BIST 9.601
DOLAR 35,26
EURO 36,78
ALTIN 2.961,74
HABER /  GÜNCEL

Mumcu kendini böyle savundu

Başbakan Erdoğan'ın, ANAVATAN lideri Erkan Mumcu'nun hakkında açtığı 100 bin YTL'lik manevi tazminat davasında avukatları mahkemeye dilekçe verdi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, hakkında 100 bin YTL'lik manevi tazminat davası açtığı ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun avukatları tarafından mahkemeye verilen dilekçede, ''Siyaset adamına karşı bu sıfatı hedef alınarak yapılan eleştirinin sınırı, basit bir kişiye nazaran daha geniştir'' denildi. Mumcu'nun, partisinin 4. olağanüstü büyük kongresinde yaptığı konuşmada, Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal ettiği iddiasıyla açılandava, Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde başladı. Duruşmaya Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin ile Mumcu'nun avukatı Erden Er katıldı. Fatih Şahin, dava dilekçesindeki iddialarını tekrarlayarak, davanın kabulüne karar verilmesini isterken, Mumcu'nun avukatları cevap dilekçesi sundular. Yargıç Cengiz Çifçi, taraflara delillerini bildirmeleri için süre verilmesine ve Erdoğan ile Mumcu'nun ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi. Mumcu'nun avukatları tarafından mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde, Erkan Mumcu'nun Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan ve AK Parti'den 15 Şubat 2005 tarihinde istifa ettiği, 23 Mart 2005 tarihinde ANAVATAN'a katıldığı ve 2 Nisan tarihindeki büyük kongrede genel başkan seçildiği anımsatıldı. Başbakan Erdoğan'ın 1 Nisan tarihinde partisinin Kızılcahamam toplantısında milletvekili istifalarıyla ilgili konuştuğu anlatılan dilekçede, davanın temelinin Erdoğan'ın konuşmasına dayandığı kaydedildi. Dilekçede, Erdoğan'ın bu konuşmasında, ''partiden istifa eden milletvekillerini siyasi kimliklerini satışa çıkarmakla suçladığı ve hükümete karşı düğmeye basıldığını söylediği'' belirtilerek, Mumcu'nun ise kongrede bu konuşmaya cevap verdiği ifade edildi. Siyaset adamına karşı bu sıfatı hedef alınarak yapılan eleştiri sınırının, basit bir kişiye oranla daha geniş olduğu savunulan dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de bu yönde kararları bulunduğu belirtildi. Dava konusu konuşmanın, polemiğe dayandığı görüşüne yer verilen dilekçede, Siyasal polemiğin, politik eleştiriye oranla daha sert ve canlı olabileceği ifade edilerek, ''Özgür düşüncenin diyalektiği ve dinamizmi her türlü tartışmaya olanak verir'' denildi. -''SARHOŞ'' BENZETMESİ- Mumcu'nun konuşmasında geçen ''sarhoş gibi yalpalıyorlar'' sözüyle istikrarın hassasiyetinin vurgulanmak istendiği savunulan dilekçede, ''Burada istikrar, kristal bir kaseye benzetilmiştir'' denildi. Dilekçede, Erdoğan'ın siyasete girerek, kamusal denetime açıldığı ve bu nedenle eleştirilere katlanma zorunluluğu bulunduğu belirtildi. Erdoğan'ın manevi tazminat isteminin yersiz olduğu savunulan dilekçede, davanın reddine karar verilmesi talep edildi. Dava dilekçesinde, Mumcu'nun, olağanüstü kongredeki konuşmasında ''...Şimdi Sayın Başbakan'a soruyorum, sen bu CHP'den partine geçen milletvekillerine ne verdin? Sen mi söyleyeceksin, ben mi söyleyeyim? Sayın Başbakan bu ülkeyi yönetemez. Çünkü ülkeyi yönetecek bilgi, birikim ve beceriye sahip değildir. Sarhoş gibi yalpalıyorlar. Hani derler ya bir şeysiyle köy deviriyor. Durduk yerde bir şeyleriyle dağ deviriyor, köy deviriyor, farkında değil'' şeklindeki sözleriyle Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle 100 bin YTL manevi tazminata karar verilmesi talep ediliyor.