en büyük araştırma laboratuvarlarından birinde zararlı madde taşıyan borulara sızdırmayı önlemek için koli bandıyla naylon torba sarılıyor.
Washington Post’un uzun süren bir araştırmanın sonunda hazırladığı kapsamlı dosyası, ABD’nin nükleer cephaneliğinin ne kadar eskidiğini gözler önüne serdi.
Gazeteye konuşan federal yetkililer ve analistler, Washington’ın Soğuk Savaş döneminden bu yana bel bağladığı hava, deniz ve kara güçlerini korumak için önemli bir miktar yatırımı gözden çıkarması gerektiğini belirtti. Tarafsız düşünce kuruluşu Stimson Merkezi’nin tahminlerine göre söz konusu miktar, önümüzdeki 10 yıl için en az 352 milyar dolar.
ABD yönetimi 20 yıldır bu yenileme çalışmasını erteliyor. Bu erteleme uzadıkça meblağın da büyümesi bekleniyor.
NAYLON TORBA, KOLİ BANDI
Ancak Kongre’nin önünde aynı süre zarfında hayata geçirmesi gereken 1.2 trilyon dolarlık bir bütçe kesintisi olduğu düşünüldüğünde durumun vahameti daha da net bir şekilde ortaya çıkıyor.
Söz konusu yenileme çalışmaları 5 bin 113 savaş başlığının yanı sıra stratejik fırlatma sistemleri ve üretim tesislerini de kapsıyor. Pentagon’un tahminlerine göre sadece B61 termonükleer savaş başlıklarının yenilenmesi bile beş yılda 10 milyar dolara mal olacak. W78 bombası için 5 milyar dolar, W76 için ise 4 milyar dolara ihtiyaç duyulacak.
Araştırma tesislerinin durumu çok daha kötü. Örneğin Los Alamos Laboratuvarı Kimya ve Metalurji Araştırma Tesisi’nde zararlı sıvı atıklar, bağlantı noktaları koli bandıyla tutturulmuş borularla taşınıyor. Sızıntıyı önlemek için borunun etrafına naylon torbalar sarılıyor.
Washington Post’a konuşan tesis direktörüne göre, herhangi bir sorun anında daha kolay müdahale edebilmek için her bağlantı noktasına bir seri numarası veriliyor. Sonuçta bu tesislerin düzeltilmesi için de 88 milyar dolara ihtiyaç olacağı tahmin ediliyor.
PARA YOK, İRADE YOK
ABD Büyük Buhran’dan bu yana ekonomik anlamda en zor günlerini yaşarken, sağlıktan eğitime birçok alanda federal bütçede kesintiye gidilirken, bu kaynağın nereden bulunacağı meçhul. Dahası Nisan 2009’da Prag’da dev bir kalabalığa “Amerika’nın nükleer silahsız bir dünya için kararlı olduğunu” söyleyen ve Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Başkan Barack Obama’nın siyasi olarak böyle bir talepte bulunması da imkansıza yakın.
Bunun üzerine bir de Cumhuriyetçi Parti’nin başkanlık adayı Mitt Romney’nin Rusya’yla imzalanan START anlaşmasıyla ilgili eleştirileri ekleniyor.
Yine de 6 Kasım’da yapılacak seçimlerde sandıktan kim çıkarsa çıksın, söz konusu silahlara çeki düzen vermek için gereken iradeyi göstermesi beklenmiyor.