20 Kasım 1992’de katledilen Gerçek dergisi Diyarbakır Temsilcisi Namık Tarancı, öldürüldüğü yerde anıldı.
Abone ol20 Kasım 1992’de katledilen Gerçek dergisi Diyarbakır Temsilcisi Namık Tarancı, öldürüldüğü yerde anıldı.
Emek Partisi Diyarbakır İl Örgütü ile Evrensel gazetesi, Hayat Televizyonu Diyarbakır bürosu tarafından düzenlenen etkinliğe Diyarbakır’da görev yapan gazeteciler de katıldı. Burada basın açıklamasını okuyan Hayat TV Diyarbakır Temsilcisi Cumhur Daş, “Namık Tarancı, Kürt illerinde yaşananları haber yaptı. Gerçekleri halkla paylaşması birilerini rahatsız etti ve uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi” diye konuştu.
KATİLLER AKP TARAFINDAN SALIVERİLDİ
Tarancı cinayetinin iki yıl ‘faili meçhul’ kaldıktan sonra Hizbullah Askeri Kanat Sorumlusu Cemal Tutar’ın yargılandığı davaya konu olduğunu söyleyen Daş, “Tutar, ifadesinde Tarancı cinayetiyle ilgili emri İsa Altsoy’dan aldığını, eylem talimatını kendisinin verdiğini, eylem sorumlusu Abdulkadir Selçuk’un gözcülük yaptığını ve tetiği Mustafa Demir’in çektiğini anlattı” diye konuştu.
Tarancı’nın devletle iş birliği içerisinde olan güçler tarafından katledildiğini aktaran Daş, “Katiller cinayeti itiraf etmelerine rağmen AKP Hükümeti tarafından salıverildiler” dedi. Tarancı cinayetinin bu topraklarda işlenen ve failleri cezalandırılmayan onlarca gazeteci cinayetinden birisi olduğunu kaydeden Daş, “Musa Anter’in, Hüseyin Deniz’in, Hafız Akdemir’in katledilmesi de karanlıkta kaldı” sözlerini kullandı.
GAZETECİLER ÜZERİNDEKİ BASKILAR SÜRÜYOR
Bugünlerde de gazeteciler üzerindeki baskıların sürdüğünü anlatan Daş, “Diğer taraftan demokrasi yerine içi boş paketlerle halkın talepleri görmezden geliniyor. Demokratik adımlar atılmazken, gazeteciler yargılanırken, anadilde eğitimin önü açılmazken, Rojava’da Kürt halkına karşı çeteler desteklenirken ve sınıra utanç duvarı örülürken Başbakanın, Federe Kürdistan Bölge Başkanı Barzani ile görüşmesi bir anlam içermemektedir” dedi.
Arkadaşlarının Namık Tarancı’ya ‘Kaptan’ diye seslendiğini de ifade den Daş, “Kaptan bugün bize yol göstermeye devam ediyor. Bizler bugün Namık Tarancı’nın, Apê Musa’nın mirasına sahip çıkıp, gerçeğin davasını savunup, demokrasi ve özgürlüklerden yana olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Bilinmelidir ki; gerçekler aydınlanıncaya, Kürt sorununun eşit haklar temelinde çözümü ve demokratikleşme yönünde gerekli adımlar atılıncaya kadar elimiz katillerin ve onların suç ortaklarının yakasında olacaktır” diye konuştu.
TÜM VAHŞETE RAĞMEN MÜCADELEDEN VAZGEÇMEDİ
Açıklamanın ardından söz alan Emek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Aslanoğlu Kürtçe yaptığı konuşmasında “Tarancı 1980 öncesinden bu yana Kürdistan’da işçilerin, emekçilerin, köylülerin örgütlenmesi mücadelesini yürüttü. Tarancı’nın 12 Eylül darbesinde Diyarbakır zindanında vahşeti yaşadı. 1990’ların Gerçek dergisinin Diyarbakır temsilciliği görevini kabul etmekte tereddüt etmedi. Özgür basın geleneğinden gelen Yahya Orhan, Ferhat Tepe, İzzet Kezer gibi halkın yaşadığı zulmü tüm kamuoyuna duyurduğu için katledildi” dedi.
Aslanoğlu şöyle devam etti: ‘Çözüm sürecinden bahseden Erdoğan’a soruyoruz. Tarancı dahil 17 bin faili meçhul cinayetin failleri yargılandı mı? Ergenekonu yargıladık diyorlar ama JİTEM’e de 17 bin faili meçhulun katillerine dokunmuyor. Bugün halen cezaevinde 10 bin siyasetçi var. Erdoğan çözüm de samimi ise önce 10 bin siyasetçiyi serbest bırak, faili meçhuller aydınlat” dedi.
TARANCILARIN, APE MUSALARIN KALEMİ HÂLÂ YAZIYOR
Özgür Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Hayrettin Çelik ise, “1990’lı yıllar özgür basın geleneğinin de başlangıcı sayılır. Çünkü yok olmaya karşı verilen bir mücadeleydi” dedi. 90’lı yıllarda katledilen gazetecilerin kalemini yerde bırakmayan 60’ın üzerinde gazetecinin cezaevinde olduğunu ifade eden Çelik, “Namık Tarancıları, Apê Musaları hâlâ mücadelemizde yaşatmaya çalışıyoruz ve mücadeleyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
UNUTMAZ, UNUTTURMAZSAK EN BÜYÜK İYİLİĞİ YAPMIŞ OLURUZ
HDK Amed Eş Sözcüsü Mustafa Akengin, “20 yıl önce Namık bu caddede öldürüldü. Namık’tan 1 yıl sonra bu caddede yine faili meçhuller oldu. Gazeteciler, gazete dağıtımcıları, okuyucuları katledildi” dedi Katledilenlerin arkadaşları olduğunu söyleyen Akengin, “unutmayıp, unutturmazsak arkadaşlarımıza en büyük iyiliği biz yapmış olacağız” sözlerini kullandı.
GAZETECİLİK VE DEVRİMCİLİK ADINA BÜYÜK BİR KAYIP
Diyarbakır 78’liler Derneği Girişimi adına konuşan Şükrü Abay ise “Namık Tarancı katledilmeden önce takip ediliyordu. Kendisini korumaya çalışıyordu ama katledildi” dedi. Gazetecilik ve devrimcilik adına önemli bir insanı kaybettiklerini aktaran Abay şöyle dedi; “Ne yazık ki Tarancı’ya sahip çıkamamıştık ve bu üzüntüyü uzun yıllar içimizde taşıdık.” Konuşmaların ardından Tarancı’nın vurulduğu noktaya karanfiller bırakıldı.