ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, Trabzon'da meydana gelen olaylarla ilgili olarak tepkilerin demokratik yoldan ortaya konulması gerektiğini belirtti.
Abone olANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu, Trabzon'da meydana gelen olaylarla ilgili olarak tepkilerin demokratik yoldan ortaya konulması gerektiğini belirterek, ''Ancak, toplumun kutsalları üzerinde oynamamak, onlara dokunmamak lazım'' dedi. ANAP Başkanlık Divanı, Mumcu başkanlığında, Genel Merkez'de toplandı. Toplantının başlangıcında açıklama yapan Mumcu, toplantıda, tüzük değişikliği ve teşkilat konularını ele alacaklarını söyledi. Siyasi Partiler Kanunu'nun sistem kuran bir yasa olduğunu ifade eden Mumcu, 12 Eylül sonrasında oluşturulan bu kanunun Türkiye'nin ihtiyaçlarına cevap vermediğini, halkın siyasete katılımını ve denetlemesini engellediğini kaydetti. Türkiye'nin çağdaş, AB normlarına uygun ve Türkiye'ye yakışan bir Siyasi Partiler Kanunu'nu, en geniş toplumsal uzlaşmayla çıkarması gerektiğini belirten Mumcu, bunun için şimdiye kadar tüm parlamentolarda kurulan ve işleyen Uzlaştırma Komisyonu'nun hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Mumcu, Uzlaştırma Komisyonu'nun sadece Siyasi Partiler Kanunu değil, Türkiye'nin önemli reform ihtiyaçlarını da karşılamak üzere kurulması gerektiğini belirtti. TRABZON'DAKİ OLAYLAR Erkan Mumcu, bir gazetecinin ''Trabzon'da üst üste meydana gelen infial olaylarında hükümete yönelik eleştiriler var. Siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine, her toplumun ortak değer ve kutsallarına yönelik saldırıların daima bir infial yaratmak gibi bir sonuçla karşı karşıya kalabildiğini ifade etti. Böyle durumlarda infialin çıkmasını beklemenin doğal olduğunu kaydeden Mumcu, şunları söyledi: ''Ancak infialin kendisini doğru kabul etmek mümkün değildir. Biz demokratik toplumsak, hukuk devletiysek, bunların, bu ilkelerin içinde çözülmesi gerekir. Kutsal değerlere tecavüz olursa, Türkiye'nin polisi, kolluk kuvveti, yargısı ve hükümeti, üstüne düşeni mutlaka yapacaktır, yapmalıdır. Doğrudan doğruya herkesin kendisinin hak aramaya çalıştığı ya da tepkisini şiddete dönüştürerek gösterdiği bir Türkiye, kaosa dönüşmüş bir Türkiye olur. Tepkiler demokratik yoldan ortaya konulmalıdır. Ancak, toplumun kutsalları üzerinde oynamamak lazım, onlara dokunmamak lazım. Hükümetin de muhalefetmiş gibi davranmaktan vazgeçip duruma hakim olduğunu, topluma gösterebiliyor olması gerekir. Hükümet, 'Tüh, vah, bu işler ne kadar kötü' diyecek durumda değildir. Hükümetin çaresini bulması gerekir.'' İNCİRLİK KONUSU Bir gazetecinin ''Hükümetin İncirlik konusunda Meclis'i devre dışı bırakarak ABD ile anlaşma yapacağı söyleniyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' diye sorması üzerine Mumcu, bunun doğruluğu konusunda güçlü kanıtlara sahip olmadıklarını ifade etti. Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu vurgulayan Mumcu, ''TBMM'nin, majestelerinin, hükümetin meclisi olmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim'' dedi. Mumcu, ulusal egemenliği ilgilendiren her konuda, iradenin gerçek sahibinin Meclis olduğunu belirterek, ''O'nun iradesinden bir şey kaçırmak mümkün olmamalıdır, kaçırmayacaklarını umuyorum'' diye konuştu.