İtalya Dışişleri Bakanı D'Alema Müslüman Türkiye'nin AB'nin yararına olduğu görüşünde
Abone olİtalya Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Massimo D'Alema, ''Avrupa, Türkiye'yi bünyesine dahil etmeyi başardığında küresel, ekonomik ve jeo-stratejik bir aktöre dönüşecektir. Ortadoğu ve Asya gibi stratejik açıdan hayati önem taşıyan bu iki bölgede, Türkiye'nin oynayabileceği rolü unutmamalıyız'' dedi.
D'Alema, AB'nin ''farklılıklar içinde birlik'' demek olduğunu kaydederek, ''Avrupa kimliğini etnik ve dinsel unsurlarla tanımlamak, gerçekle, kıtamızın bugün yaşadığı gerçekle bağdaştırılamaz. Türkiye ile Avrupa kimliği arasında uyuşmazlık iddiasında bulunmak, Avrupa projesinin kimlik ve doğasını ciddi biçimde çarpıtmakla eşanlamlıdır'' diye konuştu.
İtalya Dışişleri Bakanı, Türkiye odaklı tartışmalarda salt risklerin ön plana çıkarılmasını doğru bulmadığını da ifade ederek, şunları kaydetti:
''Avrupa, Türkiye'nin gelecekteki tam üyeliğinin beraberinde getireceği yararları görmezlikten gelmemelidir. Ama Avrupa'daki tartışmalarda, kamuoyunun algılamasında, yorumcuların ve hatta kimi siyasal liderlerin yaklaşımlarında, bu yararları bir kenara bırakıp, daha çok risk faktörleri üzerinde odaklanıldığını da itiraf etmeliyim.''
''AVRUPA'NIN, MEDENİYETLER ÇATIŞMASI TELLALLARINA VERECEĞİ EN İYİ YANIT''
D'Alema, Türkiye'nin üyeliğinin, medeniyetler çatışması biçimindeki tezin geçersiz olduğunu göstermek açısından da büyük önem taşıdığını belirterek, ''Avrupa'nın medeniyetler çatışması tellallarına vereceği en iyi yanıt, Türkiye'ye kapıları açmak olmalıdır. Kapıları kesinkes, hele hele hiçbir neden yokken kapatmak ise, Avrupa'nın bir çatışma alanı durumuna gelme tehlikesini bünyesinde barındırmaktadır. Türkiye'nin üyeliğinin Avrupa'yı zayıflatacağını savunmak yanlıştır'' diye konuştu.
Türkiye'nin, nüfusu Müslümanlar'dan oluşan, ancak laik bir ülke olduğunu hatırlatmasının ardından D'Alema, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye, Avrupa'ya aşamalı biçimde yakınlaşma sürecinde bugüne dek siyasal ve toplumsal alanda önemli adımlar atmış bir ülkedir. Batı, Avrupa ve moderniteye doğru aşamalı bir yakınlaşma, Kemalist demokrasinin de doğduğu ilk günden bu yana varlık nedenini oluşturmuştur. Türk devleti o günden bu yana, Avrupa'daki en iyi geleneklerde olduğu türden, dinsel olan ile dünyevi olanı birbirinden ayırma hedefini asla gözden uzak tutmamıştır.''