BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'Devran' isimli kitabından uyarlanan oyununu izlemesine tepki gösterdi.
Abone olBüyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu'nun, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın 'Devran' isimli kitabından uyarlanan oyununu izlemesine ilişkin, "Onu meşrulaştırdılar. Milletimize büyük bir özür borçları vardır. En çok da şehit annelerine, ailelerine özür borçları vardır" dedi.
BBP lideri Mustafa Destici, genel merkez binasında düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Destici, parti olarak kuruldukları günden bu yana terörle mücadele noktasında terörün tüm çeşitlerine ve unsurlarına karşı topyekun mücadele içinde olduklarını belirtti. Terörle mücadele konusunda sonuna kadar devletin ve güvenlik güçlerinin yanında durmaya devam edeceklerini ifade eden Destici, "Biz terörle mücadelede devlet, millet ve güvenlik güçleri olarak kahramanca mücadele ederken maalesef birileri oy, birtakım belediyeler kazanma, seçimlerde biraz daha fazla oy alma uğruna teröristlerin sözcüleriyle, onların siyasetteki uzantılarıyla iş birliği yapmaya, onları parlatmaya, masum göstermeye ve meşruiyet kazandırmaya devam ediyorlar" dedi.
'Bu bir projedir'
Destici, Selahattin Demirtaş'ın 'Devran' kitabından uyarlanan tiyatro oyunu izleyenleri Diyarbakır annelerinin yanında görmek istediklerini belirterek, "Ama maalesef her cümlelerinde 'barış', 'demokrasi', 'insan hakları', 'insan sevgisinden' bahsedenler, evlatları HDP eliyle ya da başka yollarla kandırılarak veya zorla HDP'nin eliyle dağa kaçırılan PKK'ya teslim edilen annelerin, ailelerin yanına gitmek, onların acısına ortak olmak yerine terör örgütünün sözcüsünün yazdığı tiyatroyu seyretmeye gittiler. Onu meşrulaştırdılar. Milletimize büyük bir özür borçları vardır. En çok da şehit annelerine, ailelerine özür borçları vardır. Bırakın özür dilemeyi hala pişkin pişkin yaptıklarını savunma yolunu tercih etmektedirler. Bu tamamen bir alıştırma ve meşruiyet operasyonudur. Bu projedir. Bunu vatandaşımızın iyi görmesi ve değerlendirmesi lazımdır" diye konuştu.
'Sonuna kadar biz orada olacağız'
Mustafa Destici, Türkiye'nin Libya'daki uluslararası meşruiyete sahip Ulusal Mutabakat Hükümeti ile güvenlik ve askeri iş birliği anlaşması yaptığını hatırlatarak, bu anlaşmaya Meclis'te AK Parti, MHP ve BBP dışındaki partilerin olur vermediğini kaydetti. Destici, şöyle konuştu:
"Daha sonra Libya ile ilgili tezkere meclise geldi. Yine güvenlik ve askeri iş birliği anlaşmasına HDP ile birlikte karşı çıkan CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, TKP, DP bütün bu partiler ona da karşı oy kullandılar. Adeta Türkiye'nin Libya'ya karışmamasını, Libya'ya olup bitenlere müdahale etmemesi noktasında da kürsüye çıkıp, konuşmalar yaptılar. Eğer siz Libya'yla seçilmiş hükümetle askeri ve güvenlik iş birliği yapmazsanız, oraya asker gönderme kararlılığınızı bütün dünyaya göstermezseniz, kim sizi ciddiye alacak? 'O bir Arap savaşıdır, Arapların iç işleridir. Bizim Arapların iç işlerinde ne işimiz var?' denildi. Peki Rusya'nın, Yunanistan'ın, ABD'nin yani Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ne işi var? Onların işi oluyor da, daha 100 sene öncesine kadar bizim toprağımız olan yerde Osmanlı bakiyesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin işi olmaz mı? Elbette ki herkesten çok bizim işimiz var; sonuna kadar da biz orada olacağız, olmalıyız."
'Türkiye yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya'
Türkiye'nin Suriye'nin yetkilileri ve istihbarat birimleri ile görüşmeler yaptığını kaydeden Destici, yapılan çalışmanın İdlib'deki sivil katliamı önlemeye yönelik olduğunu vurguladı. Destici, Suriye rejiminin Rusya destekli İdlib'e saldırdığında Türkiye'nin yeni bir göç dalgası ile karşı karşıya kalacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu konuda Suriye rejiminin özellikle çalıştığını biliyoruz. İdlib'ten kaçarak, Suriye'nin başka bölgelerine giden insanların toplanarak otobüslere bindirilip, tekrar İdlib'e getirildiği ve onların Türkiye'ye doğru yönlendirildiğini biliyoruz. Bunu önleme adına da bu görüşmenin yapıldığını düşünüyoruz. Ayrıca Suriye rejimi Türkiye'ye karşı orada sadece Rusya ve İran'la ile iş birliği yapmak değil, PKK'nın uzantısı olan PYD, YPG ile belirli noktalarda Türkiye'ye karşı iş birliği yapıyor. Türkiye bunu da sonlandırma adına bu tür bir girişimde bulunduğunu tahmin ediyorum."