Nereden nereye...
İlk günlerde asılmaları gerektiğine inandığımız darbecilerin, artık tutuklu mu yoksa tutuksuz mu yargılanması gerektiğini konuşur hale geldik!
Çok değil, 25 gün sonra 15 Temmuz darbesinin birinci yılını
geride bırakacağız.
Doğrusunu isterseniz geldiğimiz nokta içimi yakıyor.
En başından itibaren, Fetö ile mücadelenin
sulandırılmaması için kendi
çapımızda uyarılarda bulunduk. Birileri bilerek ve
isteyerek at iziyle it izini birbirine karıştırdı.
Belirlenen 16 kriter kimi şehirde uygulandı, kimilerinde
uygulanmadı. 17/25 Aralık milat olmaktan çıktı, birileri istediğini
hapse atarken, birileri ise hapistekini keyfine göre serbest
bıraktı.
Ekranlarda "Fetö şöyle kötüdür, darbe böyle
iğrençtir" diyen kimi avukatlar, 1 milyon TL bedelle
Fetö'cülerin dava dosyalarını alıp köşeyi döndü.
Kah, en azılı Fetö'cülerin salıverildiğine şahit olduk. Kah; masum
olduklarına iki cihanda da şehadet
edeceğimiz masumların hapse atıldığına tanık olduk. İş, tıpkı
Ergenekon ve Balyoz davalarına döndü.
Nereden, nereye geldik farkında
mısınız ahali?
İlk günlerde asılmaları gerektiğine inandığımız darbecilerin,
artık tutuklu mu yoksa tutuksuz mu yargılanması gerektiğini
konuşur hale geldik!
İşte Bülent Arınç...
Milletine ihanet ettiği HTS kayıtlarıyla
belgelenmiş, devletine ihanet ettiği mahkemece
tescillenmiş Enis Berberoğlu'nun tutuklanmasının yanlış olduğunu
söyleyebiliyor.
Yanlış anlamayın. "Yargıtay kararı beklenmeliydi"
demiyor. Milletvekili olduğu için Berberoğlu'nun tutuklanmasına
esastan karşı çıkıyor. Mahkeme kararının yanlış olduğunu ima edip,
bir yerel mahkemenin bu kararı bozması gerektiği yönünde akıl
veriyor.
İşte Kılıçdaroğlu...
Hainliği tescillenmiş Enis Berberoğlu'nun bir siyasi kararla içeri
atıldığını söylüyor. Bununla da yetinmeyip, 15 Temmuz'a kadar
darbecilerin içinde yer alan Ömer Faruk Kavurmacı'nın
tutuklanmasının yanlış olduğunu belirtiyor.
Niye?
Çünkü Fetöcü olduğu gerekçesiyle hapse atılan onlarca kişi şu
sıralar ardı ardına tahliye ediliyor. Düşünün ki "Varisi
azdığı için hapiste kalamaz" bahanesiyle tahliye
edilen Fetö'cüler dahi var!
Şu sıralar tam da Fetullah Gülen'in istediği şeyler oluyor.
Bertaraf ettiğimiz her bir Fetö'cüye karşılık, neredeyse bir
kurban veriyoruz.
Çevremiz, "Allah şahit olsun ki biz masumuz" diyen
ve gerçekten masum olanlarla dolu...
Ve onların masum olduğunu bilmesine rağmen, "Başıma iş
açmayayım" korkusuyla suya sabuna dokunmayanlarla
dolu etrafımız....
Hepimiz teneşir uykusundaki ölüler gibi olanı biteni izlemekle
yetiniyoruz. İlk ihbar edenin kazandığı bir süreçten geçiyoruz
anlayacağınız.
İhbarcının kim olduğuna dahi bakmıyoruz kimi zaman...
Geçen hafta TGRT ekranlarında bir örneğini vermiştim, izin
verirseniz burada da anlatayım.
Kahramanmaraş'ta, tecavüz ettiği küçük kızı öldürme suçundan
10 yıl hapis yatan, bir başka kadını bıçaklamaktan hüküm giyen ve
çek senet mafyacılığı yaptığı iddia edilen biri, Emniyet'e gidip
bazı isimleri Fetö'cü diyerek ihbar ediyor.
Bu azılı suçlunun iddiaları polis fezlekesine ve savcının
iddianamesine giriyor. İhbar ettiği 3'ü polis toplamda
4 kişi açığa alınıyor!
Ne diyeyim bilmiyorum.
Birileri karşımıza dikilmiş, "Ya karşımda eğil, ya gücümün
altında ezil" diyerek bizi bozguna uğratmaya çalışırken...
Ülkenin ve dahi ümmetin kaderi bize bağlıyken, uğraştığımız şu
işler inşallah karşımıza daha büyük sıkıntılar çıkarmaz.
Umarım ve dilerim ki yeni bir acı aklımızı başımıza getirmeden
kendimize çeki düzen veririz.
SOSYAL MEDYADA TAKİP
İÇİN: