BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Nazlı Ilıcak'tan Onur Öymen'e yanıt

Öymen, 9000 sayfalık Annan Planı'na ulaşamadığını belirtmiş ve Abdullah Gül'ün planı çarpıttığını söylemişti.

Abone ol OBJEKTİF PROGRAMI VE ÖYMEN'İN İDDİALARI

Perşembe akşamı Star televizyonunda, Kadir Çelik'in yönettiği Objektif programında konu gene Kıbrıs'tı. CHP'li Onur Öymen, her zamanki gibi, 9 bin sayfalık Annan Planı'nın eklerini bulamadığını, hatta Denktaş'a bile metinlerin verilmediğini söyledi. Öymen'in iddialarına inanmadığımı ifade ettim, nitekim haklı çıktım.

Kıbrıs'taki Yakın Doğu Üniversitesi öğretim görevlisi olan Hasan Sarıca'dan bir e-mail aldım. Sarıca "Annan Planı, tüm ekleri, haritalar, yasalar ile birlikte 31 Mart tarihinden itibaren www.annanplan.org internet sitesinde yayınlanıyor. Dolayısıyla Sayın Onur Öymen'in bunlara ulaşamadığı doğru değildir. 9 bin sayfa tutan, federal ve anayasal hukukî düzenlemelerin ciddi bir bölümü Şubat 2003 tarihine kadar taraflar arasında mutabakat metni imzalanarak teknik komitelerce sonuçlandırılmıştı. Yasaların hemen hepsi aynı tarihte Sayın Rauf Denktaş'a verilmiş, ancak bunlar Sayın Denktaş tarafından hükûmet ve uzmanların bilgisine getirilmemişti. Söz konusu metinler, 2004 yılının Ocak ayında teknik komitelere dağıtıldı, teknik komiteler Rum heyetleriyle görüşmeler yaparak, çalışmalarını sona erdirdiler. Türk teknik komitelerin baş koordinatörü, Sayın Denktaş'ın müsteşarı olan Ergün Olgun'dur ve her şey onun bilgi ve onayıyla yapılmaktadır."

Öymen'in kozu: 9 bin sayfa

Hasan Sarıca'nın verdiği internet adresine girdim ve 9 bin sayfalık metne ulaştım. Bununla da yetinmedim, Kuzey Kıbrıs Cumhuriyeti Başbakan'ı Mehmet Ali Talât ile görüştüm. Talât, "Onur Öymen istediği takdirde, kendisine 9 bin sayfa tutan kanunlar paketini gönderebileceğini" ayrıca, "bu yasaların Türkçe'ye çevrildikten sonra arzu eden herkese dağıtılacağını" söyledi.

Görüldüğü gibi ortada gizli gizli hazırlanan bir metin yok. Her bilgiye internet ortamında ulaşmak mümkün. Hatta özel ilişkiler kullanılarak, Mehmet Ali Talât'tan bile 9 bin sayfa temin edilebilir. Ama bu durum Sayın Öymen'in işine gelmez. Çünkü, istismar vesilesi ortadan kalkacak, "Kimbilir ne dolaplar çevriliyor" şeklindeki söylemler inandırıcılığını kaybedecektir.

% 18 = 39 bin Rum

Kamuoyunu yanıltmak istedikleri bir başka nokta da, Türklerin arasına katılacak Rum nüfusla ilgili. İki kesimliliğin sulandırılmaması için, Kuzey'e geçecek Rumların sayısının sınırlı kalması önemli. Bu yüzden, 5 yıllık süreyle ikamete tam bir sınırlama (moratoryum) getiriliyor. 6'ncı ve 9'uncu yıllar arasında, Kuzey'e geçecek Rumların oranı Türk nüfusunun % 6'sını; 10 ve 14'üncü yıllar arasında % 12'sini; 19'uncu yıla veyahut Türkiye'nin AB üyeliğine kadar (hangisi erken gerçekleşirse) % 18'ini aşamayacak. İddiaların aksine, 65 üstü yaş gurubu ve Karpaz köylerinin eski sâkinleri de % 18'lik Rum kotasının içinde mütalâa ediliyor.

Objektif programında Onur Öymen, Abdullah Gül'ün gerçekleri saptırdığını ve 19'uncu yıldan sonra Türk bölgesine gelecek Rumların nüfusunu 39 bin olarak gösterdiğini söyledi. Gerçekten de, Abdullah Gül, 6 Nisan'da Parlamento'da yaptığı konuşmada şu bilgileri verdi: "100 bin Rum'un Türk tarafına geçeceğinden söz ediliyor, bu doğru değildir. 20. yılda veya Türkiye AB'ye girene kadar % 18'lik kontenjanın tümü kullanılırsa, bu sayı 39 bin olacaktır."

Onur Öymen ve aynı çizgide olanlar, 65 yaş üstündeki Rumların ve Karpaz'ın eski köylülerinin % 18'lik Rum kotası içinde bulunmadığını belirtiyor. Bu yüzden de, Kuzey'de, Türkler arasında ikamet edecek olan Rumların sayısının ilk 20 yılda 39 bin rakamını çok aşacağını iddia ediyor.

Kuzey'de Türkler çoğunluk

Bu konuyu da, hem Başbakan Mehmet Ali Talât, hem de siyasî müsteşarı Eşref Vaiz ile konuştuk. Her ikisi de, Kuzey'e yerleşecek Rum sayısının uzun uzadıya tartışıldığını, hukukçularla görüşüldüğünü ve Abdullah Gül'ün verdiği rakamın doğru olduğunu söyledi.

Demek, Objektif programında "Abdullah Gül doğru rakamı vermedi" diyerek kamuoyunu aldatan ve bizi de yanıltan Onur Öymen'in kendisi maalesef doğru konuşmuyordu. 65 yaş üstündekiler ve Karpaz köylüleri için istisna, sadece 5 yıllık moratoryumla ilgili. Onlar, Kuzey'e 5 yılı beklemeden 2 yıl sonra dönebilecekler.

Kuzey'deki azami Rum sayısına da % 33'lük bir sınırlama getirildi. Bir başka ifadeyle, Kuzey'deki Türkler, hiçbir zaman çoğunluğu kaybetmeyecek.

Denktaş, Parlamento'da yaptığı konuşmada, "İki kesimlilik sulandırılıyor, çünkü Rumlar Türklerin arasına giriyor" derken, keşke, Kurucu Devletin kimliğini koruma düşüncesiyle, nüfusun en fazla üçte birinin yabancı olabileceği hususunu hatırlatsaydı.

Yakışıksız davranış

Denktaş, Meclis'te hem Türkiye'nin garantörlük hakkının kâğıt üzerinde kaldığı gibi gerçeklerle bağdaşmayan ve yüreklere korku salan bir iddiada bulundu, hem de "140'dan fazla yasayı her gün incelemezseniz, bunları hiç bilemezsiniz, ben uçağa bineceğim sırada yeni düzeltmeler geldi, ayıp oluyor, halka bilmediği yasaları, Meclis'inden geçmeyen Anayasa'yı zorla kabul ettirmeye çalışıyorlar" dedi.

Ben, burada Denktaş'ı açıklamaya davet ediyorum. Kendisine son anda sunulan o yasa değişikliği neymiş bakalım. Gerçekten Türklerin anayasal haklarını veya siyasî konumunu zaafa uğratan bir düzenleme mi? Yoksa, teferruata ilişkin teknik bir konu mu?

Mehmet Ali Talât'a bunu da sonduk. "Türk tarafının bilgisi olmadan, hiçbir değişiklik empoze edemezler" cevabını verdi.

Kıbrıs zemininde siyaset yapanlar, maalesef gerçekleri gizleyerek, halkı korku, endişe ve paniğe sürüklemeye çalışıyorlar. Böyle bir davranış, aslında, ne Onur Öymen'e, ne de Denktaş'a yakışır.
ani