Nankörler!..Ömür boyu koltuk sözü mü almıştınız?
Allah aşkına Tayyip Erdoğan sizlere ömür boyu milletvekili, belediye başkanı, bakan, genel müdür, müdür, il başkanı, ilçe başkanı olacaksınız diye bir garanti mi vermişti!..
İnsanoğlu ne kadar nankör!
Hele siyasette bu nankörlük nerede ise hainlik boyutuna varacak noktaya ulaşmış!
20 yıl sırtında taşıdığın, makam mevki her türlü onuru yaşattığın,
milletin karşısında adam yerine koyulmalarına vesile olduğun insanların nankörlüğünün niteliği ve derecesi, siyaset sahnesinde ne yazık ki hainliğe gidebilecek düzeye ulaşmış...
Ne büyük adammış Reis!
ABD’si, İsrail’i, Batı’sı, Yunan’ı, Ermeni’si, Fransız’ı...
CHP’si, HDP’si, İYİ Parti’si, SP’si...
FETÖ’sü, PKK’sı, PYD’si, IŞİD’i, DHKP-C’si...
Hepsi bir olmuş, onu devirmek için savaş açmış...
Üstüne üstlük... .
“Kardeşim” dediği eski arkadaşları Gül, Babacan, Davutoğlu, yanlarına aldıkları isimlerle kurdukları yeni partilerle Tayyip Erdoğan düşmanı koroya katılmış!
Peki Tayyip Erdoğan;
Tek başına...
Tabi ki Türkmen Beyi Devlet Bahçeli ile...
Bütün bu tablo Türk milletinin neden Tayyip Erdoğan'ı desteklemesi gerektiğini anlatmıyor mu?
*
Ah benim güzel ülkem ah!
Ne zaman ayağa kalkmış, ne zaman kükremişse içten ve dıştan yıkım heyetleri devreye sokulmuş...
Şöyle 20 yıl önceye Tayyip Erdoğan'ın nasıl bir ülke teslim aldığına bakıyorum...
Siyaset tıkanmış...
Ülke nefes alamaz duruma gelmiş...
Bankalar hortumlanmış...
Bir gecede faizler patlamış...
Esnaf, yazar kasaları Başbakanlığın önüne atar olmuş...
ABD’nin emir kulu, paranın başına bakan getirilmiş...
IMF Türk ekonomisin başına ip geçirmiş...
Manzara felaket...
Belki 20 yaş grubu o günleri çok iyi bilmez, ne yazık ki anlatılmaz (anlatılamamasında en büyük suç AK Parti teşkilalarındır) ama ülkenin hali böylesine içler acısıydı...
“Ne olacak bu ülkenin hali?” derken ortada AK Parti diye bir parti yoktu...
Bugün siyaset sahnesinde kendilerini bulunmaz hint kumaşı gibi görenlerin hiç birinin esamesi dahi okunmuyordu!..
Biri hala üniversitede hocalık yapıyor, diğeri ABD'de starbuck' ta kahvesini yudumluyor du...
Ama “Son bir umut” olarak görülen İstanbul Büyükşehir Belediyesinin unutulmaz efsane Başkanı Recep Tayyip Erdoğan
vardı...
İşte milletin imdadına o yetişti...
Kimsesizlerin kimsesi oldu...
Mazlumların gür sesi oldu...
Türkiye'nin makus talihini yendi...
Allah aşkına Tayyip Erdoğan bu ülkede hangi hizmeti yapmadı!..
Bu ülke bu millet için ne yapmadı ki!
Kefeni elinde gezdi durdu!..
15 Temmuz gecesi o hain girişim başarılı olsaydı bugün Tayyip Erdoğan dışında herkes yine bir yere tutunurdu!..
Ama nankör olursan gözlerinin önüne perde düşer!
Nankörler!
Hele hele Tayyip Erdoğan sayesinde siyaseten var olanların bugün Tayyip Erdoğan’ı satmaları karşısında Can Yücel’in şu sözünü hatırlatmak gerek...
“Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır.
Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye;
Bir anlık eğlence için servetini tüketmeye...
Bir zamanlık mevkii için el ayak öpmeye...
Günlük menfaatler için onurunu terk etmeye değmez!”
Ne yazık ki bugün şerefle bitirilmesi gereken en asil görevinin hayat olduğunu unutanları günlük menfaatleri için onurunu terk etmeyi “Değer” diyenleri gördük!..
Erdoğan’dan önce sanki ülke cennet gibiydi, milli gelir 150 bin dolar falandı, Roma imparatorları gibi yaşıyorduk gibi bir hava estiriyorlar...
Yazıklar olsun...
*
Bu ülkenin nereden nereye geldiğini görmek istemeyenler, siz ne Allah’tan korkmaz kuldan utanmaz insanlarsınız!
20 yıl önceki Türkiye ile 20 yıl sonraki Türkiye gerçeğini göremeyecek kadar kalpleri mühürlenmiş olanlara ve Tayyip Erdoğan sayesinde siyaseten var olup bugün ihanet edenlere “Nankörler Allah sizi ıslah etsin!” dememek mümkün mü?
Tayyip Erdoğan daha ne yapacaktı sizler için...
18 yıl bilfiil tek başına sırtında taşıdı sizi...
18 yıldır o çalışırken siz yan gelip yattınız, seçim gelince zafer çığlıkları attınız...
18 yıldır yaşanan Gezi Olayları, 15 Temmuz hain darbe girişimi
sırasında gizlenip sonra ortaya çıkanlar oldu...
18 yıldır iktidar olmanın havasını atıp nimetlerinden yararlandınız... 18 yıldır Erdoğan çalıştı siz hava bastınız!
18 yıldır bütün yanlışlarınızın bedelini Erdoğan'a ödetmeye kalktınız...
18 yıldır makam koltuklarında onun sayesinde oturdunuz...
Şimdi “Bulunmaz Hint kumaşıyız” havasında onu terk etmek öyle mi?
Nankörler!
*
20 yıl önce esameleri okunmayan, adları bilinmeyen, bir başka deyişle milletin “Kurtar bizi Erdoğan” diyerek parti kurdurduğu Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu ülkede siyaset sahnesinde var olanlar sözüm size...
Recep Tayyip Erdoğan ile var olup bugün iktidar olmak için değil,
sadece Erdoğan’ın yolunu kesmek ve devirmek için kurdukları partilerle bir iki puan çalıp CHP’nin değirmenine su taşımak isteyenler sözüm size...
Siz ne nankörsünüz!
Recep Tayyip Erdoğan sizlere ömür boyu milletvekili, belediye başkanı, bakan, genel müdür, müdür, il başkanı, ilçe başkanı olacaksınız diye bir garanti mi vermişti?
Bu nasıl anlayıştır, nasıl bir karakterdir...
Bu nasıl aç gözlülüktür...
Erdoğan sayesinde iki, üç dönem vekillik yapmış, 10 yıl genel müdürlük yapmış, yıllarca bürokrasinin tepesinde koltuklarda oturmuş sıcak elleri soğuk suya değmemiş zatlara bakıyorum daha dün "Allah seni başımızdan eksik etmesin" dedikleri liderlerini satmış başka gemiye binmiş!..
Siz nasıl nankör insanlarsınız...
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı bu ülke siyasetinde sizi kim
tanırdı, size bu makamları kim verirdi...
*
Nankörler!..
Bu ülkede Cumhurbaşkanı olmayı, Başbakan olmayı, Bakan olmayı, milletvekili olmayı, genel müdür olmayı, belediye başkanı olmayı kimin sayesinde başardınız?
Şöyle bakıyorum (bazılarını tenzih ediyorum) kim tanıyordu sizi bu ülke siyasetinde!
Satanlar arasında daha dün imam oldukları için bu ülkede "Sizin işiniz namaz kıldırmak, cenaze kaldırmak " denilerek hakaret edilip kenara itilenlerin Tayyip Erdoğan ile "İmam Hatiplileri hiç kimse hor göremez" denilerek değer verilen insanların olmasıda çok garip!..
Yazıklar olsun..
Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı neredeydiniz nankörler!
Bu ülke Özal’sız ANAP’ın, Demirel’siz DYP’nin nasıl yok olduğunu gördü!
O dönemde Özal’a ve Demirel’e ihanet edenlerin sonradan ne hale düştüklerine şahit olmadık mı?
Şimdi kim tanıyor onları?
Ama Özal’ı?
Bugün bile bütün dünya tanıyor, ülke insanı hayırla yad ediyor...
18 yıl sizleri aralıksız iktidar yapan, bütün hayallerinizi gerçekleştiren bir lideri, sizleri bir gün sırtından indirdiği için (O lider de hata yapabilir) arkadan hançerlemek için yollara düşenler şunu iyi bilin ki, su taşıdığınız değirmenin başında ABD, İsrail, Batı’nın görevlendirdiği FETÖ oturuyor!
FETÖ’ye bilerek hizmet eden mankurtlara diyeceğim bir şey yok!
Çünkü ihaneti seçmişler!
Ya bilmeden sadece ve sadece kendi kişisel ihtirasları için hizmet eden vefasız ve şahsiyeti oturmamış ahmaklara ne demeli?
El insaf!
*
Gelelim...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti Genel
Merkezindeki, teşkilatlarındaki, TBMM’deki, Belediyelerdeki, Külliye’deki bütün yol arkadaşlarına...
Karşınızdaki cephe büyürken bazılarınız hala birbirini yemekle, bazılarınız millete tepeden bakmakla, bazılarınız ise ihanet edercesine “Bu son dönem” diye kendi işleri ile meşgul...
Artık gözlerini açıp kendinize gelin...
18 yıl herkesi omuzlarında taşıyan lidere yapılan ihaneti içinize sindirebiliyor musunuz!..
Tayyip Erdoğan böylesine ihaneti hak ediyor mu?
Beyler etrafınızda ihanet kol geziyor, partiyi içeriden vurmak için hesaplar yapılıyor...
Eğer böyle giderseniz böylesine bir lideri, böylesine iktidar günlerini
bir daha bulamayacağınız gerçeğini görün!
18 yıldır içten ve dıştan bütün kumpasların, darbe girişimlerinin üzerinden tek başına gelerek ülkesini büyüten, geliştiren hayal denilen bütün projeleri gerçekleştiren...
2023 seçimleri kendisi için final niteliği taşıyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında bir kez de “BU SEÇİMLERİ DE BİZ KAZANACAĞIZ” diyerek durun...
Yarın bir daha Recep Tayyip Erdoğan’ı bulamazsınız! *
CHP’nin değirmenine su taşımak için iki üç puanlık yeni partilerde
ortaya çıkan, bütün siyasi varlıklarını Tayyip Erdoğan’a borçlu olan,
nereden geldiklerini unutan zatı muhteremler şunu da iyi bilin;
İhanetin telafisi, kahpeliğin bahanesi olmaz.
Bugün arkasından hançerlediğiniz Erdoğan ile birlikte 18 yıldır
söylediğiniz Sezai Karakoç’un şiirinin mısraları her seçimde olduğu gibi yine kulaklarınızda çınlayacaktır.
“Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır... Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.”
Yeter ki AK Parti'nin kurumsal yapısında tabandan tavana bozulan ayarlarında geç kalan ve beklenen o büyük değişim Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından mutlaka gerçekleşmelidir...
Kuşkusuz yaşanan ihanet süreci Recep Tayyip Erdoğan'ı üzüyor...
Üstat Necip Fazıl der ki;
“Üzülme!
Bu davanın sahibi haktır...
Hak olan davada zafer muhakkaktır.”
18 yıldır öyle olmadı mı?
Yine olacaktır...