Kemal Koçak, Türkiye’nin yatırım, inşaat ve işletme kabiliyetiyle bu projelerin yüzde 30’unu Türk işadamlarının rahatlıkla alabileceğini kaydetti.
Abone olTürk ve Çin Halk Cumhuriyeti stratejik ortaklığına ve partnerliğine katkı sağlamak amacıyla 10yıl önce kurulanTürkiyeÇin Halk Cumhuriyeti İşadamları Dostluk ve Dayanışma Derneği (TÜÇİAD), iş insanlarımızın diplomatik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanda ilişkilerini ve işbirliğini geliştirmeyi sürdürüyor.
İki ülkenin ekonomik ilişkilerine yönelik sorularımızı yanıtlayan TÜÇİAD Genel Başkanı Kemal Koçak, Çin ile inşaat sektöründe istenilen düzeye ulaşılamadığını ancak gerekli temasların sürdürüldüğünü söyledi. Çin’de önümüzdeki 30 yılda 350 milyon konut ihtiyacı doğacağını belirten Koçak, 2025 yılına kadar 40 milyar metrekare konut yapılacağını belirtiyor. Bu doğrultuda konutların 50 bini gökdelen projeleri kapsamında üretilecek. Ülkede ayrıca 2025 yılına kadar 5 milyar metrekare yol asfaltlanması planlanıyor. 2011 yılında Asya’da yapılan otel yatırımlarının yüzde 31’inin Çin’e ait olduğunu belirten Koçak, Çin’de inşaatların PPP (public private partnership - kamu özel ortaklığı) modeli ile ihale ilanlarına çıktığını belirtiyor. Sağlık, ulaşım, enerji, turizm, konut vs. projelerinin trilyon dolarlı seviyelere ulaştığını belirten Koçak, Çin’in 322 milyar dolarlık 1.043 büyük yatırım projesi olduğunun altını çiziyor. Bunların yap-kirala-işlet-devret ya da yap-işlet-devret modellerinde projeler olduğunu kaydeden Koçak,
“Bu projeler genelde Fortune 500’deki Çin firmaların birisinin ihaleye girip diğerinin de bunun finansmanını sağladığı projeler şeklinde yürüyor görünüyor ama yabancı yatırımcı ve yabancı sermayeye de açılması için çalışıyorlar. Çin Halk Cumhuriyeti’nin buna ait özel bir devlet kurumu var” diye konuştu. Türkiye’nin bu işlere çok kolay girebilecekken ne yazık ki yabancı yatırım ve finans firmalarının bu projelere girdiğine işaret eden Koçak, Çin’in EBRD’den (Avrupa Kalkınma ve İmar Bankası) danışmanlık almaya başladığını da açıkladı. Koçak, konuya ilişkin değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“Bildiğiniz üzere Arap ve Ortadoğu sermayesi Türkiye’yi güvenli liman olarak seçti. Bu sermaye ile Türkiye’nin yatırım, inşaat ve işletme kabiliyetini birleştirirsek 322 milyar dolarlık bu projelerin yüzde 30’unu Türk işadamları rahatlıkla alacaktır. Ayrıca, Çinli yetkililer bizlere ‘Siz Türkiye olarak, hem Avrupa’ya, hem Asya’ya ve hem de Afrika’ya çok yakınsınız. Adeta, dünyanın tam ortasındasınız. Türkiye merkez üssümüz olsun ve birlikte üretip dünyaya birlikte satalım, kazan-kazan formülünü uygulayalım’ önerilerini hep dile getirmektedirler.”
ORTAÖĞRETİMDE ÇİNCE ÖĞRETİLMELİ
Kemal Koçak, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin sağlıklı gelişmesi için öncelikle Çin dilini, kültürünü, yasalarını bilmek gerektiğini vurguladı. Türkiye’de bilhassa ortaöğretim kurumlarında Çince okutulması, Çin’de de Türkçe eğitiminin yaygınlaştırılmasını öneren Koçak, “Zira, kökenimiz Göktürkler’den bugüne gelen ve Çinlilerin; ‘Önce dost olalım, her şey arkasından gelir’ dedikleri gibi, güven ve dostluğa dayalı bir ticaret gerçekleşmesi ana hedefimiz olmalıdır” dedi. Kemal Koçak, iki ülkenin ilişkilerinin gelişmesi için doğrudan karşılıklı uçak seferleri konulması gerektiğini de kaydetti.
ÇİN, TÜRKİYE'DE YÜZDE 50 ORTALIKLA TESİS KURABİLİR
Kemal Koçak, Türkiye’de Türk-Çin ortak yatırım komisyonları kurulmasını, yüzde 50 ortaklıkla oluşturulacak üretim tesislerinde üretilen ürünlerin Türk markası altında Avrupa’ya ihraç edilebileceği önerisinde bulundu. Koçak, şunları söyledi:
“Devletimiz ithal ettiğimiz tüm ürünlerin gerçek adetlerini ve Türkiye’ye gerçek giriş fiyatlarını, markaları, ürün ve katalog numaraları ile belirlemelidir. İllerimizde ve büyük ilçelerimizde Türk-Çin ortak yatırım komisyonları kurulmalı, bu komisyonlarda özel sektör tecrübesi olan kamu görevlileri ile sadece hizmet sektörüne çalışmayıp alsat işiyle uğraşmaktan ziyade, tecrübeli ve bu konularda uluslararası başarılar kazanmış ciddi iş dünyası temsilcileri görev almalıdır. Bu komisyonlar Türkiye’ye ithal edilen her şeyden marka ve ürün numaraları ya da modelleri belli tüm ürünleri temin ederek Türk insanının ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak kalitede üretmek için seçtiklerinin yatırım fizibilitelerini hazırlamalıdır. Devlet sıfır faizle TL olarak Türk tarafına 4 yılı ödemesiz 14 yıllık arazi alım ve fabrika inşaatı, Çin’den gelecekmakine ve ekipmanın nakliyesi ve ithalatını da ödeyecek kredi verebilmelidir. Türk yatırımcı ve Çinli yatırımcı yüzde 5050 ortaklığıyla; Türk tarafının yüzde 50 hissesi arazi, bina, altyapı, üstyapı, nakliye ve ithalat karşılığı olmalı, Çin tarafının yüzde 50 hissesi de Çin’den getireceği makinelerle olmalıdır. Bu tesise Çin’den hammadde veya yarı mamul gelmeli, Türkiye’de üretilip Türkmarkası ve Avrupa’nın istediği standartlarda Avrupa’ya ihraç edilmelidir. Daha ekonomik fiyatlı olanları da üretilip Afrika’ya ihraç edilecek şekilde organize edilebilir diye düşünüyoruz.”