Ne işimiz var Katar'da öyle mi?
Sıra Türkiye'ye gelmeden görelim oyunu. KKTC nasıl 'Yavru vatanımız' ise artık Katar'da 'Kardeş ülkemiz'dir.
Türkiye’ nin Katar’a sahip çıkması, görülüyor ki ülkemizde belli bir kesimi rahatsız ediyor...
“Bizim ne işimiz var Katar’da” deniliyor…
Var kardeşim var!...
Olmazsan..
Yarın sıra sana gelecek…
Bu oyun üst aklın işi!..
BOP projesinin bir başka ayağı..
Neden Katar’a sahip çıkmalıyız?
Suudi Arabistan; Mısır, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Libya ve Maldivler Katar’a çok ağır yaptırımlara başlaması ABD’nin emir komutasında olmalarından başka bir şey değil!..
Daha ilk günden Katar’ın tek dostu olarak Türkiye ortaya çıkarken bir bakıma da o üst akıl ABD’ye rest çekti!..
Bu yürekliliği Reis’ den başka kimsede yapamazdı…
Çünkü mükemmel ilişkiler kurduğumuz Katar üzerinden Türkiye’ye bu kez ekonomik darbe vurulmak istendiğini görüyor.
Bakın izlediğim Türkiye-Katar ilişkisi noktasındaki bir analizi “Neden Katar’a sahip çıkmalıyız” noktasında sizlerle paylaşmak istedim..
***
Katar neden yalnızlığa itiliyor hiç merak ettiniz mi?
Yoksa ülkemin sınırları dışında diye bunu hiç umursamadınız mı?
Olayın iç yüzü nedir ve Türkiye’yi neden alakadar etmektedir?
Bunlara cevap arayalım…
Aslında bu gerilim 19. Yüzyılda başladı. Körfezde yayılmaya ve Körfez ülkeleriyle anlaşmalar yapmaya başlayan İngilizlerin ikna edemediği tek kişi Şeyh Temim’in büyük dedesi Muhammet El Sani ve oğlu modern Katar’ın kurucusu olan Kasım El Sani olmuştur.
Onlar Osmanlı Devleti ile işbirliğinden yana oldular. Hatta Şeyh Casim oğluna Osmanlı askerlerini asla Katar’dan çıkarmama vasiyetinde bulunmuştu.
Fakat Osmanlı askerleri 1916 yılına kadar Katar’da tutunabildi.
Sonra bölge İngiliz işgaline girdi.
Arap Yarımadası’ndaki bu onurlu ses, o günden itibaren hedef tahtasına oturdu.
Ama daima köleliği değil şerefi seçtiler.
1960’lı yılların sonunda ise bölgeyi terk eden İngilizler Katar’a Birleşik Arap Emirlikleri Konfederasyonu’nun içinde kalmayı teklif etse de Katar bağımsızlığı tercih etti ve bir kere daha bölgede farklı davranan ülke oldu.
Suud’lar ise Katar’ı nüfuslarına alamamayı asla kabul etmediler.
O günden bu güne gerginlik süre geldi.
Fakat bugünlerde gerginlik tavan yaptı.
Çünkü Katar yine dayatılanın dışına çıkıp ümmetin yanında yer alıyordu.
Türkiye ile dirsek temasında hareket ediyor, Müslüman kardeşler ve Hamas’a sahip çıkıyor, Suriye’de Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nu finanse ederken harekat merkezlerini Katar’a taşıyor, kısacası ümmetin çıkarlarına göre hareket ediyordu.
Tabi ki bunun bir bedeli olacaktı.
Ve Amerika’nın yeni Başkanı Trump harekete geçti.
Önce 11 Eylül’ü finanse etmekle suçladıkları Riyad yönetimi ile sorunların çözüldüğünü söyledi.
Bu açıklamanın ardından Amerikan basınında iki ülkenin gizli anlaşmalar yaptığı, Ortadoğu ve Afrika’da Amerikan çıkarlarına aykırı davranan asi çocuk Türkiye’nin yerine yeni müttefikin Suud’lar olacağı konuşuldu.
Ardından nisan ayında Mısır’ daki cunta yönetiminin şefi General Sisi’yi Beyaz Saray’da krallar gibi ağırladı.
Bundan altı hafta sonra şaşalı bir Suudi Arabistan ziyareti gerçekleştirdi.
Hem 380 milyar doları cebine koyup ülkesine döndü hem de karşısında bükülmeyen Katar’ın bitirilmesi için düğmeye bastı.
Ardından 7 Arap ülkesi teröre destek verme gibi iftiralar ile Katar’a yaptırımlar başlattı.
Bakın Trump seçim kampanyasında kendisine yöneltilen “ABD'nin 20 trilyon dolara yakın borcu var, nasıl ödeyeceksin?” sorusuna nasıl cevap vermişti..
“19 trilyon dolar borcumuzu Körfez ülkeleri ödeyecek, yoksa hiçbiri ayakta kalamaz.”
2015 yılında Trump Twitter’dan bakın ne demişti;
“Petrolden günde 1 milyar $ kazanan Suudiler korumamızı istiyorsa karşılığını ödemeliler. Beleş olmaz.”
Anladınız mı şimdi?
Trump’un Suudi Arabistan ziyaretinde yaptığı 380 milyon dolarlık silah ticareti anlaşmasını!
Ve bu işin nereye varacağı belli değil.
Peki biz neden Katar’a sahip çıkmalıyız?
Katar her fırsatta bize yakınlığını gösterdi.
Türkiye’nin kara gün dostu oldu.
15 Temmuz’dan önce ülkemizi ekonomik buhran ile sarsmaya çalıştılar ve Katar yaptığı yatırımlarla ülkemize nefes aldırdı.
Middle East Monitor’un haberine göre Katar 15 Temmuz gecesi 150 özel kuvvet askerini Türkiye’ye Cumhurbaşkanı korumalığına gönderdi.
Fakat ihtiyaç olmayınca 19 Temmuz’da sessiz sedasız ülkeden ayrıldılar.
Ayrıca 15 Temmuz’da darbenin başarılı olup olmayacağı belli değilken net şekilde Türkiye’nin yanında yer alan ilk ülke Katar’dı.
Batı’yı karşısına almak pahasına Türkiye politikalarını hem maddi hem manevi olarak destekledi.
Rusya ile yaşadığımız uçak krizinde Türkiye’ye ucuz gazı ben veririm diyerek güven tazeledi. Ayrıca Katar tugay seviyesinde askeri üssümüzün açılmasına izin veren ilk Ortadoğu ülkesi.
Bizi her ekonomik saldırıdan çıkarmak için canla başla çalışan dostumuzdur Katar.
Nitekim Amerika’da neoconların akıl hocalarından oryantalist İsrail aşığı Michael Rubin 23 Mart 2001’de Türkçe olarak attığı tweetlerde Türkiye’nin sonunun geldiğinden ve Türkiye’ye para akıtan Katar’ın artık bunu yapamayacağından bahsetti.
Geçen ay Suud’lar Türkiye’ye verdikleri silah siparişlerini iptal edince Katar Türkiye’den 2 milyar dolarlık savunma alımı yaptı.
Ülkemize başta inşaat sektörü olmak üzere 15 milyar dolarlık iş kapısı açtı.Kısacası en zor zamanlarımızda herkes 3 maymunu oynarken yanımızda yer alan kara gün dostuydu Katar.
Katar hep Arap dünyasından farklı bir şekilde Türkiye’nin dostu olduğunu ortaya koydu.Yani Katar’a vurulan darbenin bir amacı da dört yanı kuşatılmak istenen Türkiye’yi daha da nefes alamaz hale getirmek.
Bu yüzden Katar’dan sonra sıranın Türkiye’de olduğuna dair çok ciddi analizler yayınlanmakta. İşte bu gerçeklerin ışığında biz Katar’a sahip çıkmak zorundayız. Devletimiz zaten şu anda her kanalda dengeli bir politika ile Katar’a sahip çıkıyor.
Bize düşen ise devletimize bu yolda destek olmak.
Biz vefalı bir milletiz.
Bize destek vereni asla sırtından vurmadık.
Bugün de vurmayacağız.
Unutmayın Katar bugün bize verdiği desteğin de bedelini ödüyor ve biz buna izin vermeyeceğiz.
Şu an fitne zamanındayız.
Ve düşman okları bizi hak ehli olan Katar’a götürüyor.
Hak ehlinin yalnız bırakırsak hesap veremeyiz.
Bu olayların üzerine attığı tweette “Hasbinallah ve nimel vekil, Allah bize yeter o ne güzel vekildir” diyen Katar Emiri Türkiye’ye emanettir…(1)
***
Diyeceğim şu ki;
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nasıl bizim ‘YAVRU VATANIMIZ’ ise bundan böyle Katar da ‘KARDEŞ ÜLKEMİZDİR’ …
Şimdi Katar’a sahip çıkma zamanıdır.Asken gönderilip gönderilmemesini tartışanlara şunu da sormak gerekir.
'Batı ülkelerinin,ABD'nin Ortadoğu' da askerlerinin ne işi var?'
ABD nere, Ortadoğu nere?
Ama bizim yanı başımız komşumuz!..
Yoksa Ortadoğu’da ABD-İsrail aşağılık aklı ile oynanan oyuna sustuğumuz zaman yarın sıra bize gelir!
İşin özeti nedir biliyor musunuz?
Duyarsız kalmayan eski bakan Egemen Bağış çok güzel özetledi…
“Davos’taki o ‘One minute’ çıkışı sonrası tezgahlanan ve 4 yıldır yaşanan Gezi, 17-25 Aralık, Kobani, Rus uçağı, çukur siyaseti, artan terör ve 15 Temmuz kalkışması gibi krizlerin teki bile başka bir ülkede yaşansa darmadağın olurdu. Milletimizin feraseti sayesinde çok şükür dimdik ayaktayız. Bu millete diz çöktürmek için şimdi de Katar üzerinden oyun oynuyorlar. Biz dahil bölgeye verilen mesajın bu zincirden bağımsız olduğuna inanmıyorum. Katar krizi de yine ‘Aşağılık akıl’ dediğim dış güçlerin işi. Her zaman olduğu gibi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Katar’a sahip çıkan duruşu dengeleri değiştirmiş, ‘Aşağılık akıl’ a fren yaptırmıştır.” (2)
Altına aynen imzamı atıyorum…
Ve son olarak diyorum ki;
Türkiye'nin geçtiği bu kritik süreçte neden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesinin büyük bir şans olduğu ortadadır. Zaman “Ne işimiz var Katar’da” demek değil, “Katar’a sahip çıkmak Türkiye’ye de sahip çıkmaktır” deme zamanıdır…
İçimizde de dahil 'Sıra Türkiye'ye gelse' diyenleri görmeyecek kadar aptal değiliz!
O nedenle Kadar sadece Katar değildir!..
Kyn: (1) c Kıyam-@2023KIYAM (2)Sevilay Yılmaz-Bundan böyle aşağılık akıl diyelim(10 Haziran 2017-Habertürk)