Basının desteklediği siyasi liderlerin sonu herkesçe malum diyen Star yazarı Engin Ardıç'a göre, medyanın rüzgarına kapılan Mustafa Sarıgül, ayvayı yedi. Neden mi?
Abone olStar yazarı Engin Ardıç, geçmişte bir yöneticisinin kendisine; "Biz gazete olarak Deniz Baykal’ı desteklemeye ve iktidara getirmeye karar verdik, sen de bu yönde yaz" dediğini belirterek şöyle devam etti; "Kahkahayı patlatmaktan kendimi zor alıkoymuştum, çünkü ‘papaz olma’ tehlikesi vardı..." yazdı... Bir yerden çıkmamız mı gerekiyor? Evet, dediğimiz gibi, ‘bir kısım basın’ Mustafa Sarıgül’ü ittirme girişiminde artık gülünç olmaktan da utanmıyor... Okuyucunun kıçıyla gülmesi hiç önemli değil, çünkü bazı ar damarlarının çatlaması çok gerilerde bırakılmış bir aşama. İşte bu nedenle Sarıgül hiçbir şey olamayacaktır, çünkü o bir kısım basın bugüne kadar kimi tuttuysa o adam ayvayı yemiştir. Kadın için de geçerlidir bu, bakınız sarışın güzel kadın Tansu Çiller’in fırtınalı hayatı!... O kesmezse, Kemal Derviş’in fırtınalı hayatına da bakabilirsiniz. Daha da yetmezse, sırada ‘tango kralı’ Hüsamettin bile var... Bir tarihte bir yöneticim ‘biz gazete olarak Deniz Baykal’ı desteklemeye ve iktidara getirmeye karar verdik, sen de bu yönde yaz’ dediği zaman kahkahayı patlatmaktan kendimi zor alıkoymuştum, çünkü ‘papaz olma’ tehlikesi vardı... Fakat muhabirler, müdürleri tarafından verilen ‘Sarıgül’le konuşun’ talimatını homurdanarak da olsa eşek gibi yerine getirmek zorundalar. Bazı Alevi kardeşlerimizin ‘acaba Sivas yollarında posta yeni bir dede mi bulduk’ umudu da hem hüzünlü hem eğlenceli. Sayın Sarıgül basından aldığı gazla atıp tutuyor fakat hiçbir şey de söylemiyor. Başbakan olmak istiyormuş. Vallahi ben de istiyorum ama yapmıyorlar işte... Sarıgül’ün belediyede yaptığı ve yapacağı nice işler olabilir, ama siyasette hiçbir ‘pilanı, purocesi ve puropağandası’ olabilebilemez. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi’nin halka söyleyebileceği yeni ve değişik hiçbir şey yoktur ve olabilemez. Geçen hafta beni aramış. Eski huylarıdır bu adamların, ters bir şey yazınca hemen telefona sarılırlar. ‘Enginciğim, sen beni yanlış tanımışsın, buluşalım da sana kendimi anlatayım’ lafıyla başlayan kafakola alma girişimi ‘baba bir rakı içelim yahu’ cümlesiyle sürer, belki başka şeyler de yapılır, gazeteci tava getirilir. Gelecek soytarı çoktur, onlara gitsin. Biz bu piyasada kalemini bir peynirli pizzayla iki tüp dişmacununa satan adam ve kadın da gördük. Baba ne yapacaksın yani başbakan olursan? IMF’ye mi kafa tutacaksın, yatırım ve istihdam patlaması mı yaratacaksın, yoksa bizi Avrupa Birliği’ne mi sokacaksın? Bak ikidir burada adın geçiyor, çiçek gibi reklamın oluyor, daha ne istiyorsun? Ben seni niçin destekleyeyim, bizim gazete Şişli’de değil ki! Galatasaray’ın maçlarını da televizyondan seyrediyorum, ‘kombine bilete’ falan ihtiyacım yok. (Umarım şimdi benim için, ‘herif çok ısrarlı, kimbilir ne büyük avanta bekliyordur’ diye düşünmüyordur...) Kimi salak da Kemal Derviş’ten yeni bir girişim bekliyor... ‘Derviş’i amma abarttınız yahu’ diyenler de Amerikan yetkilileri! Catherine’i ‘Kadriye Yenge’ yapacak kadar soytarılaşan paçavra basın Amerikalı’nın ilmine de sığmıyor... ‘Kadınlara güvenip particiliğe soyunan’ siyasi zavallılar da var. Bunlardan birinin yardımcısı bana ‘iktidara oynuyoruz çünkü kadınlar onu çok beğeniyorlar’ dedi. ‘Oğlum,’ dedim, ‘kadınların beğenmesiyle iş bitseydi ben şimdiye kadar padişah olmuştum!’ Bir de DSP takımı var tabii... Ecevit ailesinin veliahtını beğenmiyorlarmış, ‘aykırı aday’ Şükrü Sina Gürel ‘bir çıkış yolu’ olabilirmiş. Neden? Bir yerden mi çıkmamız gerekiyor? Sizin kısır Ankara labirentlerinizde girdiğiniz çıkmazlardan bize ne kardeşim? İktidarda iki senedir halkı arkasına almış bir adam var, ben beğensem de beğenmesem de çalışıyor ve birşeyler de yapıyor, eşinin başı bağlı olsa da dünyada Türkiye’ye daha ciddiye alınır bir konum kazandırdı, enflasyonu şöyle ya da böyle dizginledi, aha işte yeni liraya da geçiyor, ekonomide olsun iç politikada olsun dış politikada olsun vahim hiçbir hata da yapmadı. Ben oy versem de vermesem de... Üstelik zoru görünce geri basmayı bilecek kadar da esnek hepinizden... Seçime de daha üç sene var, kim kimi nereden niçin çıkarıyor yahu? Devrim mi yapacaksınız yoksa? Yani emekli memurlara üç gazete daha satmak için değer mi bu hokkabazlıklara? Neyse, gene de Sayın Sarıgül’e giriştiği bu zorlu uğraşta başarılar dilerken... (Rakıları soğuttun mu Mustafa? Ben cacık ve pilaki de isterim.) Yazı: Engin Ardıç Kaynak: www.stargazete.com.tr