BIST 8.885
DOLAR 34,31
EURO 37,19
ALTIN 3.018,55
HABER /  MEDYA

Nihal Bengisu Karaca'nın cemaat yazısı konuşuluyor

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Adnan Oktar ve grubuna yönelik operasyon sonrası gündeme gelen cemaat ve tarikat tartışmasına ilişkin çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Abone ol

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, bugünkü köşe yazısında Adnan Oktar ve grubuna "cemaat" denilmesine isyan etti. Oktar'ın ve ekibinin yaptıklarının dinle alakası olmadığının altını çizen yazar, cemaatlerin hedef gösterilmesine tepki gösterdi.

Karaca, "O gruba ‘cemaat’, Oktar’a da, ‘cemaat lideri’ demek için ya cahil, ya ecnebi olmak lazım." diye yazdı. Örgütten daha önce ayrılıp bomba ifşalarda bulunan Ceylan Özgül'ü hatırlatan yazar, "Tarih hep aynı yerden tekerrür edecek kadar sığ değildir. Yine de insan ‘yeni Fadime Şahin, Ceylan Özgül mü?’ diye sormadan edemiyor." ifadelerine yer verdi.

"Devlet cemaatleri yok etsin" diye dindarlara seslenen Karaca, ayrıca cemaat ve tarikatlarla ilgili Diyanet İşleri eski başkanı Mehmet Görmez'in önerisini paylaşarak yazısını tamamlıyor:

"Devlet dine müdahale ettiğinde o artık asla hakiki din olmaz.  Orijini bozulur, egemenin siyasi hedefine doğru bükülür, esasını da esansını da kaybeder. Çünkü dinin evi gönüldür, devlet gücüyle gönül fethetmeye kalkmak züccaciye dükkanında tezgahtar olarak fil istihdam etmeye benzer. Buna razı mısınız?

NE İMTİYAZ, NE AYRIMCILIK
Ne cemaatim ne tarikatım var. Sözü geçen problemlerden dolayı hiçbirine kanım ısınmadı. Ayrıca bazılarında gözlemlediğim güç iştahı ve çoğunda gördüğüm kadın karşıtlığı, bu sosyal camialarla aramda her zaman aşılması güç bir perde oluşturdu. Ama her işte bir ölçü lazım ve ölçü diyerek kendi çözüm önerimizi, ideolojimizi , tehdit algımızı, güvenlikçi yaklaşımlarımızı, hayalimizdeki Türkiye tasavvurunu dayatma lüksümüz yok. Bizi aşan bir sosyoloji var. Ve sosyolojinin ayarlarıyla oynamanın uzun vadede gelecek hazin sonuçları.

BU DAMARIN BUDANMAYA DEĞİL, İHYA EDİLMEYE İHTİYACI VAR
Şunu biliyorum: Toplumun dindar ve sağlıklı gençler yetiştirmesi, sadece gençler değil, her anı nefsle ve şeytanla sınanma olan şu hayatta İslamı yaşamanın, Allah korkusu ve sevgisini sürdürülebilir bir hayat stratejisi haline getirebilmenin yolu Kuran ve sünnetin kimi zaman karmaşık olabilen güzergahında Ahmed Yesevi’nin, Yunus’un, Halid-i Bağdadi’nin, Geylani’nin, İbrahim Ethem ve Bayezid-i Bestami’nin hikayelerini, tecrübelerini rehber edinmekle mümkün. Yüz binlerce insan için bugüne kadar çalışan, tatmin eden manevi yol ve yöntem hep bu oldu. Bu damarın budanmaya değil, ihya edilmeye ihtiyacı var.

CEMAAATLERİN PROGRAMINI GÖREBİLMELİYİZ
Devlet ve cemaat-tarikat arasındaki ilişki sadece ‘saygı’ olacak. Devlet kadrolarına atama yapılırken vatandaşın cemaat ya da tarikat mensubiyeti pozitif ya da negatif herhengi bir imtiyaz ya da ayrımcılık kriteri olmayacak. Ayrıca çarşamba gecesi Türkiye’nin Nabzı’na konuk olan eski DİB başkanı Mehmet Görmez’in dediği hususların hayatiyet kazanması sağlanacak. Şöyle demişti: “Cemaatlerin bir senedi olmalı. Nereden geldiğini nereye gittiğini, amacını, hangi yolu kimlerle öğretmek istediğini, programını oradan görebilmeliyiz. Aldığı bağışlar izlenebilir ve şeffaf olmalı”. 

Makul yollar tüketildi mi ki, kıralım, ezelim, yokedelim diskuru yürürlüğe giriyor?