Mumcu, partisinin grup toplantısında, son günlerde konuşulan ittifak senaryolarına değindi.
Abone olAnavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''sağ-sol ittifakı'' tartışmalarıyla ilgili olarak, ''Bu senaryoların çoğu, muhalefete muhalefet hareketidir'' dedi.
Türkiye'yi birleştirmeye yönelik çok iyi girişimler olduğunu, bu tür girişimleri senaryolardan ayrı tuttuğunu belirten Mumcu, ''Bu senaryoların çoğu, sözüm ona iktidara muhalefet için, işbirliği görüntüsü altında bir şekilde siyasetin dışında kalmış, ama yine de siyasetin içinde etkili rol edinmek isteyen kişilerin zorladıkları, çoğu kendi partisine muhalefet mahiyeti taşıyan, muhalefete muhalefet hareketidir'' dedi. ''Bunlar, bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek iktidarın değirmenine su taşıyorlar'' diyen Mumcu, şöyle devam etti: ''Oluşumlar veya birleşimler bizim partimizin dışındadır. Bu tür girişimler, partiye hayat veren, birçok fedakarlığa katlanan on binlerce insanın emeğine saygısızlıktır'' dedi.
''FUTBOL TAKIMI TUTAR GİBİ PARTİ TUTMAK YOK ARTIK''
Partilerin hiç kimsenin malı olmadığını, milletin malı olduğunu ifade eden Mumcu, ''çatı şurası, adres burası'' diyerek yol gösterilmeyeceğini vurguladı. ''Demokrasinin yolu belli; ittifakı milletle kuracaksınız'' diyen Mumcu, oluşacak bir çatı içinde milletin yer alması gerektiğini, aksi halde bu çatının değersiz olacağını söyledi. Erkan Mumcu, şöyle devam etti: ''İçine kendilerinin gireceği bir çatı kurmaları, milleti hiç ilgilendirmez, hiç memnun etmez. 'Çatı kuralım, bize iyi bir yer düşer' diyerek siyaset yapanlara sesleniyorum; Siyaset bu değil. Yanlışın nerede olduğunu görmeden doğruyu bulamazsınız. Futbol takımı tutar gibi parti tutmak yok artık. İyi niyetli, milleti birleştirmeye, istikrarlı demokrasiye dönük her türlü girişimde biz varız. Kendi nefsimizi, arzumuzu bir kenara bırakmaya hazırız. Biz olmasak da içinde milletin olduğu oluşum yaşasın.''
''TAŞIDIKLARI HEVES, BOŞUNA BİR HEVESTİR''
Türkiye'nin dört bir yanında kıt kanaat imkanlarla, merkezden yardım almadan, partinin geçmiş dönem borcunu ödeyip masraflarını karşılayanların emeğinin üstünde tasarrufta bulunma hakkı olmadığını ifade eden Mumcu, ''Onların emeklerini alacağım, birilerine ciro edeceğim; var mı böyle bir şey? Perde arkasında oyun pozisyonu tasarlayan insanlar, eninde sonunda neyin olmayacağını görecekler'' diye konuştu. Mumcu, partiyi 'öldü, bitti' denilen bir durumda sahiplenerek yaşattıklarını belirterek, ''Partiye canını, kanını verenlerin emeklerini, birinin lehine veya aleyhine asla keşide etmedim, etmem de... Kimse böyle bir şey beklemesin. Bizi bu yönde baskı altına almaya çalışanlar -hiçbir isim ortada gezmez- bilsinler ki taşıdıkları heves, boşuna bir hevestir. Biz sıkı mücadeleyi göze alarak yola çıktık'' dedi.
''Dövizde 2. dalgalanma sonbaharda patlar'' diyen Mumcu, Merkez Bankasının rezerv eksiltmeye devam etmesi, piyasaya müdahale etme imkanının bulunmaması, ''yani elindeki silahta hiçbir mermi olmadığının bilinmesi'' halinde dövizin yükseleceğini ve makasın Türk Lirası aleyhine biraz daha açılacağını öne sürdü.
Mumcu, önlem alınmaması halinde, 4 yıldır izlenen filmin yeniden izleneceğini ve milletin kölelik yapmaya devam edeceğini iddia ederek, ''Hala aynı tuzağın içine düşmek için herhalde ya gafil ya da hain olmak lazım. Neden hain? Bunun bedelini hükümetler ödemiyor, millet ödüyor'' dedi.
Son bir yılda tarım kesiminden kente 1 milyon 28 bin insanın göç ettiğini, bu insanların işsizliği artırdığını ve şehirlerdeki olayların artmasına neden olduğunu kaydeden Mumcu, Hükümetin, yanlış politikalarla ülkeyi bu duruma mahkum ettiğini savundu.
Mumcu, 5 bin dolar olduğu söylenen kişi başına düşen milli gelirin 3 bin 500 dolara düştüğünü ifade ederek, ''Suç sadece Hükümette değil, Millet olarak bir rüyanın içindeydik. Dünyanın hiçbir yerinde almadığı faizi aldığı için, yabancı para Türkiye'deydi'' diye konuştu. Mumcu, şöyle konuştu:
''Millet için yararlı olan politikaları hayata geçirmediği, popülist olarak olaylara yaklaştığı, Türkiye'nin altın değerinde 4 yılını çöpe attıkları için, ülkeyi köleliği mecbur ettikleri için bu hükümet sorumludur. Ama tek sorumluluk bu Hükümetin değildir. Hükümeti günah keçisi ilan ederek kendi sorumluluğumuzdan kurtulmaya; millet, medya, iş dünyası, sivil toplum olarak sorumluluğumuzdan kurtulmaya hakkımız yoktur'' dedi.
''MODERN KÖLELİK''
Yatırım malları ve ara malları üretiminin durduğunu ve ihracatın ithalata bağımlı hale geldiğini öne süren Mumcu, ''Bu, size modern kölelik yaptırılıyor demek'' dedi.
Türkiye'nin, ''Avrupa KOBİ'lerinin Çin'i'' olduğu zaman kendi ayakları üzerinde duran ve borç almak zorunda olmayan bir ülke konumuna geleceğini ifade eden Mumcu, ''Bunun politikası, bu hükümetin uyguladığı politika değil, Özal'ın uyguladığı politikadır'' dedi.
Erkan Mumcu, Hükümetin, ''ülkede likidite ve para bolluğu varken, sıcak para içeriye girerken kerameti kendinde gördüğünü'' ifade ederek, ''(Siz, otomatik pilotta uçan bir uçağın başında vın vın yapıyorsunuz, uçak türbülansa girdiğinde ne olacağını göreceğiz) diyordum. Şimdiki durum ortada'' dedi.
Bu hükümetten bir an önce kurtulunması gerektiğini savunan Mumcu, Hükümetin, imtiyazlı kesimlerin lehine kurulduğunu, o kişilerin ''yeminli, taahhütlü bekçisi'' konumuna geldiğini iddia etti.
Erkan Mumcu, ''Bunlar çalıp çırparken, bazıları 'Bunlar muhafazakardır' diyorlardı. Ben ise 'Bunlar tamahkardır' diyordum Muhafazakarlık soylu bir şeydir. Çalmak, muhafazakar olanlara helal filan da değildir. Kimse 'Ben namaz kıldım, oruç tuttum, yeterince bonus biriktirdim' deyip hırsızlık yapma, kul hakkı yeme hakkına sahip değildir'' diye konuştu.
İstanbul'da 57 trilyon liranın, ''meslek edindirme kursu'' adı altında AK Parti'ye destek veren kişilere dağıtıldığını öne süren Mumcu, ''AK Parti'nin yöneticileri, Sayın Başbakan, bunun yalan olduğunu, gidip karılarının, çocuklarının gözlerine bakarak söylesin Bırakın milletin yüzüne bakmayı; sizin karınızın, çoluğunuzun, çocuğunuzun birbirinizin yüzüne bakacak yüzünüz yok'' dedi.
Mumcu'ya, konuşmasının ardından, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
büyük boy tablosu hediye edildi.