BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

MÜSAMAHA İLE YAŞAYANLAR

müsamaha ile yaşayanlar, Başbakan'ın talimatı, yanardöner lambalar, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu,

Hatırlar mısınız bilmem?

Demeyeceğim, çünkü muhtemelen hatırlamayacaksınız.

O yüzden hatırlatayım.

 

Efendim Başbakan Erdoğan; Ankara Gölbaşı’nda düzenlenen ve 8 bakanın da katıldığı Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu 3. Toplantısında; “ devleti içinde hiç kimse kurallardan kaidelerden azade değildir. İstisnasız herkes na uymak mecburiyetinde. İster olsun, ister sokaktaki karşısında herkesin hükmü aynıdır. Herkes kurallara saygı göstermek ve uymak zorundadır. Bu konuda hiç kimsenin istisnası yoktur. Aksi yönde davranış içinde olanlara karşı da kesinlikle müsamaha olamaz” demişti.

 

Peki, ne oldu?

 

Ankara dışında yaşayanlar bilmezler ya da en azından biz Ankara’da yaşayanlar kadar bilemezler. Çünkü burası siyasetinde, bürokrasinin de başkentidir.

 

“Benim kim olduğumu biliyor musun?”

Sorusu en çok bu şehirde kullanılır.

Bu şehirde herkes; sanki kendisinin dışındaki herkesten güçlüdür. Daha doğrusu siyasi anlamda çok güçlüymüş gibi davranır.

Hele bir sıkışsın hemen tanıdık tanımadık ne kadar önemli isim varsa; hepsi ile tanış olduğunu anlatır.

Ve bilumum tanıdıklarını peş peşe sıralamaya başlar.

 

Sorun Ankara’da görev yapan trafik polislerine; çevirdikleri her iki arabadan birinde mutlaka önemli bir şahsiyeti tanıyan ya da tanıdığını söyleyen mutlaka çıkmıştır.

Yani işleri bu anlamda zordur.

Hele bir de meydanı boş sanıp, sallayabildiği kadar sallayanı dinlemeye kalkarlarsa; çok zordur.

 

Oysa başbakan yukarıdaki sözüyle onlara gereken desteği vermiştir.

“Bakan olsa iltimas geçmeyin” demiş, daha ne desin?

Demiş ama bu sözün uygulaması Ankara’da hiç de söylendiği kadar kolay değildir.

 

Bence Sayın Başbakan; aklına estiği bir gün mobesa kameralarının merkezine bir gitse ve “şu kayıtlara bir bakayım” dese, hatta “bakanlarımın güzergâhlarının olduğu yerlerdeki kayıtlara bir bakayım” dese; emin olun sözünün en azından bu konuda suya atılan taşın yarattığı dalga kadar bile etki yaratmadığını kendi gözleriyle görecektir.

O kadar yani…

 

Bu başbakanı dinlememekten ziyade ben kimim güdüsünün fazlalığındandır.

Ve tabi ki polisimizin “ben kimim biliyor musun?” sorusuyla; ahkâm kesenlerle uğraşma korkusunun etkinliğindendir.

 

Ha bir de hatırlayanlar hatırlar; araçların önüne yanardönerli ışıklar yasaklanmıştı.

Öyle her kafasına esen makam sahibinin makam aracında yanardöner ışık olmayacaktı.

Takanlar da sökeceklerdi.

Ne oldu dersiniz?

Makam araçları çoğaldı, ışıklar da tabi…

 

Hatta hatta artık bazı yüzsüzler; şimdilerde araçlarının önünü geçtiler, üstüne arkasına da yanardönerli ışıklardan takmaya başladılar.

 

Yani “ben kimim biliyor musun? Diye soranlar, sorabilecek olanlar; belli ki kimseyi dinlemiyorlar.

 

“Önüm arkam sobe” dercesine; hep tanınmak, hep bilinmek ve hep iltimas istiyorlar.

Ve ne yazık ki görüyorlar da.

 

Başbakan ne demişti?

devleti içinde hiç kimse kurallardan kaidelerden azade değildir. İstisnasız herkes na uymak mecburiyetinde. İster olsun ister sokaktaki , karşısında herkesin hükmü aynıdır. Herkes kurallara saygı göstermek ve uymak zorundadır. Bu konuda hiç kimsenin istisnası yoktur. Aksi yönde davranış içinde olanlara karşı da kesinlikle müsamaha olamaz.”

 

Demişti ama belli ki müsamaha ile yaşayanlar, müsamahasız yapamıyorlar.