BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

N.Ç'ye bir darbe de ailesinden!

Eskişehir'de, 13 yaşındayken defalarca tecavüze uğrayan N.Ç.'ye yaşadıklarının ardından bir darbe de ailesinden geldi

Abone ol

Eskişehir'de, 13 yaşındayken defalarca tecavüze uğrayan N.Ç., yaşadıklarının ardından ailesinden de şiddet gördüğünü belirterek, "Adalet istiyorum" dedi.

Eskişehir'in Alpu ilçesinde 1998-99 ve 2000 yılları arasında defalarca tecavüze uğradığını iddia eden N.Ç., kendisine tecavüz eden kişilerden birinin en yakın akrabası ile evlendiğini söyledi. 26 kişinin tecavüz ettiği Mardinli N.Ç. ile kendi başına gelen olayın aynı olduğunu belirten N.Ç, "İlk başta elle taciz ettiler. Kendi okulumda oldu. Aileme söylememem için ölüm tehditlerinde bulundular. Daha sonra cinsel birliktelikler başladı. İlk biri yaptı. Sonra bunlar 2, 3, 4 kişi olmaya başladı. 2 kişi de suça yataklık etti. Bu kişiler aynı zamanda sevgililerine de söyledi. Sevgilileri de öğretmenlere söyledi. Beni okulda dışladılar. Ağır sözler söylediler" dedi.

OKUL MÜDÜRÜ SADECE BENİ DÖVDÜ

Bu olayları duyan okul müdürünün kendisini dövdüğünü iddia eden N.Ç., "Bir gün beden dersinde arkadaşlarımla konuştuk. Arkadaşımla ağır sözü sebebiyle tartışmaya başladık. Öğretmenlere intikal etti bu durum. Okul müdürümüz sadece beni dövdü. Ama diğer kişilere hiçbir şey yapmadı. Beni ıslah evine götürmekle tehdit ettiler. Artı jandarmaya bildireceklerini söylediler. O şekilde tehdit edildim ve olay kapatıldı. Ve bir daha benim yanıma yaklaşamadılar. Ama ders sıralarında sözlü tehditlerde bulunuyorlardı.

Orta 3'ün son dönemindeydim. 1999-2000 eğitim dönemindeyken tekrar yeniden yapmaya kalktılar. Önce yapmadan önce tehdit savurdular" diye konuştu.

Annesinin yaşananları duyduktan sonra sadece kendisini dövdüğünü söyleyen N.Ç., "Bir yıl öncesinde olayı öğrenen annem de sadece beni dövmüştü. Bana tecavüz eden, o iğrenç olayı yapan kişiye gidip sormuş. Ve o, 'Biz yapmadık, senin kızın yalan söylüyor' demiş. Teyzem o zamanın valisini tanıyordu. Vali bey de dava açmamız gerektiğini söyledi. Dava açtık. Rehberlik ve araştırma merkezindeki, şu an öldüler, 2 öğretmenim beni çok iyi bir şekilde savundu.

HİKAYE UYDURUYOR DENİLDİ

Suçluların cezalarının verilmesini istediler ama çocuklara gelince hiçbir şey olmadı. Dava 4 yıl kadar sürdü. Bur arada adli tıptan rapor aldım. 'Elastike bir yapı ve sadece doğum esnasında yırtılabilir' raporu aldım. Ama ne yazık ki hiçbir şekilde ceza almadılar. İlk başta onlar kararı bozdurmak için temyize başvurdular. Sonra biz başvurduk. En sonunda dosya İstanbul Adliyesi'ne gönderildi. Adliyede karar bozuldu. Ve sadece, 'Hikaye uyduruyor' denildi. İlk başlarda sustum.

AİLEM BENİ DÖVÜYORDU

Çünkü tecavüz edenlerden biri yediğimiz içtiğimizin ayrı gitmediği biriydi. Ve
annem babam beni sürekli dövüyordu. Yani yapmadığım bir şey için ailem sürekli dövüyordu. Ve bunu yakın çevrem de biliyordu. Annem bana inanması gerekirken o iğrenç olayı yapan kişiye inandı. Ve bundan sonra her ne olursa olsun söylememeyi tercih ettim. Öleceğimi de bilsem yapamazdım. Yani sonuçta onlar söylesem de söylemesem de öldürecekler, ailem zaten dövmeleri ile öldürüyor. Hiçbir şey değişmiyordu. Son seferinde de söylediğime çok pişman oldum çünkü babam beni her gün dövüyordu. Olay olduğunda dışarıdan benim yanımdaymış gibi görünüyordu ama yanımda değildi. Her şekilde beni öldürmek istiyorlardı. Annem sabun yedirdi. Ölmemi istedi. Bu olay adliyeye intikal etti. Şimdi bu olay olduğundan beri sadece teyzem var yanımda ve eşim var. Kendi aileme gelince kimse yok" iddialarında bulundu.

EĞİTİM HASTANESİNDE SEKS TUZAĞI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

İşten ayrılmadan önce temizlik görevlisi olarak çalıştığı hastanede kendini doktor olarak tanıttı ve hasta yakınıyla ilişkiye girdi

Eskiden çalıştığı hastaneye doktor önlüğüyle dönen Hasan A., tanıştığı bir hasta yakınıyla birlikte olurken yakalandı.

İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde bir süre temizlik görevlisi olarak çalışan Hasan A., işten ayrıldıktan sonra aynı hastaneye doktor kıyafetiyle geri döndü. Kimsenin dikkatini çekmeden ortalıkta dolaşan Hasan A., gözüne kestirdiği hasta yakını kadınlara kendisini doktor olarak tanıtmaya başladı.

ORTOPEDİ ODASINDA BİRLİKTE OLDU

Hasta babasını ziyaret etmek için hastaneye gelen S.K. ile tanışan Hasan A., kadını kendi odası olduğunu söylediği ortopedi servisinin depo kısmına çağırarak, burada kendisiyle birlikte oldu.

"DR.MERT'E BASKIN"

Bu sırada hastanenin güvenlik görevlileri odaya girerek şahısları yakaladı. Hasan A.'nın doktor olmadığını anlayan güvenlik görevlileri durumu polis ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine hastaneye giden Asayiş Şube Müdürlüğü A Bölgesi Güven Timleri'ne bağlı ekipler, üzerinde "Dr. Mert" yazılı doktor önlüğü bulunan şüpheliyi gözaltına aldı.

Sabah'ın haberine göre, birlikte yakalandığı kadını daha önceden tanıdığını iddia eden Hasan A. ifadesinin alınmasından sonra serbest bırakıldı.

TECAVÜZÜ İNTİHAR MEKTUBUNDA AÇIKLADI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Tecavüz uğrayarak hamile kalan 17 yaşındaki kız, mektup bırakarak intihar etti.

Tunceli'nin Ovacık İlçesi'nde oturan 17 yaşındaki E. A., dün akşam saatlerinde evde çamaşır suyu ve çok miktarda ilaç içerek intihar etti. Genç kız bıraktığı mektupta, ilçede G.D. adındaki kişinin kendisiyle zorla birlikte olup hamile bıraktığını yazdı.

Dün akşam saatlerinde eve giden anne S. A., dış kapının kilitli olduğunu görünce kızının dışarı çıkmış olabileceğini düşünerek komşuya gitti. Bir süre sonra tekrar gittiği evlerinin halen kilitli olduğunu gören anne S. A. durumu polise bildirdi. Eve gelen polisler kapıyı kırarak içeri girdiğinde 17 yaşındaki E. A.'nın cesediyle karşılaştı. Kızın yapılan ilk muayenesinde çamaşır suyu ve çok miktarda ilaç içerek intihar ettiği belirlendi. Ovacık Cumhuriyet Savcılığı kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için kızın cesedini Malatya Adli Tıp Kurumu'na gönderdi.

İki kardeşi ve annesi ile birlikte yaşayan E. A.'nın liseyi yeni bitirdiği belirtildi. Evde yapılan incelemede ise kızın bıraktığı bir mektup bulundu. Mektupta genç kızın ilçede yaşayan G.D. adındaki kişinin kendisiyle zorla ilişkiye girerek hamile bıraktığını, bu nedenle intihar ettiğini yazdığı kaydedildi.

Ovacık Cumhuriyet savcılığı olayla ilgili çok yönlü soruşturma başlatırken, polis mektupta adı belirtilen ve ortadan kaybolan G.D.'yi arıyor.

ÇORAP KRALININ OĞLU EZGİ'NİN SONU OLDU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Akın Çorapları’nın veliahtı Esat Yarkın’ın (27), alkollü olarak kullandığı otomobiliyle yaptığı kazada, aynı araçta bulunan üniversite öğrencisi arkadaşı 21 yaşındaki Ezgi İnce yaşamını yitirdi.

İstanbul Ataşehir Örnek Mahallesi’nden cumartesi saat 03:30’da meydana gelen kazada, İngiltere’de yüksek lisans eğitimi alan ve 3 günlüğüne İstanbul’a gelen Akın Çorapları’nın sahibi İhsan Yarkın’ın oğlu Esat Yarkın yıllardır arkadaşlık yaptığı Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Ezgi İnce’yi (21) arayarak İstanbul’da olduğunu ve akşam bir kız, bir de erkek arkadaşıyla birlikte dışarıda yemek yiyeceklerini kendilerine katılmasını istedi. Yarkın’la uzun zamandır görüşmeyen Ezgi ise bu teklifi kabul ederek o gece Bostancı’da onlarla eğlenceye katıldı. Eğlencede Yarkın’ın yanında ise kız arkadaşı Ayşe Berberoğlu (25) ile erkek arkadaşları Behlül Poyraz (27) da bulunuyordu.

Bostancı’da saatlerce eğlenen 4 arkadaş eğlence bitimi gece yarısı eğlendikleri mekandan ayrılarak Avrupa yakasına dönmeye karar verdi. Alkollü olarak Ford Focus marka aracının direksiyonuna geçen Esat Akın, Tem Otoyolunun Ataşehir çıkışında aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip önce bariyerlere çarptı. Ardından da araç takla attı.

KIZIMI BIRAKIĞ KAÇMIŞ

Kazada Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. sınıf öğrencisi Ezgi İnce, olay yerinde hayatını kaybederken, aynı araçta bulunan arkadaşları Behlül Poyraz ile Ayşe Berberoğlu ise yaralandı. Kaza sonrası hafif yaralanan Esat Yarkın ise arkadaşlarına yardım etmek yerine olay yerinden kaçtı. Yarkın, 1 saat sonra Ataşehir’de bulunarak gözaltına alındı. Hastane’de alkol kontrolü de yapılan Yarkın, 1.54 oranında alkollü çıktı. Acılı baba Bülent İnce “Kazadan sonra 112’ye haber veren Behlül Poyraz, kızımla konuşmuş o anda kızım yaşıyormuş. Behlül de kaburgaları çatladığı için ve araçtan zorla çıkabildiği için hemen ambulansa haber verememiş. Eğer Esat Yarkın kaçmayıp 112’ye haber verseydi kızım belki kurtulurdu” dedi. 

BOĞAZINI KESİP TECAVÜZ ETMEK İSTEDİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Samsun'da 3 yıl önce, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk Gelişimi Meslek Yüksek Okulu öğrencisi 25 yaşındaki F.M.'ye boğazını kesip tecavüz etmeye kalkıştığı suçlamasıyla tutuklu yargılanan 29 yaşındaki Hakan Dere, "Mağdurum ve tahliyemi istiyorum" dedi.

Savcı, hakkında 'adam öldürmeye teşebbüs' ve 'cinsel saldırı' suçlarından toplam 61 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Dere'nin genç kızın boğazını öldürmek amacıyla değil, cinsel saldırı suçunu işlemek için korkutmak amacıyla kestiğini ileri sürerek sanığın 'taciz' ve 'yaralama' suçlarından 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme Heyeti, sanık avukatının savunmasını hazırlaması için duruşmayı erteledi.

2008 yılı Kasım ayında, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Çocuk Gelişimi Meslek Yüksek Okulu öğrencisi F.M., okuldan çıkışı merkeze bağlı Sarıışık Köyü'ndeki evine gitmek için minibüse bindi. Genç kız, köy girişine geldiklerinde minibüsten indi. F.M., her akşam kendisini karşılamaya gelen babasına doğru yürüdüğü sırada aynı minibüsten inen ve kendisine platonik bir aşk besleyen Hakan Dere'nin saldırısına uğradı. F.M.'nin ağzını kapayan ve boğazına bıçak dayayan Dere, "Bağırırsan seni burada keserim. Kimse bulamaz" diyerek genç kızı ağaçların arasına sürüklemeye başladı. Bu sırada korkuya kapılan genç kız "İmdat" diye bağırınca Dere, genç kızın boğazını kesti. Ardından da çalıların arkasına yere yatırdı. Boğazındaki yarayı kontrol eden Hakan Dere, "Çok kesmişim" diyerek tişörtünden bir parça keserek kanayan yere tampon yaptı. Ancak saldırılarını sürdüren Dere, genç kızı bir yandan öpmeye bir yandan da elle taciz etmeye başladı. Bu sırada baba Ali M.'yi gören Hakan Dere kaçtı.

Olayın ardından genç kız babası tarafından otomobille hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaçan Dere de kısa süre sonra yakalanarak cezaevine gönderildi.

TECAVÜZ ETME NİYETİM YOKTU

Samsun 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakkında 'adam öldürmeye teşebbüs' ve 'cinsel saldırı' suçlarından toplam 61 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Hakan Dere, daha önceki celselerde yaptığı savunmasını tekrarlayarak, "Kendisini daha önce de bir adamla görmüştüm. O gece evine giderken aynı minibüse bindim. O inince ben de peşinden indim. Ona adamın kim olduğunu sorunca bana çantayla vurdu. Bu sırada çantanın sapı bıçağa takıldı ve boğazı kesildi. Kasap olduğum için sürekli bıçak taşırım. Kendisine tecavüz etme gibi bir niyetim yoktu. Mağdurum ve tahliyemi istiyorum" dedi. Duruşmaya katılan F.M. ise yaşadığı olay nedeniyle ruh sağlının bozulduğunu ve tedavi gördüğünü söyledi. 3 yıldır korku içinde yaşadığını söyleyen genç kız, "Bu olaydan sonra psikolojik destek almaya başladım. Ancak hala daha korku içinde yaşıyorum. Korkudan uyuyamıyorum. Uyuduğum zaman ise rüyamda saldırıya uğruyorum, taciz ediliyorum ve boğazım kesiliyor. Kendisinden şikayetçiyim. En ağır şekilde cezalandırılmasını istiyorum" diye konuştu.

Öte yandan İstanbul Adlı Tıp Kurumu'ndan gönderilen raporda F.M.'nin olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtildi. Dosyanın tamamlandığını belirten Cumhuriyet savcısı, sanığın genç kızı öldürmek bir sebebinin bulunmaması, boğazını kestiği kıza tampon yapması, cinsel saldırı suçunu işlemek için F.M.'nin direncini kırmak amacıyla yaralama suçunu işlediğini belirterek Hakan Dere'nin 20 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti ise sanık ve avukatına son savunmalarını hazırlamaları için süre verip duruşmayı erteledi. 

ACI ÇEKMESİN DİYE BİR DAHA VURDUM

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
 

[PAGE]

Kadına yönelik şiddetinin son kurbanı Tülay Erdivan Çaylak, Çekmeköy Çamlık mahallesindeki evlerinde, av tüfeğiyle öldürüldü. Cinayet şüphelisi ise, 6 aylık eşi Engin Çaylak...

Özel bir firmada müdürlük yapan Tülay Erdivan Çaylak, bayram izninde gittiği Ankara'daki ailesinin yanından, cumartesi günü döndü. Engin Çaylak eşini otogardan aldı. '

Harakiri yaptı' İddiaya göre, yeni evli çift arasında evde kıskançlık nedeniyle tartışma çıktı. Engin Çaylak, babasına ait av tüfeği ile Tülay Erdivan Çaylak'ı önce sırtından sonra başından vurdu. Engin Çaylak, kendisini de vurmak istedi ancak tüfek tutukluk yaptı. Çaylak, bir ekmek bıçağını karnına sapladı ve 1'inci kattaki evlerinin penceresinden atladı. Tülay Erdivan Çaylak yaşamını kaybederken, sağ el ve ayağı kırılan Engin Çaylak tedavi altına alındı.

Engin Çaylak, polise, şu tüyler ürperten ilk ifadeyi verdi: "Birisi ile bakıştığını gördüm. Sorduğumda cevap bile vermedi. Çılgına döndüm. Sırtına ateş ettim. Sonra da acı çekmesin diye başından vurdum."

TÖRE DNA DİNLEMEDİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Teyze kızını hamile bırakmakla suçlanan genç, DNA testinden temiz çıktı, devlet çaresiz kaldı, töre öldürdü.

Diyarbakır'ın Kulp İlçesi'ne bağlı İnkaya Köyü'nde yaşayan 17 yaşındaki E.P. adlı genç kız, 2009 yılında hamile kaldı. Aile meclisi tarafından sorgulanan E.P., evli ve 1 çocuk babası olan teyzesinin oğlu Muharrem Yıldırım'dan hamile kaldığını iddia etti. Kışın çiftçilik yapan, yazın inşaatlarda çalışan Muharrem Yıldırım (28), bebeğin kendisinden olmadığını belirtirken, töre korkusundan devlete sığınıp doğacak bebek için DNA testi yapılmasını istedi. Silvan İlçesi'nde mahkemeye çıkarılan Yıldırım, teyzesinin kızı ile geçmişte kısa süre duygusal birliktelik yaşadıklarını, ancak cinsel ilişkiye girmediklerini söyledi. Yıldırım, tedbir amacıyla tutuklandı.

Koruma altına alınan E.P. 4 ay sonra bir kız çocuğu dünyaya getirirken, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi bebeğin babasının Muharrem Yıldırım olup olmadığının belirlenmesi için DNA testi yapılmasına karar verdi. Yıldırım, E.P. ve yeni doğan bebeğin kan örnekleri Ankara Adli Tıp Kurum Başkanlığı'na gönderilirken, yapılan incelemede bebeğin babasının Yıldırım olmadığı ortaya çıktı. Yıldırım, bunun üzerine mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. İddialara göre E.P.'nin ailesi, Yıldırım'dan eşini boşayarak kızlarıyla evlenmesini istedi. Çocuğun babası olmadığını söyleyen Yıldırım bu teklifi kabul etmeyince ölümle tehdit edildi.

1.5 yıl gizli bir yaşam sürdüren Yıldırım, Kurban Bayramı'nın 2. günü Silvan Otogarı'nda silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Görgü tanıklarına göre cinayeti işleyen firari kişi, "Namus için öldürdüm" dedi. Silvan Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayla ilgili gizlilik kararı verdi. Firari cinayet zanlısının yakalanması için çok yönlü araştırma başlatan Silvan polisi, cinayetin, E.P. olayıyla bağlantısı olabileceği üzerinde duruyor.

AİLESİ ORTADA KALDI

Öldürülen Yıldırım'ın çalışarak baktığı annesi, babası, 4 kardeşi ve eşi A.Y. ile 2 yaşındaki oğlu S.A. ortada kaldı. Hamile olduğu ortaya çıkması üzerine koruma altına alınan E.P.'nin çocuğu ile birlikte geçtiğimiz yıl gizli tutulan bir kadın sığınmaevine gönderildiği; bebeğin gerçek babasının ise belirlenemediği öğrenildi. 

BIÇAK PARASI ALAN PROFESÖRE SUÇÜSTÜ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi'nde Profesör V.D., katarakt ameliyatı olmak için hastaneye gelen 65 yaşındaki Mustafa Yaşar'dan 700 lira 'bıçak parası' aldığı iddiasıyla polis tarafından gözaltına alındı. Seri numaraları belirlenen paraları aldığı sırada yakalandığı belirtilen Profesör V.D. ifadesinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

Aydın'da yaşayan 65 yaşındaki Mustafa Yaşar, gözündeki rahatsızlık nedeniyle geçen salı günü Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Hastanesi'ne başvurdu. İddiaya göre Profesör V.D.'ye muayene olan Yaşar'ın, katarakt ameliyatı yapılmasına karar verildi. İddiaya göre, Profesör V.D. ameliyat tarihini öne çekmek isteyen Yaşar'ı, Adnan Menderes Bulvarı'ndaki özel muayenehanesine çağırdı ve burada Yaşar'dan 700 lira 'bıçak parası' istedi. Yaşar, yanındaki 200 lirayı doktora verip geri kalan 500 lirayı bulmak için yakınlarından borç istedi. Ancak yakınları durumu polise bildirdi.

Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, seri numaraları alınan 500 liralık banknotları Yaşar'a verdi ve takibe başladı. Muayenehaneye giden Yaşar'ın parayı Profesör V.D.'ye vermesinin ardından polis operasyon düzenledi. Gözaltına alınarak, polis merkezine götürülen Profesör V.D. ifadesinin alınmasının ardından savcılığın talimatıyla serbest bırakıldı. Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği, evrakların ise elden adliyeye gönderildiği belirtildi. 

BABASINI PARÇALADIĞI EVDE ÖLDÜ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

İzmir'in Gürçeşme semtinde, 15 yıl önce annesi Kadriye Doğan'ı evden kovup, babası Mustafa Doğan'ı bıçakla öldürdükten sonra parçalayan Şenol Doğan, aynı evde açlıktan ve bakımsızlıktan yaşamını yitirdi.

Gürçeşme semti 3533 sokak 31 numaradaki evde kalan 46 yaşındaki Şenol Doğan'dan uzun süre haber alamayan komşuları dün saat 01.00 sıralarında polise haber verdi. Eve giren polis ekiplerinin incelemesinde, Şenol Doğan'ın öldüğü belirlendi. Yaklaşık üç gün önce yaşamını yitirdiği saptanan Doğan'ın cesedi, nöbetci savcının incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Yapılan ilk incelemede Şenol Doğan'ın, bakımsızlık ve açlıktan aşırı derecede zayıfladıktan sonra öldüğü belirlendi. Ancak kesin sonucun otopside ortaya çıkacağı belirtildi.

BABASINI PARÇALAMIŞ, 'DELİ' RAPORUYLA SERBEST KALMIŞ

Trajik şekilde yaşamını yitiren Şenol Doğan'ın, geçmişindeki ayrıntılar da yakınlarının anlatımıyla ortaya çıktı. Doğan'ın 1996 yılının Ekim ayında annesi Kadriye Doğan'ı evden kovduktan sonra babası Mustafa Doğan'ı önce bıçaklayarak öldürdüğü ardından da parçalara ayırdığı kaydedildi. Doğan'ın korkunç cinayetin ardından bir süre tutuklu kaldığı, ancak sonra akıl sağlığının yerinde olup olmadığının belirlenmesi için gönderildiği Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nden 'cezai ehliyetinin olmadığı' yönünde rapor verildiği belirtildi. Bir süre hastanede tedavi gördükten sonra taburcu edilen ve serbest kalan Şenol Doğan'ın, yeniden birlikte yaşamaya başladığı annesi Kadriye Doğan'ın da 9 yıl önce vefat ettiği anlaşıldı. Annesinin ölümünün ardından çalışmak için yurtdışına gittiği belirtilen Doğan'ın Rusya, İtalya ve Yunanistan'da gemilerde ve günlük işlerde çalıştığı, zaman zaman da İzmir'deki yakınlarının yanına geldiği kaydedildi. Şenol Doğan'ın, geçen temmuz ayından beri evlerinde kaldığı bildirildi.

SON ZAMANDA YEMEK BİLE YİYEMEZ OLMUŞ

Temmuz ayından beri çalışmayan ve komşularının yardımıyla geçinen Şenol Doğan, babasını öldürdüğü evde bakımsızlık ve açlıktan hayatını kaybetti. Komşuları, Doğan'ın son zamanlarda yemek bile yiyemeyecek hale geldiğini, ancak korkudan kendisine müdahale edemediklerini söyledi. 

KORKUNÇ CİNAYETE İYİ HAL İNDİRİMİ

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Bursa'da konsomatris sevgilisi 25 yaşındaki Sevgi Taşkın'ı öldürüp cesedini parçalara ayırdıktan sonra, bacaklarını çöp konteynerine attığı öne sürülen tutuklu sanık 31 yaşındaki Bülent Kocaman önce ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Ardından bu ceza iyi halden 25 yıla indirildi. Kocaman, cezaevinde yattığı süre göz önüne alındığında 14.5 yıl sonra tahliye edilecek.

Merkez Nilüfer İlçesi'nde geçen yıl Temmuz ayında belediye ekiplerince çöp konteynerinin içinde diz kapağı hizasından düzgün olarak kesilmiş, tırnakları ojeli bir kadına ait 2 bacak bulundu. Polis, İstanbul'daki Münevver Karabulut'un öldürülmesine olan benzerliği ile dikkat çeken cinayete kurlan giden kadının 39 olan ayak numarasından yola çıkarak, yakınlarının kayıp başvurusunda bulunduğu ve eşinden ayrı yaşayan 1 çocuk annesi Sevgi Taşkın'a ait olduğunu belirledi. Soruşturmayı genişleten polis, Sevgi Taşkın'ın Bülent Kocaman'a ait müzikolda konsomatris olarak çalıştığını, işyeri sahibi Kocaman ile birlikte yaşadığını tespit etti.

Bunun üzerine Bülent Kocaman'ın evinde arama yapan polis, bu kişi ile babası Ali Ekber ve kardeşi Barış Kocaman'ı gözaltına aldı. Cinayet şüphelisi olarak mahkemeye çıkartılan Bülent Kocaman tutuklanırken, babası ve kardeşi ise savcılık tarafından serbest bırakıldı.

Hakkında Bursa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'adam öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan Bülent Kocaman'ın yargılanması tamamlandı.

Mahkeme heyeti suçunu sabit gördüğü Bülent Kocaman'a önce ömür boyu hapis cezası verdi. Sanığın duruşmadaki iyi halini dikkate alan heyet bu cezayı 25 yıla indirdi. Cezaevinde kaldığı süre dikkate alındığında 14.5 yıl sonra tahliye olması beklenen Bülent Kocaman'ın Avukatı Rıdvan Demircioğlu, verilen cezayı çok bulduklarını bu nedenle temyiz edeceklerini söyledi.

SEVGİLİSİNİ TAM 11 YERİNDEN BIÇAKLADI...

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA GEÇİNİZ...[PAGE] 

Türkiye'deki kadın cinayetlerine bugün bir yenisi daha eklendi. Adana'da 30 yaşındaki Halime Ceviz, terk ettiği sevgilisi 46 yaşındaki Eyüp Aşkın tarafından 11 yerinden bıçaklanarak öldürüldü.

2 çocuk annesi Halime Ceviz'i dövdüğü için yattığı cezaevinden bir ay önce çıkan Eyüp Aşkın, izini bulduğu kadını evinden çağırıp, apartmandan çıkar çıkmaz elindeki bıçağı peş peşe sapladı. Annesinin çığlıklarını duyup koşan 12 yaşındaki K.C. cinayetin tanığı oldu. Bu cinayetle yetinmeyen Eyüp Aşkın, bir başka adrese baskın yapıp, eski sevgilisinin yakını iki kişiyi de bıçaklayıp, kaçtı.

Kansere yakalanan eşi 5 yıl önce vefat edince 2 çocuğuna bakabilmek için barlarda şarkı söylemeye başlayan Halime Ceviz, Eyüp Aşkın ile tanışıp birlikte olmaya başladı. Sevgilisinin evli olduğunu öğrenen Halime Ceviz, Eyüp Aşkın'ı terk edip, çocukları 12 yaşındaki K. ve 9 yaşındaki E. ile birlikte Antalya'ya gitti. Antalya'da evlere temizliğe giderek geçimini sağlayan Halime Ceviz'in izini bulan Eyüp Aşkın, yeniden birlikte olmaya zorladı. "Benden ayrılırsan seni yaşatmam" diye tehdit etti. Baskı gören Halime Ceviz, çocukları ile birlikte Antalya'yı terk edip, bu kez Hatay'ın İskenderun İlçesi'ne yerleşti. Eyüp Aşkın, 5 ay kadar önce kadının izini İskenderun'da buldu.

Barışma teklifine olumlu yanıt alamayan Eyüp Aşkın, kadını hastanelik edinceye kadar dövdü. Halime Ceviz'in şikayeti üzerine tutuklanan Eyüp Aşkın, Kırşehir Yarı Açık Cezaevi'nde yatıp, bir ay önce tahliye oldu.

SON KEZ KONUŞALIM DİYE ÇAĞIRDI

Eyüp Aşkın'dan kurtulduğunu düşünen Halime Ceviz, Adana'da yaşayan ailesinin yanına gelip, Yurt Mahallesi 71461 Sokak'ta bulunan Kaktüs Apartmanı'na yerleşti. Sık sık telefonla taciz ettiği eski sevgilisi Halime Ceviz'i akşam saatlerinde arayan Eyüp Aşkın, "Son kez konuşalım" diyerek dışarı çağırdı. Annesinin öldürüleceğinden korkan oğlu K.C., "Anne ne olur gitme. Sana kötülük yapacak" diyerek, uyardı.

Oğlunun uyarısına aldırmayan Halime Ceviz, apartmandan çıkarken, balkonun altına saklanan Eyüp Aşkın, aniden saldırdı. Çığlıklarını duyup koşan K.C., annesinin bıçaklanmasına tanık oldu.

Halime Ceviz, sırtıı, kalçası ve göğsüne isabet eden toplam 11 bıçak darbesiyle ağır yaralandı. Gözleri önünde annesi bıçaklanan K.C., ağlayarak komşularından yardım istedi. Küçük çocuğun imdat çığlıklarını duyan komşuları, polis ve 112 Acil Servis'ten yardım istedi. Olay yerine gelen ambulansla Adana Numune Hastanesi'ne kaldırılan Halime Ceviz, kurtarılamadı.

2 KİŞİYİ DAHA BIÇAKLADI

Halime Ceviz'i bıçaklayan Eyüp Aşkın, daha sonra olay yerine yakın olan 71 bin 503 Sokak'ta bulunan Düzenli Apartmanı'na giderek, eski sevgilisinin tanıdığı olduğu öne sürülen 39 yaşındaki Altan ve 38 yaşındaki Tayfun İşkin'i de bıçakla yaraladı. İki yaralı tedavi altına alındı.

Adli Tıp Kurumu morguna kaldırılan Halime Ceviz'in cenazesi otopsinin ardından yakınlarına teslim edildi. Şizofren olduğu ileri sürülen Eyüp Aşkın tarafından öldürülen Halime Ceviz'in cenazesini teslim alan annesi 48 yaşındaki Şaha İkiler, "Kızım kaçtı, ondan kurtulmak için savcılığa dilekçe verdi. Ama hasta ruhlu adam peşini bırakmadı. En sonunda da evladının gözleri önünde öldürdü" diyerek gözyaşı döktü.

TABUTA SIRALIP GÖZYAŞI DÖKTÜLER

Şiddet gördüğü sevgilisinden kurtulmaya çalışırken, canından olan Halime Ceviz'in cenazesini gözyaşları arasında teslim alan yakınları, önce ailesinin yaşadığı Karafatma Caddesi'ndeki evine götürdü. Burada cenaze aracındaki tabuta sarılan yakınları gözyaşlarına boğuldu. Halime Ceviz, kılınan cenaze namazının ardından Kabasakal Mezarlığı'nda toprağa verildi.

Polis, olaydan sonra kaçan Eyüp Aşkın'ı yakalamak için çalışmasını sürdürürken, yaralı Altan İşkin ile Tayfun İşkin kardeşlerin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi.