Hürriyet yazarı Pakize Suda 'Nasıl köşe yazarı olunur' sorusuna cevap verdi. Suda'ya göre bu işin püf noktaları var. İşte Pakize Suda'nın kaleminden yazar olmanın sırları
Abone olPakize Suda, işin iyi yazımda olmadığını yazının daha başında vurguluyor ve yazar olmak için Ata Demirer gibi taklitçi olmanın şart olduğunu iddia ediyor. Peki Suda haksız mı? Yazıyı okuyun, kararı siz verin: Sizi gidi taklitçiler sizi! ‘NASIL köşe yazarı olunur?’ Bilmiyorum bu soruyla karşılaşmayan köşe yazarı var mıdır?.. Bana habire soruyorlar. Eskiden nasıl şarkıcı olunduğunu merak ederlerdi. Bir türlü cevap veremezdim. Yok, yolunu yöntemini bilmediğimden değil... Tam derin bir nefes alıp anlatmaya başlayacakken bir bakardım karşımdaki kasedini yapmış gelmiş. Neyse, gelelim köşe yazarı olmanın yollarına... Gerçi bunun da kasetten farkı yok. Ben giriş yapana kadar sekiz-on yeni yazarınız daha olacaktır. Şimdi, köşe yazarı olmanın yolları deyince zannediyorsunuz ki, ‘Türkçe’ye hákimiyet’, ‘akıcı bir anlatım’ falan diye sıralayacağım. Hayır, katiyen bu gibi nitelikler gerekmiyor. Hani neredeyse bunlar olmasa daha iyi olur diyebiliriz. Ama şu mutlaka gerekiyor: Taklit yeteneği. Adeta bir Ata Demirer olacaksınız. O nasıl Bülent Ersoy, Fatih Terim oluyorsa siz de Ayşe Arman, Tuğçe Baran, Pakize Suda falan olacaksınız. Hatta hepsini bir kaba koyup karıştırabilirsiniz. Gerçi ortaya bir hilkat garibesi çıkabilir ama olsun. Özgün olmayın da... Tuğçe’den iki ölçek serserilik, Pakize’den bir ölçek Mış-Muş... *** ‘Tamam yazdık bitirdik de bunu yayımlatacak köşeyi nasıl bulacağız?’ diyeceksiniz... İşte bu bir ön çalışma gerektiriyor. Yok, hemen gözünüz korkmasın, öyle uzun süreye ihtiyacınız yok. Yapacağınız şu: Bi koşu gidip popüler olup geleceksiniz ki Türkiye’de yaşadığınız için şanslısınız. Hiç de zor değil bildiğiniz gibi. Saha kısıtlaması yok. Popülariteniz herhangi bir sahada olabilir. Mesela ‘Kocasını uykusunda kaynar suyla haşlayan kadın’ bile olabilirsiniz. Ertesi gün kafadan ‘yazar’sınız. Şimdi ‘Dinime küfreden Müslüman olsa’ diyenler vardır. Ama ben ‘Okuluna gidin’ falan demiyorum ki... Sadece, kulakları çınlasın, Hoca’nın bir zamanlar dediği gibi ‘Sizi gidi taklitçiler sizi’ diyorum. Fakat Allah sonumuzu benzetmesin, ortada ne Hoca kaldı, ne taklitçiler... *** Son olarak, kimse benden bu yol gösterme hususunda medet ummasın. Gördünüz işte verdiğim aklı fikri... Ki vallahi ciddi ciddi izahatta bulunmak üzere başlamıştım. Ha, bakın bundan şöyle bir netice çıkarabilirsiniz. Bir yazı asla kurgulanamaz! Kaleminizin götürdüğü yere gideceksiniz! Uçurumun dibine gitmeniz ihtimali de var tabii... E, ‘köşe yazarı nüfus planlaması’ da başka türlü nasıl olacak... Yazı: Pakize Suda Kaynak: Hürriyet Gazetesi