BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.969,10
HABER /  GÜNCEL

Musa Orhan'ın İpek Er'e tecavüz davasının indiriminin gerekçesi açıklandı!

Musa Orhan'ın İpek Er'e tecavüz ettiği ve kamuoyunun gündemine oturan davada gerekçeli karar açıklandı. Jandarmada görevli asker olan ve atılan Orhan'ın içki içererek zorla tecavüz ettiği ve Er'i kandırdığı ispatlanmış oldu.

Abone ol

BATMAN'ın Beşiri ilçesinde intihar eden İpek Er'e (18) cinsel saldırıda bulunduğu suçlamasıyla Siirt 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce 10 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Uzman Çavuş Musa Orhan (25) hakkındaki gerekçeli karar açıklandı. Er'in cinsel ilişkiye girme noktasında rızasının olmadığının kabul edilmesi gerektiğinin vurgulandığı kararda, "Alkolün etkisinde olan direnme ve idrak etme gücünü kaybeden mağdurun öncesinde ya da ilişki esnasında açıkça ilişkiye girme iradesi olmadığı sürece yapılan cinsel ilişkinin rıza dışı olduğunun kabul edilmesi gerekir" denildi.

Batman'da intihar eden İpek Er'e cinsel saldırıda bulunduğu suçlamasıyla tutuksuz yargılanan eski Uzman Çavuş Musa Orhan'a Siirt 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen 10 yıl hapis cezasının gerekçeli kararı açıklandı. Kararda, İpek Er ile Musa Orhan'ın sosyal medya üzerinden tanıştıkları ve bir müddet konuştuktan sonra sevgili oldukları belirtildi. İpek Er'in daha sonra Batman'dan sanığın yaşadığı Siirt'e gelip, 25-28 Haziran tarihleri arasında otelde kaldığına kararda dikkat çekildi.

İpek Er'e alkol içirdiği tespit edildi

Sanık Musa Orhan'ın, İpek Er'i 28 Haziran'da kaldığı otelden alıp, arkadaşına ait olduğunu söylediği bir eve götürdüğü, Orhan'ın burada cinsel ilişkiye girme teklifine Er'in 'bakire' olduğunu söyleyerek, kabul etmediği vurgulandı.

Ret cevabı alan Musa Orhan'ın bir gün sonra aynı eve alkollü şekilde geldiği ve ısrar ederek Er'in de iki bardak alkol almasını sağladığı vurgulandı. Er'in alkol aldıktan sonra sarhoş olduğu belirtilen kararda, Orhan'ın evlenmek vaadinden bulunarak, cinsel birliktelik konusunda ısrar ettiği, alkolün etkisiyle direnç gösteremeyen İpek Er ile cinsel birliktelik yaşadıkları kaydedildi.

Sabah uyandığında İpek Er'in, sarhoş edilerek kendisine sahip olunduğunu söylemesi üzerine ise Musa Orhan'ın zaten evleneceklerini söyleyerek güven uyandırmaya devam ettiği, Er'in bunun üzerine bu kez kendi rızası ile Musa Orhan ile iki kez daha cinsel ilişkiye girdiği belirtildi.

Rapor ile mağdurun iddiaları uyumlu

Bilet alıp, kendisini İzmir'e kuzeninin yanına gönderen Musa Orhan'ın telefonlarına ve mesajlarına cevap vermemesi üzerine aynı otobüsle Siirt'in Kurtalan ilçesine dönen Er'in şikayetçi olduğu kaydedildi. Sanık Musa Orhan'ın hakkındaki suçlamaları kabul etmediği ifade edilen kararda, Er'in yapılan muayenesi sonucu verilen Siirt Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğü'nün 09 Temmuz 2020 tarihli raporundan ve olayın gerçekleştiği evin yatak odasından alınan battaniye ve yastık kılıfı üzerinde Orhan ve Er'e ait meni, vücut izi ve kan örneklerinin karışık halde bulunduğuna ilişkin raporun; mağdurun olayın gerçekleştiği yer ve zamana ilişkin iddialarını doğruladığı vurgulandı. Bunun Er'in anlatımlarıyla da uyumlu olduğu ifade edildi.

Kararda, İpek Er'in amacının sanık Orhan'a iftira atmak, cezalandırılmasını sağlamak olmadığına dikkat çekilerek "Alkolün etkisinde olan direnme ve idrak etme gücünü kaybeden mağdurun, öncesinde ya da ilişki esnasında açıkça ilişkiye girme iradesi olmadığı sürece yapılan cinsel ilişkinin rıza dışı olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bu durumda artık mağdurun direnci kırıldığı için sanığın cebir kullanması gerekmediği gibi mağdurun direnmesi de beklenemez" denildi.

Adil bir karar olmamıştır

Karara itiraz eden Musa Orhan'ın avukatı Mehmet Erkan Akkuş, mahkemenin bir cümlelik gerekçeye sığındığını öne sürerek "Mağdurun alkol alarak direncinin kırıldığı ve cinsel ilişkiye rızasının olmadığının kabulü gerekir demiştir. Oysa alkol alınıp alınmadığı, alındıysa ne cins bir alkol alındığı dahi kanıtlanamamıştır" diyerek, kararı adil bulmadığını kaydetti.

Siirt Valiliği'nce 16 Temmuz 2020'de açığa alınan Musa Orhan, 'nitelikli cinsel saldırı' suçundan hakkında yürütülen soruşturma nedeniyle İçişleri Bakanlığı'nca Jandarma Genel Komutanlığı'ndan ihraç edilmişti.

Cezada indirimin gerekçesi

Mahkeme, ayrıca failinin kaçma şüphesi bulunmadığı gerekçesiyle adli kontrol tedbiri uygulanarak, tutuksuz halinin devamına karar verdi. Kararın gerekçesini açıklayan mahkeme, "iyi hal" indiriminde "sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alındığını" belirtti.

"Eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 102/2 maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler ile suç konusunun önem ve değeri göz önüne alınarak takdiren 12 yıl hapis cezası ile cezalandırmasına, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri nazara alınarak 5237 sayılı TCK'nın 62/1 maddesi uyarınca cezalarında 1/6 oranında indirim yapılarak, sanığın neticeten 10 yıl hapis cezası ile cezalandırmasına, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ve 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler sonrası oluşan duruma göre, sanık hakkında TCK'nın 53. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanması uygulanmasına, Sanığın tutuklulukta ve gözaltında kaldığı sürenin TCK 63. Maddesi uyarınca cezasından Mahsubuna, 5320 sayılı yasanın 16. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde sanık karar takip formu düzenlenerek, soruşturmada görev alan kolluk birimine gönderilmesine ve sanığın bu aşamaya kadar tüm duruşmaları takip ediyor olması, kaçacağına ilişkin somut bir delilin bulunmaması, adli kontrol tedbiriyle de beklenen amaca ulaşılabilecek olması sebebiyle sanık hakkında daha önce uygulanan 5271 sayılı CMK’nın 109/3-a maddesindeki yurt dışına çıkma yasağının aynen devamına ve aynı maddenin 3-b maddesi gereğince ikamet ettiği en yakın karakola giderek her ayın 1.ve 15. günleri (tam gün esas alınarak) imza vermek suretiyle adli kontrol tedbirlerine hükmedilmesine, adli kontrol tedbirlerine uyulmaması halinde hakkında yeniden tutuklanma kararı verileceğinin sanığa bildirilmesine, söz konusu adli kontrol tedbirinin kararın kesinleşmesini mütakip infazına başlanılması ile birlikte kaldırılmasına (...)"