Neden Maltepe Cezaevi?
Fetö terör örgütüne üye bütün tutuklular Silivri Cezaevi'nde yatıyor. Maltepe Cezaevi'ne ilk defa Fetö suçundan bir tutuklu gönderildi. Neden?
Kemal Kılıçdaroğlu, önceki gün "Enis Berberoğlu
tutuklanmadan önce, kendisi için Maltepe Cezaevi'nde 3 ayrı yer
hazırlatıldı" iddiasında bulundu.
CHP liderini dinlerken, içimde tiksintiyle karışık bir öfkenin
kabardığını hissettim. Çünkü bir insan, halkı galeyana
getirecek böylesi korkunç yalanları bu kadar rahat söyleyemez,
söylememeli...
Bu adamın niyetinin, Türkiye'yi bir iç savaşa sürüklemek olduğundan
artık eminim! Neden emin olduğumu, meseleyi başından
itibaren anlatarak açıklayayım.
Belki bazı yerlerde tekrara düşeceğim ama ziyanı yok. En azından
meselenin başını kaçıranlar büyük resmin parçalarını daha iyi
birleştirmiş olur.
Enis Berberoğlu'nun yargılandığı davada ceza alacağını tüm Türkiye
gibi, son duruşmaya katılan CHP'li milletvekilleri de biliyordu.
Ancak hiç kimse, karar açıklanır açıklanmaz tutuklama kararı
çıkacağını beklemiyordu.
Mahkeme, Yargıtay aşamasını beklemeye gerek görmeden Berberoğlu
hakkında tutuklama kararı verdi ve kendisini Maltepe
Cezaevi'ne gönderdi.
Herkes bu şok edici kararı tartışırken, hiç kimsenin aklına, "Neden
Maltepe Cezaevi?" sorusunu sormak gelmedi.
Öyle ya!..
Fetö'ye bağlı bütün tutuklular Silivri Cezaevi'nde yatıyor. Maltepe
Cezaevi'ne ilk defa Fetö suçundan bir tutuklu gönderildi.
Neden, neden, neden?
O günden beri bu soruyu sorup durdum. Ve nihayet, günlerce zihnimde
dönüp duran düşünce karmaşasını sonlandıracak cevaba dün
ulaştım.
Sizinle de paylaşayım.
Enis Berberoğlu'nun Maltepe Cezaevi'ne gönderilmesini, karar
duruşmasını izleyen CHP'li milletvekilleri bizzat istedi. Mahkeme
de tuhaf bir karar alarak bu isteği yerine getirdi ve Berberoğlu
Maltepe Cezaevi'ne gönderildi.
Bu bilgi kesin ve net!
Şimdi ortada cevabı aranan iki soru var. CHP milletvekilleri neden
özellikle Maltepe Cezaevi'ni istedi ve Kemal Kılıçdaroğlu bunu bile
bile neden yalan söyledi?
Madde madde anlatayım.
1- CHP lideri Berberoğlu hakkında
çıkacak kararı, karardan önce haber aldığı için İstanbul'a
yürümeyi çok önceden planlamıştı.
2- Kılıçdaroğlu ile kendisiyle birlikte yürüyen
kalabalığın, Şehitler Köprüsü'nden yaya olarak geçip
Silivri'ye ulaşmalarına devlet hiç bir şartta izin vermeyecek,
yürüyüş yarıda kalacaktı. Bu nedenle, yürüyüşün amacına
ulaşması için Berberoğlu'nun İstanbul içinde bir hapishanede
kalması gerekiyordu.
3- Yarıda kalmasa bile, Silivri konum olarak
İstanbul'un merkezi sınırlarının dışında kaldığı için, katılım az
olacak ve yapılacak eylem güdük kalacaktı.
4- Eylemin başarıya ulaşması ve beklenen
kargaşanın yaşanabilmesi için, CHP'li belediyelerin hakim
olduğu bir bölge seçilmesi gerekiyordu.
5- Bunun için en uygun yer Maltepe'ydi. Adalet
Yürüyüşü yapanlar Pendik sınırına ulaştığında, CHP'li Kartal,
Maltepe ve Kadıköy Belediyeleri ile teşkilatları korteje
katılacak.
6- Sadece CHP'li belediyeler ve teşkilatlar değil.
Gülsuyu, Gülensu, Okmeydanı, Gazi ve Kadıköy
bölgelerindeki DHKP-C ve PKK'lı teröristler de korteje
katılacak. Böylece hem sayının bir milyon sınırına ulaşması
sağlanacak, hem de teröristlerin provokasyonları
sayesinde ikinci Gezi ayaklanması resmen hayata
geçirilecek.
7- Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'a ulaşmayı
hedeflediği tarih 9 veya 10 Temmuz. Ayın 11'inde ise 15
Temmuz haftası başlayacak, halk sokaklarda ve
meydanlarda olacak. Kısacası iç savaşı aratmayacak bir çatışma
için en uygun tarih!..
Bakın arkadaşlar!
Ta en başından itibaren söylüyorum. Bu yürüyüş
adalet için yapılmıyor. Adı adalet olan bu yürüyüşün amacı
teröre, teröriste darbeciye, haine, destek vermektir. Bu
yürüyüşün amacı, Erdoğan'ı devirmek adına ortalığı cehenneme
çevirmektir.
Bunu ben değil, "Her Firavun'un bir Musa'sı
vardır" diyerek yürüyüşe başlayan Kemal Kılıçdaroğlu'nun
bizzat kendisi söylüyor! Bu sözler, "Ben, seni devirebilmek
umudu ve amacıyla yola çıkıyorum" anlamı
taşıyor.
Bunu başarabileceğine inandığımı sanmayın!
Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar pek çok planına tanıklık ettik.
Gerçi henüz harika bir plana imza attığına da şahit
olmadık. Ancak yaptığı planlar bugüne dek pek çok kişinin
canını yaktı. Bu son ahmakça plan yüzünden masum canlar yanmadan
harekete geçmek gerekiyor.
İstanbul polisi, bir taşkınlık yaşanması durumunda bir iki saat
içinde kalabalığı dağıtabilecek güç ve kudrete sahip. Mesele
müdahale etmek veya dağıtmak değil. Müdahaleden sonra, dağılan
grubun içindeki terörist zihniyetli provokatörlerin,
yağma gibi, yıkım gibi işlere kalkışıp halkı
galeyana getirecek olmasından ve yaşanacak karşılıklı
çatışmalardan endişe ediliyor.
Böyle bir olay yaşanması durumunda masum siviller beklenmedik
zararlar görebilir ve hatta kan akabilir.
Konuşma şansı bulduğum bazı bölge emniyet müdürleri, benzer
istihbaratlar aldıklarını söylüyor.
Bu durumun önüne geçmenin tek yolu, Enis Berberoğlu'nun İstanbul
dışındaki bir cezaevine nakledilmesi... Sakarya L Tipi Cezaevi
şu anda bu durum için en uygun adres olarak görünüyor.
Ya da Bolu F Tipi Ceza İnfaz Kurumu...
Nice zamandır yargıda yaşanan rezaletleri sadece izlemekle yetinen
Adalet Bakanlığı, umarım bu kez harekete geçer ve bir an önce
gereğini yapar!
SOSYAL MEDYADA TAKİP İÇİN: