Zaman zaman konuşmaları alkışlarla kesilen Müşerref, terör ve islam dini üzerine konuşma yaptı.
Abone olPakistan Cumhurbaşkanı Pervez Müşerref, teröristlerin ''Müslüman Dünyasını'' hedef olarak seçtiklerini bildirerek, ''Son dönemde hem Türkiye hem Pakistan hedefleri arasında yer almıştır. Bizler, teröristlerin şer hedefleri için toplumumuzu rehin almalarına izin vermemeliyiz. Bu teröristler İslam'ın adını da kötüye çıkartmışlardır'' dedi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in konuğu olarak Türkiye'de bulunan Müşerref, milletvekillerine hitaben bir konuşma yapmak üzere saat 16.50'de TBMM Başkanı Vekili Yılmaz Ateş ile birlikte Genel Kurul'a geldi. Milletvekillerince ayakta karşılanan Müşerref, Genel Kurul'u ''Asker selamı'' ile selamlayarak girdi. Konuşmasına ''Bismillahirrahmanirrahim'' sözleriyle başlayan Müşerref, İngilizce olarak yaptığı konuşmasını zaman zaman Türkçe cümlelerle sürdürdü. Müşerref'in ''Sayın Bayanlar ve Baylar beni onurlandırdınız'', ''49'dan 56'ya kadar ülkenizde kaldığım yedi yıl süreyle Türklerin Pakistanlılara olan sevgisine şahit oldum'', ''Güzel ülkenizde kendimi anavatanımda hissediyorum, kendi vatandaşlarım arasında hissediyorum'' şeklindeki Türkçe sözleri milletvekilleri tarafından coşkuyla alkışlandı. Müşerref'in Ankara'da bulunan çok sayıda yabancı misyon şefi tarafından da izlenen konuşması 25 dakika sürdü. ''ATATÜRK BİR KAHRAMAN'' Pakistan Cumhurbaşkanı Müşerref konuşmasında, son derece önde gelen ve saygı değer bir parlamentoya hitap ettiğinin farkında olduğunu söyledi. TBMM'de işadamları, mühendisler, ekonomistler bulunduğunu kaydeden Müşerref, bunun Yüce Meclis'in kalitesi ve değerini arttırdığını ifade etti. Müşerref, milletvekillerinin iki ülke arasındaki dostane ve kardeşçe duyguların geliştirilmesini desteklediğini ve bunun savunuculuğunu yaptığını bildiğini söyledi. Kültür ve tarihin iki ülkeyi bağladığını belirten Müşerref, ''Tarih kardeşliğin ve dostluğun şahididir'' dedi. Müşerref, iki ülke arasındaki ilişkilerin yüzyıllar öncesine dayandığını, dilleri olan ''Urduca''nın ''Ordu''dan türediğini anlatarak örneklendirdi. Osmanlılar Kırım'da savaşırken, Pakistan'lı kadınların destek amacıyla mücevherlerini ve tüm Pakistan halkının dualarını gönderdiğini ifade eden Müşerref, Pakistanlı Şair Galip'in ''Türklerin pek çok zaferi burada bulunmaktadır ve bu zaferler beni mutlu kılmaktadır. Ben ne zaman Türklerin başarısızlığını duysam kalbim kırbaçlanıyor gibi acımaktadır'' şeklindeki sözlerini okudu. Pakistan Cumhurbaşkanı Müşerref, Mustafa Kemal Atatürk'ün bir ''Kahraman'' olduğunu belirterek, ''Bizim ülkemizdeki Müslümanların çocuklarına sık sık verdiği ismin sahibiydi'' dedi. İki ülke arasındaki ilişkilerin Pakistan'ın kuruluşu ile güçlendiğini bildiren Müşerref, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nın ilişkileri daha da geliştirdiğini belirtti. Türkiye'nin kendilerine duyduğu sevgi ve desteğinden ödün vermediğini kaydeden Müşerref, kendilerinin de özellikle Keşmir konusunda Türkiye'nin verdiği desteği şükranla karşıladıklarını söyledi. Müşerref, ''Hükümetler gelir gider, liderler değişir ama Türk halkı ile Pakistan halkı arasındaki sevgi daima büyüyecektir'' diye konuştu. TERÖR TEHDİTİ Pakistan Cumhurbaşkanı Müşerref, dünyanın büyük kargaşalar, belirsizlikler ve çatışmalar yaşadığını ifade ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Büyük bir küresel değişim sürecinden geçmekteyiz. Buna baktığımızda, İslam dünyasının pozisyonuna baktığımızda her iki ülkenin reddedilemeyecek kadar önemli unsur oluşturduğunu görüyoruz. Teröristler dünya üzerinde pek çok yeri hedef olarak seçmişlerdir, özellikle de Müslüman Dünyasını hedef olarak seçmişlerdir. Son dönemde de hem Türkiye hem Pakistan hedefleri arasında yer almıştır. Bizler teröristlerin şer hedefleri için toplumumuzu rehin almalarına izin vermemeliyiz. Bu teröristler İslam'ın adını da kötüye çıkartmışlardır. Halbuki İslam beraberce yaşamanın ve barışın dinidir. Terörizmi reddetmekteyiz, aşırılıkları da reddetmekteyiz. Her türlü forumda ve ortaya çıkış biçiminde bunları reddetmekteyiz. Dünyamız artık üzerinde yaşamak için son derece tehlikeli bir yer haline gelmiştir. Batı ve İslam dünyası arasındaki yanlış anlama boşluğu giderek artmaktadır. Bu da son derece tehlikeli olan medeniyetler çatışmasını bekleyenlerin sayısını arttırmaktadır. Farklı algılamalar ortaya çıkmaktadır. Bu Müslüman Dünyası'nda da ortaya çıkmaktadır. (İslam din olarak hedeflenmektedir) diye düşünülmektedir. Batı dünyasında da İslam aşırılıkların, militanların, hoşgörüsüzlerin dini gibi algılanmaktadır. Bu algılamalar gerçeklerden kaynaklanmamaktadır.'' Dünyadaki bütün siyasi anlaşmazlıkların içinde dolaylı ya da dolaysız olarak Müslümanların bulunduğunu vurgulayan Müşerref, bunun yanlış anlamalara neden olduğunu ifade etti. Müşerref, Müslüman ülkelerin ''dünyada en fazla bir araya gelmekte güçlük çeken ülkeler'' olduğunu da belirterek, en zayıf, en yoksul ülkelerin de bunlar olduğunu kaydetti. Pakistan ve Türkiye'nin elele vermesi gerektiğini bildiren Müşerref, ''İki ülke hem bölgeye hem dünyaya barışı getirmek için uğraşmalı. Müslüman ümmeti için de bunu yapmalıyız'' dedi. ''Şu anda tarihte belirleyici bir noktada bulunuyoruz'' diyen Müşerref konuşmasını, ''Bizler ya anı yakalayacağız ve tarihi kendimiz belirler hale geleceğiz ya da bunun anın geçmesine izin vereceğiz ve kaderin bizim hayatımızı şekillendirmesine izin vereceğiz'' diye konuştu.