BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  MEDYA

Mümtaz'er Türköne'den olay 'paralel yapı' yazısı

Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, 'paralel yapı' ve yolsuzluk iddialarıyla ilgili çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Zaman gazetesi yazarı Mümtaz'er Türköne, bugünkü yazısında 'paralel yapı'nın yolsuzluklar nedeniyle icat edildiğini öne sürdü. 


Ekonominin tıkandığını, siyasetin iflas ettiğini belirten Mümtaz'er Türköne, "Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan büyük şirketlerin konut reklamları, artık arsalar üzerine kurulu bu düzenin işlemediğini, yani rant üretemediğini gösteriyor. Tıkanan sadece ekonomi değil, siyaset de iflas etti. Etkilerini göstermesi biraz zaman alacak" diye yazdı.

Yolsuzluk olmasa, bu kadar yoğun siyasî gündemlerimiz olur mu? Siyaset bu kadar vazgeçilmez bir meslek, hayatımızı bu kadar derinden kuşatan bir mesele haline gelir mi? “Büyümek istiyorsak yolsuzluk yapmayacağız” diyen Cemil Çiçek, hem kendi iktidarını eleştiriyor hem de yolsuzluklarla soframıza giren ekmeğin boyutu arasında doğrudan bir ilişki kuruyor.

SANDIK SANDIK ROMA ALTINI GİBİ

Yolsuzluk yapılıyor, bu yüzden ekonomi gelişmiyor ve yolsuzluklar her birimizin hissesine bir miktar yoksulluk olarak düşüyor. Sadece adalet duygumuzun yıpranması, siyasete ve sisteme olan güvenimizin sarsılmasından ibaret değil kaybettiklerimiz. Daha fazlası var.

Büyük şehirlerden birinde, mesela İstanbul’da her gün önünden geçtiğiniz bomboş arsalardan birini gözünüzün önüne getirin. Hani şu çocukken top oynadığımız arsalar. İktidar siyaseti dediğimiz bu küçücük arsalarda dönüyor. Bu arsa etrafında kopan fırtınalar ve sonrasında girenler ve çıkanlar sadece yolsuzlukları değil, bütün siyasal sistemi bir devri daim makinesine çeviriyor. Bu arsa muhtemelen ya bir vakfa, ya belediyeye ya da doğrudan Hazine’ye ait. Şişli Endüstri Meslek Lisesi’nin veya Etiler Polis okulunun arsaları gibi. Çağımızın defineleri bu arsalarda saklanıyor. Önce bu arsalar el değiştirecek, sonra imar tadilatları yapılacak, statüsü yenilenecek; sonra üzerine bir gökdelen veya AVM kondurulacak. Ha temel kazısından sandık sandık Roma altını çıkartmışsınız, ha bu işleri yapmışsınız.

İNŞAAT LOBİSİNE TESLİM OLDUK 

İktidar siyasetini başından sonuna kadar, bu küçük arsalara sığdırabilirsiniz. Yerel siyaset, sabah uykusundan rüyasında bu arsadaki hazineyi görerek uyananlar için olduğu kadar, başka kim için önemli olabilir? Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez. Belediye başkan adayları bile müteahhit kulisleriyle belirlenecek. Yerel siyasetten Ankara’ya uzanan yollar hep bu arsanın üzerinden geçecek. Eski Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın “İnşaat lobisine teslim olduk” itirafını, Hükümetimizin Ekonomi Bakanı’nın “Bir gecede verilen kararlarla rantlar el değiştirdi” sözünü yan yana koyduğunuz zaman, bu küçücük arsaların üzerini köstebek yuvasına dönüştüren yolsuzlukları gözünüzle görmüş gibi olursunuz.

PARA BU KADAR KOLAY KAZANILINCA... 

Siyasetin katakullisiyle el değiştiren büyük paralar, siyaset üzerinden bir anda zengin olan sonradan görmelere kaderimizi teslim ediyor. Zahmetsiz para, havadan gelen servet kolay harcanır. Böyle bir imkân varsa düzgün giden ne kalır? Manzara, gözü dönmüş yamyamların birbirine girdiği bir ilkel yağmalama hali. Siyaset en vahşi biçimiyle bir gasp eylemi olarak sürüyor. Nasıl olsa bir gecede el değiştiren paralarla finanse ettiğiniz koca bir medya ordusu var. Bu arsalardan çıkan hazinelerden sadece küçücük bir parça nasıl olsa düzinelerce köşe yazarının, televizyon yorumcusunun maaşını ödemek için yeterli. “Zarar eden gazete-televizyon nasıl ayakta kalır?” sorusunun cevabını buldunuz mu? Para bu kadar kolay kazanılınca, medya gücü görgüsüzlüğü örtbas etmekte zorlanıyor; sonunda onlar da bu görgüsüzlüğe ortak oluyor. Yoktan yere nezaketin, ahlakın çiğnenmesi, “vur” lafının “öldür” olarak anlaşılması bu yüzden.

SİYASET DE İFLAS ETTİ 

Siyaset bu arsalara kurulan düzenle finanse ediliyor. Bu arsalardan akan paralardan imam hatiplerin hissesine düşenler, bu düzeni işletmek için. Niçin toplumun kendi sivil inisiyatifiyle üstlendiği din eğitimi ve hizmeti değil de, devletin din eğitimi tercih ediliyor. Bu arsalardaki gücü size veren devlet iktidarı olduğuna göre, elbette teşvik edilecek devletinki olacak.

Bu arsalardan elde edilen kolay paralar ekonominin geri kalanını felç etti. Bankacılık sistemi bütün kaynaklarını bu arsalara kondurulan inşaatlara aktardı; sanayi sektörü üvey evlat muamelesi gördü. Sonunda deniz tükendi, ekonomi bu ağır yükün altında ezildi. Gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan büyük şirketlerin konut reklamları, artık arsalar üzerine kurulu bu düzenin işlemediğini, yani rant üretemediğini gösteriyor. Tıkanan sadece ekonomi değil, siyaset de iflas etti. Etkilerini göstermesi biraz zaman alacak.

Yolsuzluklar siyaseti geriyor ve sürekli düşman üretiyor. Yolsuzluklar olmasaydı, “paralel yapı” icat edilir miydi, düşmanlar çoğalır mıydı?