Almanya'yı sarsan namus cinayetinde Türk sanığa 9 yıl hapis verilmesi İngiliz medyasına konu oldu.
Abone olİngiliz basınında bugün, yolsuzluk soruşturması Blair'e doğru ilerliyor, nükleer santrallerin enerji sorununa çözüm getirip getiremediği tartışmaları ve Almanya'yı sarsan namus cinayetinde Türk sanığa 9 yıl hapis cezası verilmesi başlıkları öne çıktı.
BBC'nin Türkçe internet sitesi "www.bbc.co.uk/turkish" adresinde yer alan basın özetlerine göre Guardian bugün, "Yolsuzluk soruşturması Başbakanlığa doğru ilerliyor" manşetini kullandı.
Gazete, "İşçi Partisi zengin işadamlarından mali yardım alıp, karşılığında Lordlar Kamarası'nda koltuk mu vaadetti?" sorusunu sorduğu haberinde, "Partiye büyük miktarlarda kredi vermiş bir grup milyonerin, Başbakan Blair'in Lord unvanına aday gösterdikleri arasında yer alışı gazetelerde bir süredir mercek altında. Blair, usulsüzlük iddialarını kesin dilde reddediyor" ifadelerine yer verdi.
Fakat Guardian, polisin konuyla ilgili açtığı soruşturmada dün işin birden bire ciddileştiğini yazdı. Soruşturma kapsamında eski bir başbakanlık danışmanı tutuklandı.
Guardian, polisin Başbakan Blair'le görüşmek için henüz bir adım atmadığını belirtti fakat Times'ın manşetine bakacak olursak, danışmanın sorgusu ardından şimdi sırada 12 zengin işadamı var. Gazete, İşçi Partisi'ne gizlice bağışta bulunmuş 12 milyonerin bugün başlayan Paskalya tatili sona erdikten sonra polisle yüz yüze gelebileceklerini yazdı. Times'a göre bu soruşturma Başbakan Blair'i siyasi bir krizin tam ortasına atabilir.
"NÜKLEER ENERJİ TARTIŞMASI"
İngiltere'nin enerji politikası konusunda parlamentonun çevre komisyonunun bu hafta sonu yayınlaması beklenen raporunda, Guardian'a göre, nükleer santrallerin ne kadar makul bir enerji kaynağı olduğu sorgulandı.
Guardian'ın ifadesiyle, nüfuz sahibi milletvekillerinden oluşan komisyon, "Nükleer tesisler bir enerji çözümü değil" dedi. Guardian haberinde ayrıca, "Halihazırdaki tesislerin üzerine yeni nesil nükleer santraller kurmak acaba ne kadar makul? Çevre komisyonu bir dizi konuda çekinceler dile getiriyor. Bunlardan biri, güvenlik. Olası bir terör saldırısına karşı nükleer santral nasıl korunacak? Bir diğer konu, maliyet. Zararlı atıklardan kurtulmak için harcanacak para, nükleer enerjinin astarını, yüzünden daha pahalı kılmasın? Raporda, nükleer santrallerin atmosferdeki karbondioksit oranını düşürmeye 'kısa vadede' bir katkı sağlamayacağı, fosil yakıtların yerini dolduramayacağı da yazılı. Yeni bir santralın onaylanıp inşa edilmesinin 12 yıl gibi uzun bir süre alacağı tahmin ediliyor. Fakat yüne de bu korku ve çekincelerin yersiz olduğunu savunanlar da var. Şu an Finlandiya'da Avrupa'nın en büyük nükleer reaktörünün inşaatı sürüyor. Bu aynı zamanda Çernobil faciasından bu yana Avrupa Birliği'nde girişilen ilk nükleer santral projesi. 3 yıl önce Finlandiya kamuoyunu ikiye bölen tartışmada nükleer enerji taraftarları galip geldi. Enerji krizinin kıskacındaki Tony Blair, çözüm için yüzünü kuzeye döndü" ifadelerine yer verdi.
"KAFKASLAR'DA ŞARAP KRİZİ"
Daily Telegraph, bugünkü baş yazılarından birini Rusya'ya ayırdı. Gazete, Moskova'ya bir hayli öfkeli, hatta ateş püskürdü. Konu, Rusya Hükümeti'nin Gürcistan ve Moldova'dan şarap ithalatını durduruşuyla ilgili.
"Rusya daha ne kadar gaddarlaşabilir?" diye soran Daily Telegraph, "Eski Sovyet İmparatorluğu'nun üyelerine doğal gazı bir silah gibi kullandığı yetmediği gibi, şimdi şarap ticaretini savaş aleti yapıyor. Kremlin, Gürcü ve Moldova şaraplarını insan sağlığına tehlikeli bulduğu gerekçesiyle yasakladı" ifadelerine yer verdi. Fakat Daily Telegraph, bu şaraplarda bir bozukluk varsa Rus sınırına girdikten sonra olduğunu daha inandırıcı bulduğunu yazdı. Gazete, her 2 ülkenin de ABD ve AB'ye şaraplarını sorunsuz satmaya devam ettiğini ifade etti.
Gürcistan ve Moldova ekonomilerinde şarapçılığın önemli bir payı var. Rusya, 2 ülkedeki üzüm bağlarını ayakta tutan en büyük pazar. Daily Telegraph, ithalat yasağı ile Kremlin'in eskisi gibi üzerlerinde kontrol kuramadığı bu 2 ülkeyi cezalandırdığını, geçenlerde aynı yöntemi doğal gaz fiyatlarıyla Ukrayna'ya da uyguladığını yazdı.
Daily Telegraph, "Dünya Ticaret Örgütü'ne katılmak istediğini söyleyen ve halihazırda G8'lerin dönem başkanlığını yürüten bir ülke adına bu durum, tam bir yüz karası" satırlarına yer verdi.
Guardian'ın sayfalarında, Almanya'yı sarstığı söylenen namus cinayeti davasında dün varılan mahkumiyet kararı var. 9 yıl hapis cezası alan sanık, bundan 2 yıl önce ablasını öldüren 20 yaşında bir Türk. Sürücü ailesinin diğer 2 oğlu da cinayete yardım ve yataklık etmekle suçlanmış olsalar da, gazete bu 2 kardeşin beraat ettiğini bildirdi.
Guardian'a göre davaya bakan Alman yargıç hükmü açıklarken, yıllardır Berlin'de yaşamış olmalarına karşın, Sürücü ailesinin aslında gerçekten Almanya'da yaşamadıklarının anlaşıldığını söylüyor. Gazete, bu davanın göçmenlerin entegrasyonu konusunu Almanya'da iyice alevlendirdiğini yazdı.
Guardian'a göre, siyasetin her kanadından toplumsal öneriler yağmaya başladı. Kimileri, göçmenlere zorunlu dil dersleri verilmesini ve Almanya'nın temel kültürel değerlerini öğrenmeye teşvik edilmelerini istiyor. Muhafazakar kesimden yükselen kimi sesler ise, Alman yasalarını ciddi biçimde çiğnemiş olan göçmenlerin sınır dışı edilmesini talep ediyor.
Independent gazetesinin manşetinde ise, İngiltere'de görülen bir davanın dün açıklanan sonucu var. Gazete manşetine iri puntolarla, "Düşünce Suçlusu" yazdı. Yandaki fotoğrafta görülen asker üniformalı kişi, Irak savaşına gitmeyi reddettiği için 8 ay hapse mahkum edilen İngiliz teğmen.
Independent, askeri doktor Teğmen Malcolm Kendall-Smith'in savunmasından bir parçayı baş sayfasına taşıdı. Teğmen, Irak savaşının uluslararası hukuku ihlal ettiğine inandığı için bu ülkede görevlendirilmeyi reddettiğini söylüyor. Ancak askeri mahkemede görülen davanın yargıcı, yasal bir emre itaatsizlik ettiğine hükmetti.
Gazete, Irak savaşına karşı çıkan ilk ordu mensubunun dün tamamlanan bu davasında verilen cezanın diğer askerlere de bir uyarı niteliğinde olduğu görüşünde.