Mustafa Mutlu da internete savaş açan yazarlar arasına girdi. Ama o diğer yazarlar gibi internet medyasına takılıp kalmamış. Çünkü Mutlu'nun derdi başka...
Abone olÇağın en büyük ihtiyaçlarından biri de internet... Bizi biz yapan, size ulaşmamızı sağlayan en önemli araç. Fakat bazı internet siteleri, bu kitle iletişim aracını kötü emelleri için kullanıyorlar. Bilgiyi yok eden site oldukça fazla. Bu durum çoğu bilgi sahibi insanı rahatsız ediyor. Bunlardan biri de Mustafa Mutlu. Yazar bu konudaki rahatsızlığını "İnternet icat oldu bilgi bozuldu" başlıklı yazısı ile dile getiriyor. Ayrıca yazar daha yazısına başlamadan yanlış anlamaya meydan vermek istememiş. Bizde kendisini yanlış anlamadığımızı yineliyor ve siz sevgili okurlarımızı Mutlu'nun cümleleri ile baş başa bırakıyoruz...
Biliyorum, bu sözler internet dünyasını fena karıştıracak... Ama ekmeklerini "sanal alem"den kazanan sevgili meslektaşlarımdan bir ricam var; kızıp bana savaş açmadan önce bu yazıyı sonuna kadar okusunlar...
Öncelikle belirtmeliyim ki, kesinlikle bilgisiyar ve internet düşmanı değilim...
Tam tersine, interneti, Türkiye'ye geldiği ilk günden bu yana "keşfetmeye" çalışıyorum ve her olanağından faydalanıyorum...
Bu sayede yazılarımı daha kısa sürede yazıyorum.
Uzaktaki yakınlarımla haberleşiyorum.
Okurlarımın tepkilerini anında görebiliyorum.
İstediğim zaman "banka", istediğim zaman "market" gibi kullanıyorum...
Amerika'daki hastanelerin, Almanya'daki pastanelerin listesini bir dakikada elde edebiliyorum.
Ama buna rağmen, başlıktaki görüşümde ısrar ediyorum:
"İnternet icat oldu, bilgi bozuldu..."
Gelelim, bu ısrarımın nedenine:
İnternet bize her türlü bilgiye ulaşma olanağı veriyor...
Ama "doğru bilgi"yi seçemiyor...
Dünyanın en önemli "arama motorları" bile, hemen her konudaki milyarlarca yanlış bilginin yayılmasına hizmet ediyor!
Diyelim ki bir aklı evvel, bir site kurdu ve bu sitede "Türkiye bir Afrika ülkesidir. İnsanları zenci, nüfusu 1 milyon, dili de Fransızca'dır" diye bir "geyik" yazdı...
İşte internetin bugünkü olanakları, ne yazık ki bu "yanlış bilgi"nin yayılmasını önlemeye yetmiyor!
Herhangi bir "arama motoru"na "Türkiye" yazan herkesin önüne, bu yanlış bilgi ulaşıyor...
Eğer Türkiye hakkında yeterli bilgiye sahip değilseniz ve aceleci davranıp başka kaynaklardan doğrulatma gereği hissetmezseniz, bu yanlış bilgiyi yiyorsunuz...
Bu durum da, akıl almaz bir "bilgi kirliliği"ne yol açıyor...
1998'de kurulan ve bugün dünyanın en çok kullanılan arama motoru olan "Google", bugünlerde tüm enerjisini "bilgi kirliliğini ve bilgi aşınmasını" önleyici çalışmalara yöneltti...
"Aşınan" yani "eskiyen" bilgiye bir anlamda "news.google.com"la çözüm bulundu... Çünkü bu site, binlerce haber kaynağını tarayarak, sadece son yedi günün haberlerinin aranabilmesini sağlıyor.
Ama "bilgi kirliliği"ne kesin çözüm, henüz bulanamadı...
Çünkü bu gerçekten çok zor bir iş.
Yinelemekte yarar var, internet çağ değiştiren bir buluş...
Ama eğer "doğru bilgi"yi seçme yeteneğine henüz kavuşamayan internetten kuşkulanmayı alışkanlık haline getirmezsek ve bize sunduğu her bilgiyi "kesin doğru" olarak kullanmaya kalkışırsak, sonumuz felâket olur...