Anavatan Lideri Mumcu'dan yeni öneri. Mumcu, cumhurbaşkanını, iki turlu seçimle halkın seçmesini önerdi.
Abone olMumcu, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, hükümetin, tarım politikalarını eleştirdi. Mumcu, tarım kesiminin sorunlarının çözümüne yönelik önerilerini anlattı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Kasım 2004’te Erzurum’da yaptığı bir konuşmada geçinememekten şikayet eden bir çiftçiye, "Bu millet, sizi beslemeye mecbur mu?" dediğini öne süren Mumcu, Erdoğan’ın, "milletin efendilerini, besleme düzeyine indirdiğini ve bu sözüyle, bozuk düzeninin bekçiliğine talip olduğunu itiraf ettiğini" savundu. Erkan Mumcu, Erdoğan’ın Mersinli çiftçi Kemal Öncel’e yönelik sözlerini, "halkın dili, uslubu" diye mazur görenler olduğunu ifade ederek, sözlerin, "argoya özenen küçük bir zümrenin kendi içinde başvurduğu dil olabileceğini, ancak halkın dili olmadığını" söyledi. Halkın kullandığı dili örnek verirken Aşık Veysel’den dizeler ile şair Nazım Hikmet’in "Türk Köylüsü" adlı şiirini okuyan Mumcu, "Kimse bir haddini bilmezliği ’halkın dilinden konuşuluyor’ diye mazur göstermeye çalışmasın. Yalakalığın bu kadarı da fazla" diye konuştu. Hükümetin, bozuk düzeninin bekçiliğini yaptığını öne süren Mumcu, "milletin mağdur diye iktidara getirdiklerinin, mazlumların yanında olmak yerine zalimlerin yanında olmayı seçtiğini" iddia etti. Mumcu, Danıştay’ın bir öğretmenin başörtüsü takmasıyla ilgili verdiği karara ilişkin Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamaları da eleştirerek, "Sayın Başbakan, tek parti iktidarı değil misiniz? Milli Eğitim Bakanınız aydan mı geldi? Hukukta, ’temyizden feragat etme’ diye bir müessese var. Milli Eğitim Bakanı, böyle bir imkanı niye kullanmadı?" diye sordu. "MİLLETİN İNANÇ VE MAĞDURİYETİ SÖMÜRÜLÜYOR" ANAVATAN lideri Mumcu, iktidarın, hiçbir sorunu gerçekten çözmek gibi bir niyetinin olmadığını, yargı organlarını şikayet etme yerine sorunun çözümüne dönük adımlar atması gerektiğini söyledi. Mumcu, hükümetin, sürekli YÖK’ten şikayet ettiğini, ancak kendisinin bakan olduğu dönemde önerdiği düzenlemenin dikkate alınmadığını ifade ederek, iktidarın, "kavga istediğini" savundu. "Hiçbir hizmet üretmeden iktidar olmanızın arkasında yatan milletin inançlarının ve mağduriyetinin sömürülmesinden başka bir şey değildir" diyen Mumcu, ülkenin, milleti huzursuz eden tartışmalar yerine, ihtiyaç duyulan reformların yapılmasına gereksinimi olduğunu kaydetti. CUMHURBAŞKANI’NI HALK SEÇSİN Türkiye’nin temel sorunlarına, "hele bir cumhurbaşkanı olalım, bu meseleleri çözeriz" anlayışıyla yaklaşılamayacağını ifade eden Mumcu, Nasreddin Hoca’nın yaşadığı bir olayı anlattıktan sonra, "Biz sizin hükümetinizi, başbakanlığınızı biliyoruz, cumhurbaşkanlığınız da ne olacak" dedi. Cumhurbaşkanının eşinin başörtülü olamayacağı yönündeki değerlendirmeleri de eleştiren Mumcu, "Nerede yazıyor. ’Biz öyle istemiyoruz’ diyorlar. O öyle olmaz. Her şey hukuka uygun olmalıdır. Çözüm, cumhurbaşkanını halkın seçmesidir. Ama, buna en çok CHP yanaşmıyor" dedi. "Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı sisteminin, bürokratik oligarşiyi imtiyazlı kıldığını" ileri süren Mumcu, Cumhurbaşkanı’nın halk ve hukuka karşı sorumsuz olmasının kabul edilemeyeceğini kaydetti. Mumcu, cumhurbaşkanının, iki turlu seçimle seçilmesi durumunda, Türkiye’nin kendi liderini bulacağını belirtti. YOLSUZLUK İDDİALARI Erkan Mumcu, AK Parti grubundaki milletvekillerinin yüzde 90’unun, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkındaki iddialara vicdanlarında inandıklarını, ancak denetleyemediklerini savundu. ANAVATAN Genel Başkanı Mumcu, iktidarın yolsuzluk iddialarına duyarsız kaldığını da savunarak, "Türkiye’de bugüne kadar hiç bu kadar aç gözlü bir kadro iktidara gelmedi" diye konuştu. Isparta Belediye Başkanı’nın, belediye ait GÖLTAŞ hisselerini yetkisi olmadığı halde bir Fransız firmasına sattığını öne süren Mumcu, bu durumu, "balık baştan kokar, imam-cemaat meselesi" diye değerlendirdi. Mumcu, "Kemal Abi, kimin tahsildarıysa, Isparta Belediye Başkanı da aynı şahsın tahsildarıdır" dedi. Mumcu, sömürü ve soygunun, milletin mukaddes inançlarının kullanılarak yapıldığını ileri sürerek, bunun acı verici olduğunu söyledi. Mumcu, "Milletin, kutsal inançlarını üç otuz paraya harcamayın. Neyi götürüyorsanız götürün. Milletin mukaddeslerine dokunmayın" diye konuştu.