Anavatan lideri Erkan Mumcu, yaklaşık 3 bin Alevi toplum önderine mektup gönderdi.
Abone olCHP Lideri Deniz Baykal'ın "merkez sağ açılımı"nın ardından Alevi yurttaşlara yönelik yeni bir açılım gerçekleştiren Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, yaklaşık 3 bin Alevi toplum önderine gönderdiği mektupla, "kalpten bir iletişim ve işbirliği çağrısı" yaptı.
Erkan Mumcu mektubunda, Türkiye'nin inanç ve ibadet özgürlüğünün hem ulusal barış ve dirlik için hem de ulusal refah ve onur için değerinin ne olduğunu tam anlayamadığına işaret etti. Devletin ve siyasal sistemin ne inançlar karşısında tarafsız ve eşit davranabildiğini, ne de vatandaşların bu özgürlüklerini laiklik prensibinin emrettiği ölçüler içinde kullanabilmelerine yardımcı olduğunu dile getiren Mumcu, hizmet yetersizliğinin en önemli kanıtının din eğitimi alanındaki çapraşık ve verimsiz uygulamaları olduğunu kaydetti. Mumcu, insan haklarına açıkça aykırı bir uygulamanın örneği olan zorunlu din dersi uygulamasının bir yönden müfredat tercihiyle devletin inançlar karşısındaki tarafsızlığına gölge düşürürken, diğer yandan yetersizliği ile hiç kimseyi memnun edemediğini, vatandaşların devlet dışı mekanizmaları çoğu zaman ya yanlış ve yetersiz, ya da açıkça laiklik karşıtı odakların eline düşmesine fırsat yarattığını ifade etti. Mumcu mektubunda özetle şu görüşlere yer verdi:
"Devletimizin Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle yürüttüğü hizmetler öncelikle Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimizi yok saymakla, kapsam dışı tutmakla adaletsiz ve tarafsız bir tutum sergilemektedir. Diğer taraftan bu hizmetlerin niteliksel zaafları hizmet götürüldüğü sanılan kitleleri devlet dışı (bazen de devlet karşıtı) mekanizmaların elinden kurtaramamaktadır. Siyasal sistemin Alevi İslam inanışını görmezden gelen bu tavrı bir yönden Alevi İslam inancı hakkındaki çok yanlış ve haksız önyargıların sürüp gitmesine zemin hazırlarken, diğer yandan bu inanca mensup kitlelerin adalet duygularını rencide ederek devlete ve içinde yaşadığı ulusal bütünlüğe olan güvenini kısman de olsa tehlikteye düşürmektedir."
Mumcu bunlar ve bunlar gibi pek çok nedenle "inançlar karşısında tarafsızlık", "inanç ve ibadet özgürlüğünün adalet duygularını tatmin edecek şekilde kullanılabilir olması", "inanç ve ibadet meselelerinin siyasallaşarak kamu düzenini ve toplumsal barışı tehdit eden sorunlara dönüşmesi" gibi konuların açık, samimi, demokratik ve laik sistemin ilkelerine uygun bir yaklaşımla çözüme kavuşturulması zorunluluğu olduğuna işaret etti. Anavatan Partisi olarak biz bu konularda kendi sorumluluklarını üstlenmeye hazır olduklarını dile getiren Mumcu, partisinin önerilerini ise şöyle sıraladı:
DİYANET YERİNE İNANÇ HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI
"Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Alevi İslam inancını ve tüm inançları dikkate alan ve bu inançlara mensup vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine saygı duyan bir anlayışla 'İnanç Hizmetleri Başkanlığı' adı altında yeniden yapılandırılması gereği vardır. Bu bağlamda 'Alevi İslam İnancı İçtihat Kurulu'nun oluşturulmasıyla, bu kurulun yönlendirilmesi doğrultusunda bu inanca mensup bütün vatandaşlarımızın,
-inanışlarına uygun bir biçimde devletin bütün vatandaşları için sağladığı inanç hizmetlerininden eşit haklarla yararlandırılması,
-inançların uygun bir müfredatla (seçmeli olarak) okullarda din öğretimi hizmetlerinden yararlanabilmeleri,
-yaygın adıyla Cemevleri olarak adlandırılan inanç merkezlerinde hukuk güvencesi ve devlet himayesinde inançlarının gereklerini yerine getirme ve eğitim vs. gibi hizmetlerden yararlanabilmeleri için tüm hukuki düzenlemelerin yapılması gereğine inanıyoruz."
Mumcu, bu anlayışlarının devletin ve tümüyle siyasi sistemin ve hem demokrasi hem hukukun üstünlüğü hem de laikliğin ilkesi ve ulusal barış ve birliğin icabı olarak görmezden gelinemeyeceğini vurgularken, bu amaca yönelik olarak yapılması gerekenleri ortak akıl ve karşılıklı rıza ile insanca bir çözüme kavuşturmak için mektubunda "kalpten bir iletişim ve işbirliği çağrısı" yaptı.
Mumcu, bu amaçla Sivil Toplum ve Sosyal İlişkiler Başkan Yardımcısı Dr. Ali Arif Özzeybek'i görevlendirdi.