Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, hükümetin, müzakere çerçeve belgesinde neleri kabul etmeyeceğini açık olarak deklare etmesi gerektiğini söyledi.
Abone olMumcu, Atılım Üniversitesi'nde ''AB yolunda Türkiye'' konulu bir konferans verdi. Toplumda, Türkiye'nin AB'ye girince ''güllük gülistanlık'' olacağı yönünde yanlış bir izlenim olduğunu ifade eden Mumcu, ''Oysa tam tersine, Türkiye güllük gülistanlık olursa AB'ye girecektir'' dedi. AB-Türkiye ilişkilerinde temel meselenin ''Türkiye'nin AB'ye girip girmemesi değil, AB'nin Türkiye'yi de içine alacak şekilde genişleyip genişlemeyeceği'' olduğunu belirten Mumcu, geçmişte AB ile ilişkiler dondurulduğunda, ilişkileri yeniden canlandırma talebinin AB'den geldiğini anımsattı. Mumcu, ''Niye? Çünkü Türkiyesiz AB düşünülemez'' dedi. ''AB sınırlarının, Türkiye'nin başladığı yerde bittiği'' düşüncesinin ''AB'nin içe dönme iradesini'' göstereceğini ifade eden Mumcu, hükümet yetkililerinin ''Müzakere çerçeve belgesine imtiyazlı ortaklık girerse biz yokuz'' açıklamasının, diplomasi dilinde ''Bunun dışında her şeye varız'' anlamına geleceğini savundu. Hükümetin, çerçeve belgesinde neleri kabul etmeyeceğini açıkça deklare etmesi gerektiğini, aksi takdirde belgeye girecek her şeyin Türkiye'nin başını ağrıtacağını belirten Mumcu, Türkiyesiz AB'nin güvenliğinin düşünülemeyeceğini ifade etti. ''Çok önemliyse, güvenliğinizi buyurun 300 bin nüfuslu Rum kesimiyle sağlayın. AB, Türkiye ile mi, Rum kesimiyle mi müzakere sağlıyor? Belli değil'' diyen Mumcu, Kıbrıs sorununun gerçek sahibinin Birleşmiş Milletler (BM) olduğunu, kendisinin, bunu 2 yıldır ifade ettiğini ve hükümetin nihayet İngiltere'nin anımsatmasıyla konuyu BM platformuna taşımayı aklına getirdiğini savundu. AB ile ilişkilerde altın değerinde günler yaşandığını söyleyen Mumcu, ''Bu iş, 'AB'ye Türkiye'yi biz taşıyacağız' işportacılığıyla olmaz'' dedi. Mumcu, Türkiye'nin bir an önce IMF'yi dışarı gönderebileceği bir programı hayata geçirmesi gerektiğini kaydetti. -SORULAR- Üniversiteye gelişinde gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Mumcu, Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Toplantısı'na ilişkin bir soru üzerine, hükümetin, konuyu Meclis'te görüşmediğini ve bu konudaki duyarsızlığının devam ettiğini savunarak, Meclis'in bu konuya sahip çıktığını kaydetti. Bu kurulun yıllardır olduğunu, ancak ''başka bir şeyin yapılması gerektiğinin'' ortaya çıktığını savunan Mumcu, ''Hükümet, muhalefetten bir şey öğrenmeyi kompleks sayıyor. AB konusunda da aynı şey geçerli'' dedi. Hükümetin ''AB'ye mahkum'' görüntü vermesinin AB içindeki Türkiye aleyhtarı kesimi cesaretlendirdiğini ileri süren Mumcu, ''AB'nin Türkiye'ye olan ihtiyacı, Türkiye'nin AB'ye olan ihtiyacından daha fazladır'' dedi. ''Sözde Ermeni soykırımının tanınmasının ön koşul olarak getirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Mumcu, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde zaaf içinde olduğu görüntüsünü çizmeye devam ettiğini savundu. Mumcu ''Oysa böyle değil. Türkiye, elinde son derece güçlü kozları olan sağlam bir müzakere pozisyonunda olabilecek bir ülkedir. Önemli olan bu gücün farkına varmasıdır. Tüm bunlar, Türkiye'nin ortaya koyduğu eli mahkum görüntüden faydalanmaya çalışan çevrelerin şımarıklıklarıdır'' dedi. Mumcu, hükümetin bu günlerde kırmızı çizgilerini ortaya koyması gerektiğini söyledi. Mumcu, bugün CHP'den istifa eden milletvekili Şevket Gürsoy'un partisine katılıp katılmayacağı sorusu üzerine, kendisine bu konuda gelen bir bilgi olmadığını söyledi.