Yüksek öğretimde yeniden yapılanma çalışmalarında YÖK Başkanı'ndan hiç katkı gelmediğini söyleyen Bakan Mumcu, YÖK'le diyalog umudunu kesti.
Abone olMilli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu, yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasına ilişkin tartışma sürecinde bakanlığına gelen görüş ve önerileri kamuoyu ile paylaştı. Mumcu, gelen e-mail'lerin yüzde 98'inde YÖK'ün bir eşgüdüm, planlama ve akreditasyon birimi haline dönüştürülmesinin istendiğini söyledi. Böylece tartışma sürecinden çıkan YÖK hakkındaki öneri ile AK Parti'nin hükümet programındaki görev tanımı aynı oldu. Hükümet programında "Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan, standartlar belirleyen bir yapıya kavuşturulacak." sözüne yer verilmişti. Tartışma sürecinde 20 binden fazla katılım olduğunu söyleyen Mumcu, iletilen bütün görüş ve önerileri konu başlıklarına göre sınıflandırdıklarını belirtti. "YÖK'le diyalog imkansız" Mumcu, yükseköğretimin yeniden yapılandırılması için YÖK ile müzakere imkanı bulamadıklarını söyledi. Mumcu, "Malesef bu fırsatı bulamadık. Çünkü YÖK Başkanı'nın kamuoyuna açıkladığı görüşlerden ortaya çıkan bir tutum var ki, şu ana kadar bir diyalog ve işbirliği yaklaşımı sergilenmedi. Biz her zaman diyaloğa ve müzakereye açık yaklaşımımızı sürdüreceğiz. Tabii ki, uzun yıllara dayalı deneyimi olan bir kurulun katkısı bizim için değerli olacaktır. Ancak kendileri bu katkıyı esirgemek veya vermemek kararlılığında iseler onları zorlayacak imkanımız yok" dedi. İŞTE ÜNİVERSİTE REFORMU Yükseköğretimi yeniden yapılandırma sürecinde gelen diğer öneriler ise şöyle: Anayasa değişikliği ile üniversitelerin bilimsel özerkliklerinin yanısıra yönetsel özerklikleri de teminat altına alınmalı. Akademik özgürlükler de anayasal güvenceye kavuşturulmalı. Akademik ünvanların kazanımı objektif, şeffaf, bilimsel ve genel ölçütlere bağlanmalı, bu ülçütlerin belirlenmesinde yetkiler ağırlıkla Üniversitelerarası Kurul'a verilmelidir. Üniversiteler karar alma ve denetleme yetkilerinin kurullara, temsil ve yürütme görevlerinin kişilere bırakıldığı, kurulların ve yöneticilerin öğrenci ve akademik olmayan personel temsilcilerinin de katıldığı demokratik seçimlerle belirlendiği yeni ve demokratik bir yapıya kavuşturulmalı. Üniversiteler kurumsal özerkliğin bir gereği olarak mali özerkliğe kavuşturulmalı, kendi bütçelerini özgürce oluşturabilmeli Her üniversiteye kendi geleneği, ihtiyaçları, eğilim ve yönelimleri doğrultusunda kendi kurumsal yapılarını ve işleyişlerini belirleme imkanı verilmeli. Öğrenci-öğretim üyesi iletişimine odaklı bir yükseköğretim sistematiği hayata geçirilmeli. Yenişafak