BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,50
HABER /  GÜNCEL

Necati Çelik Erbakan'ı eleştirdi

Çelik, Sinemis Yayınları'ndan çıkan ‘28 Şubat ve İrtica Tehdidi’ kitabında o döneme ilişkin bakın neler dedi?

Abone ol

Refahyol'un Çalışma Bakanı Necati Çelik, Başbakanlık’ta tarikat liderlerine verilen iftar yemeğinin de, Kaddafi'nin sözlerine tepki gösterilmemesinin de büyük bir hata olduğunu söyledi. 28 Şubat sürecinde Refah Partisi'nden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan 14 yıl da Hak-İş Genel Başkanlığı yapan Necati Çelik, Sinemis Yayınları'ndan çıkan ‘28 Şubat ve İrtica Tehdidi’ kitabında dönemin Başbakanı Erbakan ve Yardımcısı Tansu Çiller'i sert biçimde eleştirdi. Çelik, Başbakanlık’ta tarikat liderlerine verilen iftar yemeğinin de, Kaddafi'nin sözlerine tepki gösterilmemesinin de büyük bir hata olduğunu söyledi. Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ı hapishanede ziyaret etmesinin büyük bir yanlış olduğunu da belirten Çelik, Başkan Yıldız'ın düzenlediği Kudüs Gecesi'nin sorumluluğunun da aslında parti yönetiminde olduğunu iddia etti. Hükümetiz, ama Başbakanlık konutu kullanılmıyor. Başbakanlık konutunun bir şekilde kullanılması lazım. Büyük bir imkán orası. Neden kullanmıyorsunuz Hocam dedik. Dedi ki, işte oraya Türkiye'nin alimlerini, tarikat önderlerini, cemaat önderlerini toplayacağız; bir yemek yiyeceğiz, dua edeceğiz, ondan sonra kullanmaya başlayacağız. Onun üzerine konuya muttali olduk. Bunun üzerine; ‘Sakın böyle bir şey yapmayın, yanlış olur. Türkiye şartlarını bırakın, ortağınız bile buna tepki gösterir’ dedik (...) Eksik olmasın, orda yapılan yanlış olur tesbitlerini dikkate aldı ve peki dedi. Ama bizim yanımızda Ankara Milletvekili Hasan Hüseyin Ceylan'ı çağırdı ve sen böyle bir davet olursa kimleri çağırabiliriz bir liste yap dedi. Başörtüsü konusunda susmamızı önerdiler Özellikle ANAP'taki dostlarımız ve bizzat Sayın Mesut Yılmaz tarafından bize uyarılar yapılmıştır. Bana yapılmıştır. Yanlış hatırlamıyorsam Sayın Cemil Çiçek'e ve Sayın Ali Coşkun'a Mesut Bey başbakanken susmamız konusunda uyarılarda bulunmuştu: ‘‘Aman ne olur partinizin yanlış yapmasına fırsat vermeyin, aksi halde partinize vaki bir faaliyet, siyasetin bütününü kapsar. Bütünüyle siyasi alanı daraltır. Sizinle sınırlı kalmaz, size yapılacak muamele hepimizi kapsar, ne olursunuz buna engel olun.’’ DYP’liler yasağı kaldırmayı reddetti 54. hükümet olarak biz başörtüsü yasağını kaldıran bir kanun tasarısı hazırladık. RP'li bakanlar olarak da imzaladık. Ama DYP'li bakanların hiçbirine imzalatamadığımız için geri çektik. Hazırlanmamış kabul ettik ve hiçbir yerde bunu ifade etmedik, hükümetin selameti bakımından sıkıntı yaşanmasın diye. Kaddafi’nin sözlerine müdahale edilmeliydi Kaddafi, hezeyanlarını peşi sıra sıralamaya başlayınca, derhal müdahale edilmeliydi ve böyle bir konuşmanın muhatabı olunamayacağı kendisine kararlılıkla ifade edilmeliydi. Belki siyasi nezaketten, belki de Erbakan Hoca'nın beyefendiliğinden Kaddafi yararlanmıştır. Belki Erbakan Hoca'nın dindar kişiliği, dünya çapında yapılmış din eksenli organizasyonların birer üyeleri olmaları veya o organizasyonları birlikte planlamış olmaları, birlikte katılmaları gibi birçok etken belki Erbakan Hoca'nın sabretmesine sebep olmuştur. Ama dediğim gibi, gerekçesi ne olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti devleti adına o ziyarette, o hezeyanların dinlenmemesi gerekirdi. Çiller’in aklandığı oylamaya Şevki Yılmaz katılmadı Şevki Yılmaz, Tansu Hanım'ın aklandığı oylamaya bilerek katılmadı ve bu vesileyle ben kendisiyle konuştum. O da, bu oylamaya katılıp dosyaların reddi yönünde oy kullanmayı nefsime sindiremiyorum, dedi. İçimizde bir tek o Tansu Hanım'ın lehinde oy kullanmadı. Bizler gönül huzuruyla Tansu Hanım'ın aklanması lehinde oy kullanmış değiliz. Hepimiz verdiğimiz oylardan dolayı rahatsızlık duyduk. Demokrasiyi inanarak savundum, dert oldu Erbakan Hoca ve ekibinin demokrasi ve cumhuriyete karşı oldukları suçlaması 30 yıldır yapılıyor (...) Demokrasiyi inanarak savunmalıyız. Demokrasiyi balkonda savunup içeride nereden çıktı bu Yunan felsefesi dememeliyiz dediğim için, eğitim listesinden çıkartıldım. Özbek Paşa’ya direnilmedi Osman Özbek Paşa'nın beyanları karşısında hükümet kararlı olsaydı, 28 Şubat hareketi yürütülemezdi. Toplum bütünüyle hükümetin yanında yer alırdı. Tayyip Erdoğan bir fırsattır Tayyip Erdoğan'a siyaset yasağı geldiği zaman parti içindeki çekirdek kadroda yer alanların sevindiklerini görmedim. Ama Tayyip Bey'in önünün kesilmiş olması, bu hareketin derinini teşkil eden zevatı çok da rahatsız etmedi (...) Aklı başında hiçbir Müslümanın demokrasiyle ve laiklikle bir problemİnin olamayacağını tam bir kararlılıkla ifade ediyorum. Bu tesbit ve değerlendirme aydınımız, bürokrasi ve medya tarafından da yine tam bir kararlılıkla desteklenmelidir. Ülkemizin çıkışı buradadır. Ve Sayın Tayyip Erdoğan'la yakalanan bu fırsat iyi değerlendirilmelidir. İlk işareti Hürriyet’te vermişti Necati Çelik, yayınlanan kitabının ilk işaretini 11 Şubat 2002 tarihli Hürriyet'teki demeciyle vermişti. Çelik, Erbakan ve ekibini suçlarken, ‘‘Bu zevatın Türkiye'ye verdiği zararın boyutunu ölçmek mümkün değil’’ demişti. Kaynak: Hürriyet