Niğde'nin Bor ilçesinde, Richter ölçeğine göre, 5.3 büyüklüğünde meydana gelen deprem ve Konya ve Aksaray'da da hissedilen depremin ardından uzmanlardan ilk yorumlar geldi.
Abone olTürkiye Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin yaralarını sarmaya devam ederken bugün Niğde-Bor merkezli gerçekleşen deprem bir kez daha endişe yarattı. Son depremi değerlendiren Prof. Dr. Okan Tüysüz, bölgede 4.5'e varan artçı sarsıntıların beklendiğini belirtirken Tuz Gölü fay hattının çok daha büyük depremler yaratma potansiyeline sahip olduğunu belirti. Tüysüz ayrıca "Türkiye’nin pek çok yerinde bu büyüklükteki depremleri yaşayacağız" dedi.
Prof. Dr. Oktan Tüysüz iki büyük depremin ardından Anadolu'nun bir kesiminin 3 ila 7 metre arasında hareket ettiğine değinerek "Bu hareket sönümlenene kadar özellikle doğu ve orta Anadolu’da başka depremleri görmemizi de doğal karşılamamız gerekir" dedi. Prof. Dr. Yaşar Eren ise "Bugünkü deprem, dünkü 4.3 büyüklüğünde oluşan depremle aynı fayda. 2020 yılında Obruk Mahallesi'nde oluşan depremle aynı yere düşüyor. Bu Tuz Gölü fayı üzerinde olan bir deprem değil" diye konuştu.
Habertürk canlı yayınına bağlanan İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Tüysüz şunları söyledi:
Bor bölgesi daha önce de en büyük 5.1 olarak deprem üretti, ardından da birtakım artçıları geldi. Yine aynı bölge olarak görülüyor. Tam net olarak yerini inceleme fırsatı bulamadık ama bu bölgenin Tuz Gölü fay sistemi üzerinde olduğunu biliyoruz. Ancak o fay çok uzun yıllardır suskun. Birkaç bin yıldır deprem üretmediğini ve geleceğe yönelik de çok büyük bir deprem üretme beklentisinin olmadığını söyleyebiliriz. Çok geniş aralıklarla olan depremlerde deprem tekrarlama aralıklarını bilemiyoruz. Onları bilmek maalesef mümkün olmuyor. 5.3’ün arkasından 4.5’e varan artçı sarsıntılar olabilir.
Çok daha büyüğünü üretme potansiyeli var
Tuz Gölü fayının üretebileceği en büyük depremin 5.3 büyüklüğünde mi olduğu sorusuna Tüysüz şöyle yanıt verdi:
Hayır, çok daha büyüğünü üretme potansiyeli var. Yani 7’nin üzerinde deprem üretme potansiyeli olan bir fay. Fayların genellikle deprem üretme büyüklükleri uzunluğu ile ilgilidir. Bu da uzun önemli faylardan bir tanesi ama yavaş yani fayların iki bloğunun arasındaki hıza bakarız biz fayın ne kadar sürede deprem üreteceğini gösterir. O anlamda bakıldığında çok yavaş bir fay binlerce yılda bir deprem üretiyor. Burada büyük bir deprem olma olasılığı oldukça düşük.
Tüysüz, art arda deprem yaşanmasının yer kabuğunda genel bir hareketliliğe işaret edip etmediğine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
Bu gayet doğal. 7.8 ve 7.6’lık iki büyük deprem yaşadık, o iki büyük depremin sonucunda Anadolu’nun belli bir kesimi güneydoğuya doğru 3 ila 7 metre arasında hareket etti. Bu hareket sönümlenene kadar özellikle doğu ve orta Anadolu’da başka depremleri görmemizi de doğal karşılamamız gerekir. İşte Ecemiş fayı var, Tunceli fayı var Doğu Anadolu fayı; buralarda hareketleri beklemek lazım.
5 orta büyüklüğünde bir deprem o nedenle hissedilmesi normal. Şu aşamada Türkiye’nin pek çok yerinde bu büyüklükteki depremleri yaşayacağız. Bu sadece oraya özgü bir şey değil. Binaların depreme hazır olması lazım bunun dışında elimizden gelen hiçbir şey yok.
Tuz Gölü fayının başka tetikleyeceği bir fay yoktur. Bunu tek başına bir deprem olarak görmek lazım.
"
Bu deprem Tuz Gölü fayı üzerinde olmadı
Öte yandan Konya Teknik Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Eren, Niğde-Bor merkezli meydana gelen depremin Tuz Gölü fayı üzerinde olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Bugünkü deprem, dünkü 4.3 büyüklüğünde oluşan depremle aynı fayda. 2020 yılında Obruk Mahallesi'nde oluşan depremle aynı yere düşüyor. Bu Tuz Gölü fayı üzerinde olan bir deprem değil. Bu fayın güney ucunda faydan çatallanan Emirgazi'ye doğru devam eden, kuzey- kuzeydoğu, güney- güneybatı gidişli bir normal fay üzerinde oluşmuş bir deprem. Bu fay Türkiye diri fay haritasında henüz yer almayan bir fay. Dünkü depremin odak mekanizması da normal bir fay olarak görünüyor."