BIST 9.916
DOLAR 35,05
EURO 36,48
ALTIN 2.924,12
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Nazım, annesine aşık olan hangi ünlü şairi tehdit etti?

Nazım Hikmet’in ressam annesi hangi ünlü şaire aşık oldu. Genç Nazım bu ilişkiye nasıl tepki verdi? Bütün bu bilinmeyen ayrıntıları Sevim Cebeci yazdı...

Abone ol

İNTERNET HABER

Nazım Hikmet’in annnesi Celile hanım, hem güzelliği ve entelektüelliği ile hem de yaptığı resimleri ile dönemin İstanbul sosyetesini kendisine hayran bırakan bir kadındı. Dahası Celile hem bir paşa kızı hem de bir paşa geliniydi. Hasan Enver Paşa’nın kızı olan Celile’nin  Kocası Hikmet Bey de, Mehmet Nazım Paşa’nın oğluydu. Devir onların devriydi. Abdülhamit tahtta, paşalar da onun emrindeydi.

Ancak zamanın ruhu değişir, Jön Türkler  ve İttihat-Terakki önderliğinde 1908’de Hürriyet devrimi gerçekleşir, Türkiye aydınlanma ve modernleşme yolunda ilk büyük adımını atar. Osmanlı topraklarında Meşrutiyet rüzgarları esmeye başlar. Değişen devirle birlikte söz konusu paşaların düzeni de zamanı da geçmeye başlar. Paşazadelerin aileleri ve çevreleri de bu değişimden payını alır.

Celile böyle bir dönemde eşi Hikmet Bey’den ayrılır ve Büyükada’ya yerleşir. Aynı dönemlerde Yakup Kadri Karaosmanoğlu ile bir görüşmelerinde Yahya Kemal ile tanışır. Güzelliği ile herkesi büyüleyen Celile hanım, elbette Yahya Kemal’i de etkiler ve bir süre sonra bu ikili arasında tutkulu bir aşk başlar.

Ancak bu ilişki kolay yaşanamayacaktır. Çünkü, Yahya Kemal aynı zamanda dönemin ünlü okulu Bahriye Mektebi’nde Nazım Hikmet’in öğretmenidir. Bu nedenle Nazım’ın vereceği tepkilerden çekinir. Sadece Nazım’ın değil, çevresinin alacağı tutumdan da endişe eden Yahya Kemal, Celile hanımla görüşmeye devam eder.

NECİP FAZIL HAŞARILIĞI

Bir süre sonra Yahya Kemal ile Celile Hanım arasında yaşanan ilişkisi hakkında okulda (Bahriye Mektebi) söylentiler çıkar. Bunun üzerine Yahya Kemal derslere bir süre ara verir. Ancak bu tedbir de sorunu çözmez. Okula döndüğü gün, Yayha Kemal’i kötü bir şaka bekliyordur.

Mektebin haşarı öğrencilerinden Necip Fazıl, yeniden derslere başlayan Yahya Kemal kapıdan girer girmez ayağa kalkar ve, “Kibrit suyu içerek intihar ettiğinizi duyduk, bu duruma çok üzüldük” der. Böylece edebiyat hocasının aşk acısı çektğiinin okulda bilindiğini alaycı bir şekilde dile getirir.

Disipliniyle ünlü Bahriye Mektebi için kabul edilemez bir durumdur bu. Necip Fazıl’a  ağır bir ceza verilir ve öğrenciler arasında adı “kodes” olan tahta bir dolaba kilitlenerek bir sure orada tutulur.

KISKANÇLIK KRİZİ

Yahya Kemal aşkını nasıl tutkuyla yaşadığını, bir kıskançlık krizinin ardından  Yakup Kadri’ye şöyle anlatır:

“Kış için Nişantaşı’nda bir daire kiralamıştı. Bu evi ikimiz için dayayıp döşeyeceğinden söz ediyordu. Ev için uğraşmaya gitmişti. Ben Büyükada’daydım. Savoy’un lobisinde otururken, arka tarafımda Berlin büyükelçimizin İstanbul’da büyük bir davet vereceğine dair konuşmalar duydum. Kulak kabartınca, davet sahibinin Celile’nin akrabası olan Hakkı Paşa olduğunu anladım. Paşanın ne kadar çapkın bir adam olduğunu biliyordum. Müthiş bir acıyla sarsıldım. İskeleye koştum. Son vapur gitmişti. Berbat bir hava vardı. Sandalcılar karşıya geçirmeye yanaşmadılar. Çok para teklif edince, biri kabul etti. Yolu yarılamamıştık ki lodos şiddetini iyice artırdı. Sandalcı küfür etmeye başladı. Ölümü kıl payı atlatıp Maltepe’ye ulaştık. Araba aradım, bulamadım. Tren yoluna çıktım ve Bostancı’ya kadar koştum. Kan ter içinde kalmıştım. Karakola gittim ve hastamın olduğunu söyledim, bir araba bulmalarını rica ettim. Buldular. Üsküdar’dan bir kayıkla Beşiktaş’a geçtim. Ve oradan, doğru Nişantaşı. Celile’nin oturduğu apart- manın kapıcısını kaldırdım, evde olup olmadığını sordum. Evde olduğunu söyledi. İnanmadım. Çıkıp bakmasını istedim. Hizmetçiye sormuş evde olup olmadığını. Evdeymiş. Apartmanın karşısındaki meyhanede sabaha kadar içtim. Sabahleyin, toz toprak içinde dairesine çıktım. Sarmaş dolaş olduk.”



YAHYA KEMAL’İN KORKUSU

Celile evlenme planları yapmaya başlar. Ancak  Yahya Kemal bu evlilikten korkar. Yahya Kemal arkadaşı Yakup Kadri’ye bu korkularından, endişelerinden söz eder. Böylesine tutkuyla seven,kıskançlık krizleri geçiren adamın bu sözleri şaşırtıcıdır:

“Bu kadar dile düşmüşmüş̧ bir kadınla hayatımı birlertirmem yakışık alır mı? Ne der sonra herkes benim için?”

Yaklaşımı sadece şaşırtıcı değil, çirkindir de… Çünkü döneminde son derece saygı duyulan bir kadın olan Celile Hanım’ın dile düşmüş bir tarafı olmadığı gibi, hakkındaki tek söylenti de (o da dar bir çevrede) Yahya Kemal’le olan ilişkisidir.

NAZIM’IN PUSULASI

Nazım’dan çekinen şairin korktuğu başına gelmiştir. Bir gün Celile Hanım’larda  Nazım’a ders verdikten sonra cebinde dörde katlanmış pusulayı okuyunca, başından asağıı kaynar sular dökülmüş̧ gibi hisseder. Pusula’da şöyle yazmaktadır:

“Muallimim olarak girdiğiniz bu eve, babam olarak giremeyeceksiniz.”

Notu bırakan genç Nazım Himket’tir ve pusula örtük ama net bir tehdit içirmektedir.

Yahya Kemal ayrıca Celile’nin beklediği hayatı ona veremeyeceğinden de korkar. Kendi anlatımına göre, tek başına kaldığı zamanlarda sürdürğü̈, “özgürlük hali”nin sona ereceği kabusu da üzerine basar zaman zaman. Sonuçta Yahya Kemal çekip gider. Bu kaçıştır. Soylu bir şaire pek yakışmayan bu davranış dönemin edibiyat çevrelerinde şaşkınlıkla karşılanır.

DAHA FAZLASI BU KİTAPTA

Bu aşk hikayesini, bu hikayenin Nazım’ın yaşamındaki etkileri, dönemin ruhu ve daha fazlasını Osman Balcıgil’in yeni yayınlanan, “Ela Gözlü Pars Celile” adlı roman-anlatı tarzındaki kitabında bulabilirsiniz. Destek Yayınları’ndan çıkan “Ela Gözlü Pars Celile”, bir dönemin kültürel  ve siyasal panoramasını, İstanbul seçkinlerinin yaşamını, dönemin edebiyat ortamını ve her biri kültür hayatımız ve tarihimizin ünlü isimleri olan kişilerin şaşırtıcı ilişkilerini başarılı şekilde ortaya koyuyor.

Ayrıca çarpıcı ve hiç bilmediğimiz olayların yer aldığı Balcıgil’in kitabında, rejimin hoyrat ve acımasız bir saldırısına uğrayan Nazım’ın özgürlük mücadelesine annesi Celile Hanım’ın verdiği destek de bilinmeyen ayrıntılarıyla yer alıyor. Dahası, kitaptaki bir başka ayrıntı, Nazım’ın hapiste olduğu yıllarda Celile Hanım oğlu için çırpınırken, Yahya Kemal’in takındığı tutum da sizi çok şaşırtacak.

Eğer şu günlerde farklı bir kitap okumak istiyorsanız Osman Balcıgil’in “Ela Gözlü Pars Celile” adlı anlatı-romanı kesinlikle doğru bir seçim olacaktır.