BIST 10.340
DOLAR 32,67
EURO 35,13
ALTIN 2.438,04
HABER /  GÜNCEL

Nikos Simpson'un kirli anıları

Simson, Fatin Rüştü Zorlu ve Adnan Menderes'e yapacağı suikasten neden vazgeçtiğini şöyle anlatıyor..

Abone ol

Yaşar Aksoy, Türk düşmanı Nikos Sampson'un kirli anılarını yazdı. 1974'teki kanlı Kıbrıs Darbesi'nin vurucu gücü ve Cumhurbaşkanı Nikos Sampson, dönemin Türk Başbakanı Adnan Menderes ve Fatin Rüştü Zorlu'ya suikast planını anılarında anlatıyor. Nikos Sampson kimdir? 1935 Lefkoşa doğumlu. Magosa Lisesi ve Atina Gazetecilik Yüksek Okulu mezunu. Magosa Lisesi ve Atina Gazetecilik Yüksek Okulu mezunu. 15 Temmuz 1974 Yunanlı subaylarla birlikte Makarios’a karşı darbe yapan EOKA-B terör örgütünün lideridir. Yaşı kadar (72 yaşındadır) Türk öldürmekle övünür. Adamlarına öldürttüğü Türklerin sayısı ise hesaplanamayacak kadar çoktur. 1974’de Amerikan Elçisinin de onun adamları tarafından öldürüldüğü söylenmektedir. Rum faşist terör örgütü EOKA'nın vurucu güç önderidir. MAHİ (savaş) adlı gazetenin sahibidir. PKK'yı hararetle destekledi EOKA lideri 'Albay Grivas'ın yardımcısı olan Sampson, Kıbrıs'ta yüzlerce İngiliz ve Türk'ün baş katili olarak terörizmde bir simge haline gelmiştir. 1964 yılında Küçük Kaymaklı köyünde bizzat onlarca Türk'ü katletmiştir. Nikos Sampson, 1974'te Yunan subaylarının desteği ile gerçekleştirdiği ve yine binlerce masum insanın canına mal olan kanlı darbeden 5 gün sonra Ada'ya Türk Barış Kuvvetleri'nin müdahalesi üzerine Kıbrıs'tan kaçtı. Yargılanarak 18 yıla mahkum olan Sampson, tedavi için gönderildiği Almanya'dan da kaçarak Fransa'ya sığındı ve yılllarca sürgün yaşamı sürdürdü. Fanatik Kıbrıslılar ve Yunanlı milyarderlerce desteklenen Sampson, Ermeni ASALA teröristlerinin Türk diplomatlarına saldırma eylemlerine karıştı ve PKK'yı hararetle destekledi. Gazetesi halen yayınlanıyor Kenya'da Abdullah Öcalan tutuklanırken, silahını çekerek Öcalan'ı teslim etmek istemeyen Yunan Askeri Ataşesi (İzmir eski konsolosluk sivil görevlisi) Savaş Kalendiris, Sampson'un yetiştirdiği bir fanatiktir. Sampson 1996'da Kıbrıs'a elini kolunu sallayarak geri döndü ve gazetesi MAHİ'nin başına yeniden geçti, yine iflah olmaz bir şekilde Türkler'e saldırdı ve iki yıl sonra öldüğünde büyük bir törenle cenazesi kaldırıldı. Halen gazetesi yayınlanmakta ve oğlu Spiros Sampson, Klerides'in DİSİ partisinin Magosa milletvekilidir. 500 sayfalık itiraflarla dolu anı Nikos Sampson, Paris'te sürgünde gizli biçimde yaşarken 1987 yılı Mayıs ayında Andreas Papandreu Hükümeti'nin görevlendirdiği Kıbrıs Darbesi konulu Parlamento Soruşturma Komisyonu'na sunmak üzere savunma niteliğinde, sorulu-yanıtlı anılarını 500 sayfa olarak hazırladı. Papandreu'nun daha sonra bilinmeyen nedenlerle komisyonu lağvetmesi üzerine, Sampson'un anılarını yayınlamasına Kıbrıs ve Yunanistan'da sansür kondu. Haftalık Kirigas gazetesi muhabiri Yorgo İlliyadis anıların ancak 20 sayfasını yayınlayabildi. Sampson sansürü delebilmek için anılarını çoğaltarak Filistinli ve Ermeni gazetecilere dağıttı ve aklanmak istedi. Kıbrıs'ın en azılı faşisti Bu anıları star'da yayınlarken, Kıbrıs'ta Türk-Rum ve Ege'de Türk-Yunan gerçek barışlarına katkı yapmak istiyoruz. Bir daha toplumlararası savaşların olmaması için, Türk ve Yunan halkının kanının akmaması için Nikos Sampson gibi bir gerçek faşistin ve Kıbrıs'ın gerçek bölücülerinin iç yüzleri apaçık ortaya çıkmalıdır. Günümüzdeki Kıbrıs tartışmalarının Nikos Sampson'dan alacağı çok dersler vardır. 'Türkler'in çok canını acıttım' Şimdi anıların en çarpıcı bölümünden başlayalım. Sampson kendine soruyor: Bilinçli olarak hiç Türk öldürdün mü?.. Bilinçli olarak ve arkadan vurarak hiç Türk öldürmedim. Ama ben kumandandım... Çatışmalarda adam öldürme emrini hep ben verdim. Karşılıklı adam ölidürdük. Türkler'in çok canını acıttım. Ancak Kıbrıs'ı karıştıran ve bizim egemenlik haklarımızı boğmak isteyen Türkiyeli Türkler'in şoven liderlerini öldürmeyi çok istedim. Örneğin Menderes'i öldürmek için yanıp tutuştum, planlar yaptım. O adam, Yunan ordusunun Anadolu'ya özgürlük götürdüğü 1920'lerde bizim kökümüzü orada kıtır kıtır kesmişti. Bunun için de ona madalya filan vermişler. Menderes'i öldürmeyi kafama koymuştum. Ama sonra Menderes'i Avrupa'da öldürmeyi erteledim. Bir anda Türkler çok haklı bir konuma gelirlerdi. 'Suikast planımız öğrenildi' Peki sonra?.. Ama sinsi, kavgacı, bize kök söktüren, İngiliz-Amerikan yanlısı bir Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu vardı. Birleşmiş Milletler'de filan veya gizli diplomatik pazarlıklarda hep Kıbrıs Rumları aleyhine fırıldak çevirdi. 1959'da Kıbrıs'ı bağımsızlaştırmak ve Enosis'i önlemek amacıyla gerçekleşen Zürih ve Londra Antlaşmaları'nın perde arkasında hep bu Türk Dışişleri Bakanı'nın kirli çamaşırları vardı. Hem Karamanlis'i, hem Averof'u bu adam kandırdı. 1958'de Menderes ile bu Dışişleri Bakanı'nın Atina ziyaretlerinde, o adamı EOKA olarak vurmayı kararlaştırdık. Ben vuracaktım. Zaten benden başkası bunu yapamazdı. Atina'da köprübaşlarını tuttuk. İngilizler öğrendi ne yazık ki. Hemen Karamanlis'in gizli servisi, 'Bir halt karıştırırsanız ayaklarınızı kırarız' diye bizi sertçe uyardılar, biz de vazgeçtik. Sonra ne oldu?.. Türkler, ihtilal yaptı ve Başbakan ile Dışişleri Bakanı'nı vatana ihanet suçuyla astılar. O zaman biz Kıbrıs'ta şampanya patlattık. Hiç zahmet etmeyip bize verselerdi, EOKA olarak ne güzel asardık.. Hele o Dışişleri Bakanı'nda hevesim kaldı. Yarın: Yeminli Türk düşmanıyım