BIST 9.473
DOLAR 34,58
EURO 36,03
ALTIN 3.008,01
HABER /  GÜNCEL

Mumcu'nun kaygıları var

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'de suç oranının artmasının devlet gücü ve hukuk düzeninin işlerliği konusunda ciddi kaygılar yarattığını belirtti.

Abone ol

Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Türkiye'de suç oranının artmasının devlet gücü ve hukuk düzeninin işlerliği konusunda ciddi kaygılar yarattığını belirterek, "Ne yazık ki hükümet Türkiye'nin can emniyeti, mal emniyeti gibi asayiş konularında acz içindedir" dedi. Mumcu, partisinin Başkanlık Divanı Toplantısı'nın ardından Parti Genel Merkezi'nde bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye'deki suç oranının geçen yıla oranla yüzde 50 artmış olmasının Türkiye'de devlet gücü ve hukuk düzeninin işlerliği konusunda ciddi kaygılar yarattığını belirten Mumcu, "Ne yazık ki hükümet Türkiye'nin can emniyeti, mal emniyeti gibi asayiş konularında acz içindedir" şeklinde konuştu. TBMM Genel Sekreter Yardımcısı'nın lojmanına giren hırsızın yatak odasına kadar girdiğini ve silahla tehdit ederek elini kolunu sallayıp dışarı çıkabildiğini anlatan Mumcu, aynı lojmanda İçişleri Bakanlığı Müsteşarı'nın da oturduğunu söyledi. Mumcu, "Üzücü olan, bu lojmanın önünde polisin beklemesidir. Asayişi korumakla görevli üst düzey bir yetkilinin polisle korunan konutu soyuluyorsa Türkiye'nin geldiği dururumu varın siz hayal edin" diye konuştu. Trabzon'daki Katolik Kilisesi Rahibi'nin öldürülmesi olayına da değinen Mumcu, "Trabzon da neler oluyor anlamak mümkün değil. Özellikle toplumsal provokasyonlara açık nitelikte olayların sık sık Trabzon'da cereyan etmesi fevkalade kaygı vericidir. Bu olaylar gözünün önünde cereyan eden hükümetin, duruma seyirci kalması, sadece bir muhalefet partisi gibi ve seyirci gibi yorumlarda bulunması, şikayet ve yakınmalar ifade ediyor olması, çok kahredici bir acz ifadesidir" şeklinde konuştu. Mumcu, Türkiye'nin "Sahte İstikrar Büyüsü" avutulmaya çalışıldığını savunarak, "Suç oranı 1 yılda yüzde 50 artıyorsa, o ülkede hiçbir şeyin istikrarından söz etmek mümkün değildir" açıklamasında bulundu. Hazreti Muhammed'in karikatürlerinin yayınlanmasının ardından gelişen olaylar hakkında da açıklamalar yapan Mumcu, "Şanlı Peygamberimizi konu eden karikatürlere gösterilen tepkiler haklı bir temele dayanıyor olsa da giderek, kendi istemedikleri bir provokasyona doğru sürüklenmektedirler. Ne dinimizin ne de başka bin dinin kutsalına sözle, yazıyla, çizgiyle saldırıda bulunulması düşünce özgürlüğüyle izah edilemez. Bizim de buna hoşgörü göstermemiz beklenemez" diye konuştu. ERDOĞAN'IN MAL VARLIĞINI AÇIKLAMASI Mumcu, Türkiye'nin her zaman İslam dünyasının öncüsü olduğunu belirterek, "Hükümetin iç kamuoyunun duygularını hesap eden bir popülizm göstermek yerine kendi tarihsel misyonuna uygun düşen liderlik görevini yerine getirmesi gerekiyor. İç kamuoyunu yatıştıracak sözler söylemek bir işe yarasa bile, asla yeterli değildir" dedi. Mumcu, Dışişleri Bakanı'nın derhal İslam Konferansı Örgütü Dışişleri Bakanları'nı ve AB Dışişleri Bakanları'nı bir toplantıya çağırması gerektiğini ve 2 gün sürecek bu toplantıda ortak bir bildiri çıkarılması gerektiğini söyledi. Mumcu, ayrıca Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in de BM Genel Sekreteri ile birlikte bir inisiyatif geliştirmesi ve İslam ülkeleri ve AB Devlet Başkanları ile ortaklaşa inisiyatif geliştirmeyi gündeme getirmesi gerektiğini kaydetti. Bu konuda içine girilen sürecin Türkiye ve diğer İslam ülkelerini bugünden öngörülemeyecek tehditlerle karşı karşıya bırakacağını da ifade eden Mumcu, "Hükümetin meseleyi siyasi bir söylemden ibaret saymamasının hayati derecede önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. Daha sonra gazetecilerin sorularını cevaplandıran Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mal varlığını açıklamasıyla ilgili olarak şunları söyledi: "Bu tartışmayı muhalefet değil, iktidar başlattı. Bizim bu tartışma başladığından beri söylediğimiz, şeffaflığı bir ilke haline getiren yasal düzenlemenin yapılmasını talep etmektir. Hükümet bana göre inandırıcılığı şüpheli mal bildirimleriyle bu sorumluluktan kurtulamaz. Bunu bilmediğimiz bir vadeye ertelemek de kabul edilemez. Bu yarınki Meclis gündeminde 15 dakikada çözümlenebilir. Tüm mal bildirimlerini şeffaflaştıran bir yasal düzenleme çıkarırsın olur biter" diye konuştu. İktidarın Anayasa'yı değiştirecek bir çoğunluğa sahip olduğunu da belirten Mumcu, "Türkiye'de yapılamayan işlerin sorumlusu AKP hükümeti ve AK Parti çoğunluğudur. AK Parti Hükümeti'nin geride bıraktığı 3 yılı israf ettiği kanısındayım. Hükümetin yapması gereken yerini daha sağduyulu bir hükümete bırakmasıdır. Bunun da demokratik mekanizmaları bellidir. Trabzon'da toplumsal provokasyona dönüşme imkanı olan olaylar üzerinden birtakım kışkırtmalar her nedense hep Trabzon'da yaşanıyor. Bunlar bana bir tesadüf gibi görünmüyor" açıklamasında bulundu. Trabzon'daki Katolik rahibin öldürülmesi olayında uluslararası polis örgütlerinden de destek alınmasının anlamlı olacağını ifade eden Mumcu, "16 yaşında bir çocuğun, bir çılgınlık eseri eylemi olabilmesi mümkün. Ama bu çılgınlığın tasarlanmış bir çılgınlık olması ihtimalini yabana atmamak gerekiyor" diye konuştu.