Mutfaklardan Taşan Öyküler
Belki de sizi kendi çocukluğunuza götürecek bu lezzetler.
Abone olÇıkarın eski albümlerinizi. Yemek masası etrafında veya piknikte ya da semaver başında çay bahçesinde çekilmiş bir aile fotoğrafınız yok mu? Tijen İnaltong ‘Mutfaklardan Taşan Öyküler’de kendi dahil 55 kişinin yeme-içme anılarını anlatıyor
, -Bodrum Pazarlarından Tatlar, Renkler, Portreler, Mutfakta Zen, , , Her Güne Bir Yemek kitaplarının yazarı Tijen İnaltong, son kitabı ’de lezzetli anıların peşinden gitmiş. Sağlıklı yemekler pişirmek isteyen herkes gibi benim de yanı başımda durur onun kitapları. Zaten İnaltong’un yazılarındaki anafikir, değişik yemek kültürlerini araştırmak, geleneksel tatları dipten köşeden çıkartarak korunması, aktarılması ve paylaşılmasını sağlamak değil midir? Nice mutfak gelenek göreneğimizi bize aile büyüklerimiz öğretmedi mi? Çıkarın eski albümlerinizi. Yemek masası etrafında veya piknikte ya da semaver başında çay bahçesinde çekilmiş bir aile fotoğrafınız yok mu? Geçmişe dönüp baktığımızda, hatırladıklarımız çoğunlukla sofralarla ilgili anılardır. Düğün yemekleri, pazar kahvaltıları, bayram, yılbaşı kutlamaları... İnaltong o günleri, nineleri, dedeleri, bilge kişileri takip eder, anılarını kendi anı çantasında biriktirir. Okurları bilir ki o sadece yemek tarifi yazmaz. Onları öyküleri ile tozlu raflardan alır, hayat verir, sahipleriyle size getirir.
Tijen İnaltong’un yeni kitabı Mutfaklardan Taşan Öyküler’de kendi dahil elli beş kişinin anıları ve yüreklerine nüfuz eden yemek sevgisiyle buluşacaksınız. “Her yaşam kıymetli, her hayatın bir öyküsü var” diyor yazar. Konuklarını lezzet öyküleriyle günümüze taşıyor. Hayatı mutfak olmuş, hiçbir zaman mutfaktan çıkamamış, hayata dalamamış insanlar, mutfağa hayat verenler, mutfağımızı temsil edenler, halk kültürü mutfaksız olmaz diyenler, sadece ailesi ve yakınları tarafından tanınan insanlar, ata yadigarı tariflerle üretim yaparak mutfağımızı zenginleştirenler, bugün sevgiyle andığımız aramızda olmayan değerli mutfak insanları... Hepsini aynı mutfakta buluşturan bereket dolu bir kitap.
Her öyküde yeni bir şey öğreniyor insan. İkinci Bahar dizisine ilham veren Ali Haydar’ın oğlu Gaziantepli ciğerci Ali Usta, “ciğerin tazesini alın, doğrayıp jelatine sarın, açık bırakırsanız rengi kararır” diyor, kızgın mı kızgın ateşin karşısında oflamadan yıllarca konuklarını ağırlarken. Bursa’da geçmişe yolculuk sizi ‘Anjelika reçeli’yle tanıştırıyor. Bartınlı anneannenin ‘Halışka’sını Emel Usluoğlu’nun tarifinden öğreniyorsunuz. İzmir’in tanıtımına gönül vermiş gazeteci Nedim Atilla anneannesi ve dedesi arasındaki mutfak kavgalarına tanık ediyor sizi. Lazlar için hayati önem taşıyan ‘Paponi’yi (Laz böreği) okurken Batum Lazlarının arasına karışıyorsunuz. Niğdeli Rum komşulardan öğrenilen zeytinyağlı yemekler, mutfak kültüründeki etkileşimimizi, azınlık mutfaklarıyla Türk mutfağı arasındaki bugünkü kimya benzerliğinin yansımasını ortaya koyuyor. Türk mutfağının gönüllü elçisi Sevim Gökyıldız’ın çocukluk anılarıyla Anadolu mutfağına kısa bir tur yapıyorsunuz. “Sene 1959. Tokat’ta daracık Arnavut kaldırımlı sokakta iki katlı kâgir evdeyiz. Hemen arka sokakta Tokat kebabı yapan bir dükkân var... En altta sıcacık, incecik, et ve sebze suyuyla yumuşamış pideler, üzerinde şişlerden itina ile çıkarılmış, nar gibi kızarmış patlıcan, et, sarımsak, biber, domates dilimleri... Kokusunu, tadını unutamıyorum.”
Sula Bozis’in hikâyelerinde Türkiyeli Rumların pek çok anısı var. Annesi ile Madam Kiça’nın hazırladığı kaşık tatlıları “Bayanların maharetlerini kanıtlayan sürekli bir sınavdı” diyor Bozis. Mesleği bıraktığında börek efsanesi bitecek olan Antalyalı börekçi Teyfik Usta’nın tarifini gelecek kuşaklara aktarıyor İnaltong. Yemek ve kültürünü bayrak etmiş, Çiya’nın kurucusu ünü büyük usta Musa Dağdeviren’in mutfak zenginliği acaba Nizip’te farklı kültürlerle yaşamış olmasından mı geliyor? Mutfak kültürü araştırmacılarının duayeni Kamil Toygar çocukluk yıllarında ilkbaharın müjdecisi sarı çiğdemlerden yapılan ‘çiğdem pilavı’nın ritüelini anlatıyor. Rahmetli Tuğrul Şavkay’ı annesi Müjgan hanımın anılarıyla yâd edeceksiniz. Gönül Paksoy anneannesinin Gavur Dağı’ndan çıkan lezzetli bir bitki olan ‘beze’den yaptığı börekleri anlatıyor. Yoktan var edilen lezzetlerin yaratıcısı Bozcaadalılar, yıllarca kardeşce yaşayan halklar, Rumlarla Türklerin öyküsü Ümit Hamlacıbaşı’nın anılarında.
Zaman tünelinde anılarla yolculuğa hazırlanın. Bu coğrafyanın yemek zenginliği ile yüzyıllarca mutfağını paylaşmış insanları günümüze taşıyor Tijen İnaltong. Bir gün yolunuz düştüğünde Kastamonu, Atina, Burdur, Sivas veya Antakya’da, İstanbul, Kars, Datça, Bolu veya Rize’de anıların izi sizinle olacak. Turşu, börek, tatlı alırken yavaşca canlanacaklar. Anılar ne işe yarar paylaşılmaz, öyküleşmesse. İnaltong’un anı çantası sizi geçmişe götürecek tadına doyum olmayan öykülerle dolu... Çantayı aralamak size kalmış.
(Ayfer Yavi)