CHP'nin ikinci bölge milletvekili gazeteci Mustafa Balbay, Silivri Cezaevi'nden seçmenlerine 12 Haziran seçimler öncesi son mektubunu gönderdi.
Abone olCHP İzmir ikinci bölge milletvekili adayı, Ergenekon Davası'nda yargılanan gazeteci-yazar Mustafa Balbay, Silivri Cezaevi'nden seçmenlerine 12 Haziran seçimleri öncesi son mektubunu gönderdi. Balbay, "And olsun ki" sözleriyle başlayan son mektubunda "İzmir yemini" adıyla milletvekili sürecindeki hassasiyetlerinin ne olacağını ve yapacaklarını açıkladı.
Balbay'ın gönderdiği mektubu CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır, gazetecilere okudu. Bayır, Balbay'ın seçim sürecinde kendisine 4 kez mektup gönderdiğini, bir keresinde seçim bölgesindeki ilçelerde ayrı ayrı okumak üzere 15 mektup birden geldiğini söyledi. Balbay'ın seçim çalışmasının, kişisel gönderidiği mektuplar hariç, CHP İl Merkezi'ne ulaştırdığı 19 mektuplu seçim dönemi geçirdiğini belirten Bayır, "Balbay'ın'İzmir Yemini' adlı mektubunda, "Adaletin olmadığı yerde hiçbir düzen kuramazsınız. Türkiye'de adaletin rayına oturması için çaba harcayacağım, haksızlığa uğrayanların yanında olacağım", "Yaşadıklarımdan hiçbir şekilde kin ve intikam duygusu üretmeyeceğim" sözlerini öne çıkardığını söyledi.
BALBAY'IN MEKTUBU
İzmir Yemini
And olsun ki,
Siyaseti, Türkiye'ye, halka, İzmir'e hizmet etme aracı olarak göreceğim, başka hiçbir anlam yüklemeyeceğim. Bütün devletler , toplumlar adalet üstüne oturur. Adaletin olmadığı yerde hiçbir düzen kuramazsınız. Türkiye'de adaletin rayına oturması için çaba harcayacağım, haksızlığa uğrayanların yanında olacağım. Yaşadıklarımdan hiçbir şekilde kin ve intikam duygusu üretmeyeceğim. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda, devrimlerin hazırlanıp uygulamaya konmasında, çok partili yaşama geçişte lokomotif rolü üstlenen CHP'nin, Türkiye'nin 21'nci Yüzyıl devleti olmasını sağlayacak başlıca güç oldğuna inanıyorum. Bunu gerçekleştirecek halk iktidarı için bir nefer gibi çalışacağım.
İç göç ülkemizin bütün şehirlerinin gerçeği. İzmir'de Kars'tan, Mardin'den, Balkanlar'dan dört bir coğrafyadan gelenler birlikte yaşıyor. Pek çok kentimiz böyle. Bu anlamda her şehir Türkiye'dir. Ülkemizde iç barışı şehirlerdeki kardeşlik sağlayacaktır. Bu bilinci yerleştirmeyi başlıca sorumluluklarımdan biri sayayacağım.
Dünyada 80 ülke 500 şehir dolaştım. İzmir, kendine "Dünya şehri" adı veren pek çok yerle yarışır. izmir'in bir dünya şehri olması için, hem içeride hem dışarıda çıkılacak her seferin ilk adımını atanlar arasında olacağım. İzmir çok güçlü bir kent edebeyatına sahip. Bu zenginliği, Türkiye'ye ve dünyaya açmak için bir harf de ben olacığım.
Gençlik hareketlerinin içinde adil paylaşımı öngören mücadeleler yürüttük. Üretim olmayınca paylaşım da olmuyor. 'Güçlü üretim, yüksek refah, adil paylaşım' mücadele sloganlarından birisi olacak. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş temelleri, CHP ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal Atatürk hepimizindir. Ülkemizin ortak paydasıdır. CHP hem ortak değerlerin koruyucusu hem geleceğin kurucusudur. Bunun için mücadele etmeyi siyasetteki varlık nedenlerimden biri sayacağım.
Yaşadığımız toprakları biz, atalarımızdan miras almadık, çocuklarımızdan ödünç aldık. İnsanın yaptığı yanlışı Tanrı affeder ama doğa affetmez. Çevre konularına bu gözle bakacağım.
Daha yaşanılası bir Türkiye mücadelesinde ben bir harfim. Tek başına 'M'nin, tek başına B'nin bir anlamı yoktur. Ama bütün harfler bir araya gelebilirse, 'Mustafa Kemal' yazarız, 'Bağımsız Türkiye' yazarız, 'Halk iktidarı' yazarız. Birlikte mücadeleye bu anlatımla bakacağım. Her oy, milletvekilinin toplumsal bedenindeki bir kılcal damardır. Kendimi İzmirli seçmenlere böyle bir duyguyla bağlı hissedeceğim. İzmir'e hesap vermeyi çalışma disiplinimin doğal bir parçası sayacağım.