Bir BBC araştırması, 11 Eylül saldırılarından çok uzun bir zaman önce neo muhafazakârlarla Big Oil (Büyük Petrol) arasında, yaşananan tartışmayı ortaya çıkardı
Abone olBir BBC araştırması, 11 Eylül saldırılarından çok uzun bir zaman önce neo muhafazakârlarla Big Oil (Büyük Petrol) arasında, Irak petrollerinin geleceği konusunda çok büyük bir çatışmanın yaşandığını ortaya çıkardı. Bush yönetimi, 11 Eylül öncesinde neo muhafazakârlar ile Big Oil arasında bir politika savaşının kıvılcımını çakan savaş ve Irak’ın petrolleri için planlar yaptı. İki yıl önce bu zamanlar, Başkan Bush ABD, İngiltere ve müttefik güçleri Bağdat’ı bombalamaya başladığında, saldırıyı protesto edenler ABD’nin Saddam’ı yendikten sonra Irak’ın petrolleri üzerinde gizli bir planı bulunduğunu iddia etmişlerdi. BBC Newsnight ise, gerçekte iki yıl önceden çatışma planlarının yapıldığını, Pentagon’daki neo muhafazakârlarla Big Oil yöneticileri ve ABD Dışişleri Bakanlığı “pragmatistleri” arasında gizli bir politik savaş bulunduğunu açığa çıkardı. Savaşı “Big Oil” kazanmış görünüyor. Irak doğumlu bir petrol şirketi danışmanı olan Falah Aljibury, California, Washington ve Ortadoğu’daki gizli toplantılarda yer aldığını söyledi. Endüstri yanlısı plan, 2003 yılında Irak petrol sahalarının tümünün satışını öngören gizli başka bir plan tarafından bir kenara itildi. Neo muhafazakârlar tarafından ustalıkla yapılan bu yeni plan, Irak petrol üretiminin OPEC kotalarının üzerine çıkarılarak OPEC’in kartelini kırmak için kullanılmasını amaçlıyordu. Dışişleri Bakanlığı’nın ricası üzerine Londra’ya uçan eski bir enerji ve CIA petrol analisti olan ve şimdilerde Washington’daki Center for Strategic and International Studies’de görevli Robert Ebel’e göre satış için yeşil ışık, ABD’nin Bağdat’a girmesinden kısa bir süre sonra Ahmet Çelebi’nin başkanlığını yaptığı Londra’daki gizli bir toplantıda yakıldı. Ronald Reagan döneminde Saddam’a bilgi sızdıran Aljibury, Irak petrolünün satış planlarının 2003 yılında ABD’nin tayin ettiği geçici Hükümet Konseyi tarafından yürütüldüğünü, bunun da direnişi, ABD ve İngiliz işgal güçlerine yönelik saldırıları artırdığını, direnişi körüklediğini iddia etti. San Francisco’daki evinde sorularımızı yanıtlayan Aljibury, “Direnişçiler bunu kullandı. Bakın, ülkenizde kaybediyorsunuz, milyarlarca dolar değerindeki kaynaklarınızı kaybediyorsunuz ve birileri sizi kontrol ederek bu sayede yaşamınızı sefilleştirmek istiyor. Petrol özelleştirmesinin öncesinde tesislerin, boru hatlarının bombalanmasında bir artış gördük.” diye konuşuyor. Saldırıdan bir ay önce ABD hükümeti için Irak petrol üretiminin kontrolünü üstlenen ABD’li Shell Petrol’ün eski CEO’su Philep Carroll, satış ayıbını durdurdu. Carroll bize, 2003 yılı Mayıs ayında Irak’a giderek ABD işgal güçlerinin başına geçen Paul Bremer’e, “Ben bu işin içindeyken Irak petrol kaynaklarının ya da tesislerinin özelleştirilmesi olmayacak.” dediğini anlattı. Heritage Foundation’dan neo muhafazakâr Ari Cohen, Newsnight’a Irak petrollerini özelleştirme fırsatının kaçırıldığını söyledi. Cohen, planın OPEC kartelini kırmak için bir araç olarak gördüğü için savunuculuğunu yaptı ve Amerika’nın “fazla zeka gerektirmeyen” bu plan doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Carroll, “Bu düşünceyi paylaşıyorum, özelleştirme işi için beyine gerek yok. Bu ancak beyni olmayan biri tarafından düşünülebilir.” dedi. Dışişleri Bakanlığı’ndan Newsnigt ve Harper’s Magazince elde edilen yeni planlar, ABD petrol endüstrisi tarafından devlet tekelinde yeni bir petrol şirketinin yaratılmasını öngörüyordu. Bu plan, Teksas’taki James Baker Institute’taki Amy Jaffe’nin rehberliğinde 2004 yılında tamamlandı. Newsnight’ın sorularını yanıtlayan Amy Jaffe, petrol endüstrisinin Irak petrollerinin devlet kontrolünde olmasını tercih ettiğini çünkü Rusya’daki enerji özelleştirmesinin bir tekrarından korktuğunu söyledi. Shell’in eski petrol patronu da bu görüşle hemfikir. zaman