Müslümanların kendi içinde farklılaşması…
Dini konular nasıl iyileştirilebilir? Daha fazla dindar nasıl olunur?
40 derece ateşle tir tir titrerken, haber sitelerine göz atarken, Mehmet Görmez’in ‘’İzmir’in farklı bir dindarlığı var’’ sözlerine takılı kalıyorum.
Devam ediyor; ‘’Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var’’. Yeni Müftü ise yaptığı konuşmada İzmir’in ‘’protokol camisine’’ ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Görmez, Muslu’nun ‘’kentin manevi hayatını din görevlileriyle yeniden ayağa kaldıracak ehil kişi’’olarak bahsediyor.
İzmir’in din konusunda zayıf olduğunu keşfeden zihniyetin, manevi hayatı güçlendirme çabalarını benim nasıl bulduğum çok önemli değil ama Müslümanların kendi aralarında ‘’az Müslüman’’ ‘’çok Müslüman ve/ya ‘’gavur’’ tamlamaları, kimi irite etmiyor ki?
Dini konular nasıl iyileştirilebilir? Daha fazla dindar nasıl olunur? Ve/ya dış görünüme bakarak, az/çok dindar demek ne derece doğru?
Bakınız; bizler kendi kendimize, dini görünüşe veya yaşayış biçimine göre insanları az/çok dindar veya dinci diye sınıflara ayırıyoruz. Hep kendi dinimizden olanlarla savaş halindeyiz.
Türkiye’de yaşayan bir Hristiyan, Hristiyan olduğu için azınlık baskısı görüyor mu? Hayır!
İş ararken, öncelik onlara veriliyor mu? Evet!
Ev sahibi olup rahatlıkla ülkemiz de yaşayabiliyorlar mı? Evet!
Dininden sorumlu tutuluyor mu? Hayır!
Gelelim Avrupa’ya:
Gitgide kartopu gibi büyüyen İslamofobi var mı? Evet!
Hatta ve hatta bazı bölgelerde, ev ararken: ‘’Dininiz nedir’’ sorusu var mı? Evet!
Müslümanım dediğinizde ‘’maalesef Müslüman istemiyoruz burada’’ deniliyor mu? Yine evet!
Ve daha bir çok ayrımcılık…
Suçumuz ‘’İslam’’dinine mensub olmak’’…
Lafın özü; Avrupa’nın bu ırkçı tutumuna karşılık, bizlerin, Hristiyanları el üstünde tutup, kendi insanımızı; az/çok Müslüman olarak sınıflandırması, baskı hissettirmesi, ne derece doğru siz karar verin…