BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,33
ALTIN 2.945,03
HABER /  POLİTİKA

Nevruz istismar ediliyor

Başbakan Erdoğan, Nevruz kutlamalarının bazı kesimler tarafından istismar edildiğini söyledi

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nevruz kutlamalarını istismara yönelik adımlar atıldığını belirterek, “Buna gölge düşürmek isteyenler, burada yanlış bir platforma girmiş olurlar ki, bu uyarıyı da bir başbakan olarak yapmak zorundayım” dedi.


Erdoğan, Topkapı Eresin Otel'de gerçekleştirilen AKP Fatih İlçe Teşkilatı 2. Olağan Kongresi'nde yaptığı konuşmada, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadelesini anlattı. Başbakan Erdoğan, bu dönemin istismara açık bir dönem olduğunu, şu anda Nevruz kutlamalarının yapıldığını belirterek, şöyle dedi:

“Nevruz kutlamaları bizde bir bayramdır. Bunda maalesef istismara yönelik adımlar atılıyor. Biz, nevruz etkinliklerinin bir bayram şenliği şeklinde kutlanmasından yanayız. Buna her türlü desteği veriyoruz, vereceğiz. Ama şimdi bu etkinliği istismar ederek yasal imkanlardan da istifadeyle bunu bir gün olmaktan çıkarıp bir haftaya yaymakla da kalmayıp farklı bir şekilde değerlendirmek amacı içinde olanlar varsa, bunlar bilsin ki, bizden bekledikleri bu desteği bulamayacaklardır. Bu desteği veremeyiz. Biz, ülkede barışı ki, Nevruz barıştır, biz ülkede sevgiyi ki, Nevruz sevgidir, biz ülkede saygıyı ki, Nevruz saygıdır, biz ülkede birlikte güçlenmeyi ki, Nevruz birlikte güçlenmedir. Buna gölge düşürmek isteyenler, burada yanlış bir platforma girmiş olurlar ki, bu uyarıyı da bir Başbakan olarak yapmak zorundayım.”

22 BANKA FON'A DEVREDİLDİ

Bir önceki iktidar döneminde 22 bankanın fona devredildiğini ve bunun Türkiye'ye maliyetinin 50 milyar dolar olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bu para kasada kalsaydı pik yapardık, kimse tutamazdı” diye konuştu. Erdoğan, şimdi kendilerine bir yerlerden vurmak isteyenlerin yatıp kalkıp Maliye Bakanı hakkında 6 ay içinde 3 tane gensoru önergesi verdiklerini belirterek, şunları söyledi:

“Son gensoruda bakanım dedi ki 'Bir hafta sonra tekrar gelirsiniz'. Gensoru müessesesi de sulanıyor. Ne yazık ki, atıyor çamuru ama bu arada kendisi de batıyor. Bir genel başkan kalkıp da orada cevap verebiliyor mu? Bir bakanın bakanlığına ait lojmanda kalmasını eleştiriyor. Buna yasal olarak hiçbir mani yok. Bakanı eleştiriyor da, başbakan başbakanlık konutunda kalmıyor diye onu takdir ediyor musun? Biz bunu bunlar böyle diyecek diye yapmıyoruz. Bizim buradaki derdimiz başka. Biz istiyoruz ki, halkımızın bizzat içinde bulunalım, onlarla birlikte havayı teneffüs edelim. Attığımız adım da bu. Milletvekili arkadaşlarımız büyük bir anlayışla milletvekili lojmanlarında oturmamayı kabul ettiler. Bunun her birine maliyeti bin YTL'dir. Bu ayrı sıkıntılar da getiriyor. Bunu da biliyoruz ama buna rağmen kabullendiniz. Şimdi kalkıp bunlar üzerinden spekülasyonlar yaratıyorlar. Bir de baktık ki, yeni yeni şeyler çıkıyor. Siz de televizyondan dinlediniz. Siz dinlediyseniz ben bir daha söylemeyeyim. Siz gerekli yerlerde anlatırsınız.”

YATIRIMA GİDECEK PARALAR

Başbakan Erdoğan, yolsuzlukla mücadelede atılan adımlardan en önemlilerinden bir tanesinin de sadece imarzedelere ödenen 8.5 milyar YTL olduğunu, ayrıca görev süreleri içinde çalışanlardan nema adı altında toplanan 14 milyar YTL'yi de ödediklerini anlattı. Erdoğan, ”Onların bıraktıkları pislikleri bu iktidar temizliyor. Farkımız bu. Yalnız bu 2 ödeme yaklaşık 22-23 katrilyon. Türkiye'ye yaptığımız yatırımların neredeyse tamamı. Bunlar olmasaydı, bu paralar da yatırıma gidecekti” diye konuştu.

Erdoğan, kendilerinin “IMF'ye kurban, köle gibi gösterildiğini” de belirterek, şunları kaydetti:

“Biz Allah'tan başka kimseye köle değiliz. Biz IMF'nin 29 kurucu ortağından birisiyiz. Bunlar hep hedef saptırıyor. Başta CHP... Hepsi geçmişte kuzu kuzu masaya oturup IMF ile stand-by anlaşması imzaladılar. Ama o zaman bunları söylemediler. Şimdi bizim için konuşuyorlar. Biz göreve geldiğimizde IMF'ye borcumuz 23 milyar dolardı. Şimdi 14.5 milyar dolar. Onu da ödüyoruz. Münasebetlerimiz de gayet onurlu ve ciddi bir şekilde sürüyor. Ülkenin menfaatlerinden de asla taviz vermiyoruz.”

DÜŞÜNCE, DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜ

Yoksulluk ve yasaklarla ilgili yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgi veren Erdoğan, düşünce, din ve vicdan özgürlüğünden dolayı şu anda cezaevinde kesin hükümle yatan kimse bulunmadığını söyledi.

Bu noktaya Kopenhag siyasi kriterleri çerçevesinde yapılan düzenlemelerle gelindiğini anlatan Erdoğan, “Türkiye bir özgürlükler ülkesi olma yolunda. Bitti mi? Bitmedi. Daha yapacak çok şey var. Her şey olacak. Bazı eksiklikler, aksaklıklar yok mu? Var. Bunlar olacak. 'Her şey dört dörtlük oldu' da demiyorum. Bunlar uygulamada ortaya çıkacak. Bunları gördüğümüz zaman düzelteceğiz” diye konuştu.

Özgürlüklerin muhakkak bedelinin olduğunu ve bu bedeli hep beraber ödeyeceklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye'yi kimsenin özgürlükler nedeniyle dünyada mahkum edemeyeceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, özgürlüklerle bir istismar alanı yaratılmaması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Sizin özgürlüğünüz benim özgürlük alanım kadardır. Eğer benim özgürlük alanımın içine girerseniz, bu benim özgürlüklerime saldırı olur. Bunu da iyi hesap etmek zorundayız. Aksi takdirde bu özgürlükler noktasında yeni bir tartışmayı başlatır ki, biz buna da 'evet' diyemeyiz. Bunun da tanımını iyi yapmak gerekir. Burada, bu ülkenin düşünürlerine, bilim adamlarına, siyasetçilerine görev düşmektedir. Bu noktada da itidalin, dayanışmanın olduğu bir dönem olacaktır.”