BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,35
ALTIN 2.920,57

’Müslümanların Masumiyeti’ filmine yapılan protestolar doğru mu?

’Müslümanların Masumiyeti’ filmine yapılan protestolar ne kadar doğru?

İslam dini hassas bir dindir. Buna mukabil, yeryüzünde bu dine mensup olan da olmayan da İslam dini üzerinden politika yapmıştır ve her daim provokasyon üretilmiştir. İşin özü dinimiz kullanılmaya çok müsaittir. Müslüman ülkelere ve yönetimlerine şöyle bir baktığımızda, iç içe geçmiş din ve siyasetin sonuçlarını ve şekilciliğin esir aldığı paradoks toplumları görüyoruz. Hiç uzağa gitmeden kendimizden örnek verecek olursak: coğrafi ve jeopolitik yönden oldukça kritik bir konumda olan ülkemizde bu kadar sorun ve kargaşa ayyuka çıkmışken, sanki tek problemimiz bir kadının başının açıklığı veya kapalı olmasıymış gibi içinden bir türlü çıkamadığımız problemler silsilesini görebiliriz.
Müslüman toplumlar şekilciliğe bu kadar kafa patlatırken ve bunun üzerinden rant elde etmeye çalışırken çok zaman kaybedildiğini düşünenlerdenim. İnancın Allah ile kul arasında olması ve asla fanatizme kaçmaması aslolan, fanatizmin sahası sadece futbol maçlarıdır, o da tartışılır…
İslam dinine ve Peygamberine ağır hakaret içeren ’’Müslümanların Masumiyeti’’ adlı film, uzun süredir dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlar tarafından protesto ediliyor. Manevi değerlerimize saldıran bu Siyonist zihniyeti elbette kınıyorum. Ama Müslüman aleminin bu tür ucuz provokasyonlara gelmesini de ülkemizde baş örtüsü yüzünden çıkan absürd tartışmalara benzetiyorum.
Alkol aldığı için ’’dinsiz’’ sıfatı kullanılan ve dışlanan halet-i ruhiyeye benzetiyorum. Oruç tutanın Müslüman, tutmayanın dinsiz denildiği zihniyetlere benzetiyorum.
İşte buyrun ! İçerde biz harala gürele ’’kim dinsiz/ kim Müslüman?’’ kafamızı gömmüş bunlarla hesaplaşırken/savaşırken, tabii ki avının özelliklerini/yumuşak karnını çok iyi tanıyan düşman da bundan besleniyor. Tıpkı kişisel savaşlarımız gibi.
Müslüman karşıtı, ne idüğü belirsiz, California’ da ucuz bir bütçeyle çevrilen, gayesini artık ilkokul çocuklarının bile kavradığı, amatör işi bir film yüzünden Müslümanlar ayaklanabiliyor. ’’Oğlum bak git’’ videosunda ki provokatör çocukla, elinde süpürge olan şahıs misali…
Diğer taraftan dünyada, özellikle Avrupa’da keskin bir İslamofobi yaşanmaktadır net. Ve bu fobi son yıllarda ciddi bir artış göstermiştir. Türkiye’de yaşayan Türkler, iktidar ve değişen rejimle ilgili bir bölünmüşlük ve kargaşa yaşarken, Avrupa’ da yaşayan Türkleri de hızlı bir şekilde artan İslam düşmanlığı ve Türk düşmanlığı tehdit etmektedir.
Bu açıdan bakıldığında gelecekte Avrupa’daki Türkler varlıklarını ne kadar koruyabileceklerdir hepsi muamma. Devletimiz, bedelli askerlik adı altında dahiyane (!) çözümler üretirken,başını biraz Ortadoğu’dan kaldırıp bir ’’one minute’’ yapıp Avrupa’ daki Türklerin; yabancı düşmanlığı, neo nazi çeteleri, İslamofobi gibi kartopu misali gitgide büyüyen sorunlarına da bir parmak atsa,bir güzellik yapsa hem Avrupa’ da yaşayan Türklerin geleceği adına hem de Türkiye’nin Avrupa’ daki prestiji açısından şahane olacaktır.
Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, ’’Die Welt am Sonntag’’ gazetesine verdiği röportajda Hz. Muhammed (sav)’e hakaret içeren karikatürlerin yayınlanmasını eleştirerek ’’ifade özgürlüğü, başka inanca veya farklı düşünceye sahip olanlara hakaret hakkı ve böylelikle kasten kamu barışını bozma anlamına gelmez’’ dedi.Westerwelle, kamu barışını bozması durumunda, inanca hakaret ve aşağılamaya Almanya’da izin verilmediğini belirtti. İslam’ı şiddetle, siyasi İslam’ı da fundamentalizmle bağdaştırma gibi bir yanlışa düşülmemesi gerektiğini söyledi.
Dışişleri Bakanı doğru ifadeler kullanıyor, çünkü İslam terörü onları korkutuyor.
Sonuç itibariyle; Avrupa ve siyasiler İslam dünyasından ciddi ciddi korkuyorlar ve inanın İslam’la terör kelimesi onlara göre eş anlamlı. Belki de korkmakta haklılar. Bir dakika gözlerinizi kapatıp, bir Avrupa’lının penceresinden, Arap dünyasını gözlerinizin önüne getirip empati yapın. Ben yaptım ve ürktüm.
İşte bu korku zaten fazlasıyla mevcutken, belli bir amaca yönelik ucuz ve amatör provokasyonlara Müslüman halkının prim vermemesi kanaatindeyim. İslam’ı ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’i bu tür küstah ve çirkin girişimler karalayamaz. Ayaklanmak ve kan dökmek yerine, dinimizi dünyanın dört bir yanında doğru ifade etmek ve doğru tanıtmak amacımız olmalı.