BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Necmettin Erbakan gazeteci oldu

Star Gazetesi'nin haberine göre, Milli Gazete'nin başyazılarını 5 yıl boyunca siyaset yapması yasaklanan Necmettin Erbakan kaleme alıyor.

Abone ol

İşte Erbakan tarafından yazıldığı iddia edilen Milli Gazete'deki son başyazı: “Günah bizden gitti” Ne kadar Basit Sayın Gül Önce ABD açıklama yaptı. Aylardır Irak’ta araştırma yapan denetçilerin raporlarını kaale almadığını, kendi elinde Irak’ın kimyasal silahlarıyla ilgili belgeler olduğunu ve bunları BM’ye doğrudan sunacağını duyurdu. Eğer BM siyonistlerin aleti olmuş bir teşkilat konumunda olmasaydı Bush’a haddini bildirmek için “Biz dünyayı temsil ediyoruz. Sana böyle bir görev vermedik. Eğer elinde ciddi belgeler varsa bunları denetçilerimize ver” derdi. Diyemedi. ABD’nin haydutluğuna boyun eğdi. Nihayet onlar da ellerindeki “belgeleri” BM’de açıkladılar. Türkiye’nin aksine bütün dünya bu belgeleri ciddi bulmadı. Açıkça ABD’nin bir komedi oynadığını duyurdu. Türkiyemizde durum farklı. Önce R.Tayyip Erdoğan Türkiye’nin savaşta ABD’nin yanında yer aldığını açıkladı. Peşinden pekiştirici açıklama Sayın Gül’den geldi: “Günah bizden gitti!” “Günah bizden gitti, çünkü elimizden geleni yaptık!” Her sözün tefsire ihtiyacı vardır Sayın Gül. Bu sözünüzü biz değil, Türkiye’de “Karanlıklar Prensi” ünvanıyla maruf, ABD Savunma Bakanlığı Baş Danışmanı Richard Perle yapacak. O aynen şunu söylüyor: “Türkiye’siz bir savaşı hayal etmemiz bile mümkün değil!” Sözünüzün tefsiri ortada, elinizden geleni yaptığınıza inanıyoruz, ama barış değil savaş için! Günahın gelmesi, gitmesi bu kadar kolay mı Sayın Gül? Bize cevap vermeniz gerekmiyor, ama lütfen, hiç değilse bu gece yatsı namazınızı kıldığınızda seccadeniz sıcaklığını korurken, yönünüz kıbleye müteveccihken başınızı önünüze eğiniz. Elinizi vicdanınıza koyunuz. Bir kez de kendinize söyleyiniz: “Günah benden gitti!” Kalbinize bakın sayın Gül, kalbinize. Bizzat kendi kalbiniz “Günah benden gitti” diyor mu? Orada bir tasdik var mı sayın Gül? Tamamı, “Bu savaşta ABD’nin yanında tek başımıza yer almak zor, öyleyse bir kaç İslâm ülkesini bir araya getirip blok destek oluşturmalıyız” stratejisine ayarlanmış bir kaç kısır girişimi “günah savma” düşüncesiyle mi bu millete “barış girişimi” diye yutturmaya çalıştınız? Sayın Gül bizlerin sesine kulak tıkayacağınıza kani olsak bile (çünkü kendinizi kaptırdığınız değişim rotası bunu gerektiriyor) yanınızda çok değerli insanlar var. Onların sesine kulak vermenizi ümit etmek isteriz. Baş Danışmanlarınızdan değerli ilim adamı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu “stratejik planlama ve siyasi irade” konusunda zaafa düşenleri anlatırken önemli bir tesbitte bulunuyor. Aynen şunları söylüyor: “Satrancın taşlarını yönlendiren bir oyuncu mu, yoksa bir satranç taşı mı oldukları konusunda gizli bir kimlik çelişkisi yaşarlar. Oyunu yönlendiren bir satranç oyuncusu olarak atabilecekleri adımların sonuçlarından tedirgin, başkalarının oyunlarında taş olmaktan da rahatsızdırlar. Keşke ne taş, ne oyun, ne de oyuncu olsaydı diye düşünmeye başladıklarında elleri ayakları birbirine dolaşır ve en güçlü oyuncunun gölgesinde kalmanın en güvenilir yol olduğuna kendilerini inandırırlar. “Kendi tarih ve coğrafyalarının engin ufkunda vakur, hesaplı ve kararlı bir yürüyüşe çıkmaktansa, başkalarının strateji gölgelerinde yalpalamayı tercih ederler. Onlar için tarihin birikimi değil, “fatura”sı, coğrafyanın stratejik zenginliği ve potansiyeli değil, büyük oyunların oyuncularına sunulacak kozları vardır.” Bunlardan ibret alın Sayın Gül!