BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,36
ALTIN 2.926,84
HABER /  GÜNCEL

Mustafa Sungur son yolculuğuna uğurlandı

Dün hakkın rahmetine kavuşan Bediüzzaman'ın talebelerinden ve 'nur kahramanı' olarak tanınan Mustafa Sungur, son yolculuğuna uğurlandı.

Abone ol

Risale-i Nur'ları 17 yaşında tanıyan ve 1954 yılından 1960'a kadar Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri'nin hizmetinde bulunan Sungur, Bediüzzaman tarafından, 'nur kahramanı' olarak tanımlanmıştı.

Sungur'un cenazesi, bugün ikindi namazında İstanbul Fatih Camii'nde kılınan namazın ardından Eyüp Sultan Kabristanlığı'nda defnediliyor.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ!

BAŞBAKAN DA CENAZEYE KATILDI

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Said Nursi'nin talebesi Mustafa Sungur'un cenazesinde konuştu. Erdoğan, cenazeye katılanlara teşekkür etti.

Cenazeye katılanlar arasında Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de vardı.

Fatih Camii'nde düzenlenen cenaze töreninde yoğun kalabalık dikkat çekti. Kalabalık nedeniyle, cenazeye gelen kişilerin bir kısmı namaza yetişemedi.

FETHULLAH GÜLEN'DEN TAZİYE MESAJI

Fethullah Gülen, Sungur'un vefatı nedeniyle bir taziye mesajı yayımladı. İşte o mesaj:

"Daussıla ile meşbu kalbim, hayatını Kur'an ve iman hizmetine adamış, Bedizzaman Hazretleri'nin mümtaz talebelerinden Nur Kahramanı Mustafa Sungur Ağabey'in Hakk'a yürüdüğünü öğrenmiş olmaktan doğan gurbet içinde gurbet hisleriyle çarpıyor...

Gençlik yıllarından itibaren tahsil ettiği ilmi, Kur'an nurları ile tahkim eden bu müstesna insan aynı zamanda tükenmek bilmez enerjisi ile hayatını hizmet yoluna bezletmeye bakmıştır.

Hepimiz adına geçici bir firak sayılsa da ağabeyimizin gerçek dostlarla vuslata vesile son yolculuğunda hazır bulunamamanın hicabı içindeyim. Tesellimiz, 'bir tek maksat ve vazifede sa'y eden hakikat ve ahiret kardeşlerinin ihtilaf-ı zaman ve mekânın sohbet ve ünsiyetlerine bir mani teşkil etmediği' muştusudur.

Bu vesileyle muhterem ağabeyimize Mevlâ-yı Müteâl'den gani gani rahmet niyaz eder, onunla Nur derslerini müzakere etme şerefine nail olan talebe, dost ve yakınlarına teziyetlerimi bildirir, sabr-ı cemil niyaz ederim. "

MUSTAFA SUNGUR KİMDİR?

29 Eylül 1929 tarihinde, Eflâni'de doğdu. İlkokuldan sonra Kastamonu'daki Gölköy Köy Enstitüsü'ne kayıt yaptırdı. Mustafa Sungur, çalışkan bir talebeydi. Enstitüde dine karşı takınılan tavra rağmen, gerek ailesinde bulunan hocalar vesilesiyle, gerekse küçükken aldığı dinî eğitimin etkisiyle çok fazla etkilenmedi.

29 Eylül 1929 tarihinde, Eflâni'de doğdu. İlkokuldan sonra Kastamonu'daki Gölköy Köy Enstitüsü'ne kayıt yaptırdı. Mustafa Sungur, çalışkan bir talebeydi. Enstitüde dine karşı takınılan tavra rağmen, gerek ailesinde bulunan hocalar vesilesiyle, gerekse küçükken aldığı dinî eğitimin etkisiyle çok fazla etkilenmedi.

Mustafa Sungur 1945 yılında, henüz 16 yaşında iken evlendi.

O yıllarda, daha sonra hizmetine gireceği Said Nursî'yi sadece duymuşluğu vardı. Risaleleri 1946 yılında, Ahmet Fuat Efendi ile Safranbolulu Keçeci Mehmet Efendi vesilesiyle tanıdı.

Said Nursî'yi tanıdıktan kısa bir süre sonra, ona hitaben mektuplar kaleme aldı. Bu mektuplarda, önce köy enstitüsünde edindiği izlenimleri aktarıyordu.

Bu mektupları yazarken, genç bir Nur talebesi olan Mustafa Sungur, bir yandan da heyecanlı bir bekleyiş içindeydi. Nur dairesine girebilmeyi, Üstadın kendisinden bahsetmesini, kendisine "talebem" demesini hasretle bekliyordu. Talebeliğe kabul edilmeyi kainatın en büyük hediyesi olarak görüyordu.

Mustafa Sungur'un beklediği gelişme nihayet gerçekleşti ve Üstad gönderdiği bir mektubunda "Nurun küçük kahramanlarından Mustafa Sungur" ifadesini kullanmış, onun hizmetlerini övgü dolu sözlerle takdir etmişti.

1947 Eylülünde Mustafa Sungur, Bediüzzaman Said Nursî'yi görmek arzusunu yerine getirmek için yollara düştü. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Emirdağ'a ulaştı ve Üstadla görüştü.

Mustafa Sungur, bir yıl sonra (1948) Afyon Dâvâsı sebebiyle Bediüzzaman'ın tutuklandığını duydu. Afyon'a giderek Üstadı ziyaret etti. Ziyaret dönüşü Bediüzzaman'a uzunca bir mektup gönderdi. Bu yüzden tutuklanarak mahkemeye çıkarıldı. Sonuçta 6 ay ceza aldı.

1949 senesinin Nisan ayında köyüne dönen Mustafa Sungur, 5 ay ceza aldığı için memuriyetten de çıkarıldı.

Mustafa Sungur, Afyon'da Bediüzzaman'la beraberken, İzmir taraflarında imam olan babası Mehmet Efendi, onu Bediüzzaman'a şikayete geldi. Üstad onunla görüşüp ikna etti. Böylece Mustafa Sungur, artık Risale-i Nur dairesi içinde, hiç çıkmamak üzere bulunmaya devam etti.

Mustafa Sungur, askerliğini ise 1955-1956 arasında, önce altı ay yedek subay olarak Ankara'da, daha sonra da Samsun'da yaptı.

Bediüzzaman Said Nursî'nin 1946, 1958 ve 1959′da birkaç defa yazdığı vasiyetnamelerinde adı zikredilen Mustafa Sungur'un Şerife, Ahmed Said, Muhammed Nur, Saide Nur, Aynur, Cihannur, Nurullah adında yedi çocuğu vardı. Bedüzzaman'ın vefatından sonra kendisini tamamen risale sohbetlerine adadı.

1954 yılından 1960′a kadar doğrudan Bediüzzaman'ın hizmetinde bulundu. Bu süre içinde Risale-i Nur'u ve hizmet düsturlarını bizzat Üstaddan ders aldı.

Mustafa Sungur, iman ve Kur'ân hizmeti uğrunda bir çok defa tutuklandı.

Sungur iki aya yakın süredir İstanbul Fatih Üniversitesi Araştırma Hastanesinde tedavi gören Bedüizzaman'ın talebelerinden Mustafa Sungur vefat etti.