Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir ile ilgili sözlerine ilişkin, başbakandan özür bekliyor.
Abone olAnavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir ile ilgili sözlerine ilişkin, ''Doğrusu; sayın Başbakan'ın kendi meramını söyleyip, sözlerinin yanlış anlamalara yol açtığı için özür dilemesidir. Özür dilemekle kimse küçülmez. (Özür dilerim) demek sayın Başbakan'ı yüceltir'' dedi. Mumcu, Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Recai Kutan'a nezaket ziyaretinde bulundu. Kutan, ziyarette yaptığı konuşmada, Türkiye'nin dış politika ve ekonomi bakımından çok büyük tehlikeler ile karşı karşıya olduğunu savundu. Böylesine büyük problemler olmasına rağmen Türkiye'nin gündemini ''Gavur İzmir, içki yasağı, Ulaştırma Bakanı'nın hanımının yemek masasında ayrı oturması'' gibi konuların işgal ettiğini belirten Kutan, iktidarın büyük problemler karşısında muhalefetle işbirliği yapması gerektiğini söyledi. -''KİMSE KÜÇÜLMEZ''- Ziyarette gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mumcu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir ile ilgili sözlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, şunları kaydetti: ''Ben beyana inanan ve değer veren birisiyim. Başbakan'ın, sözlerinin yanlış anlaşıldığı, aslında öyle bir imada bulunmadığı yönündeki düzeltmeye inanmak isterim. Ama bunun doğrusu; Sayın Başbakan'ın kendi meramını söyleyip, yanlış anlamalara yol açtığı için de özür dilemesidir. Özür dilemekle kimse küçülmez. (Kastım bu değildi ama sözüm bu anlamda yorumlandıysa bile bundan dolayı özür dilerim) demek sayın Başbakan'ı yüceltir. Sayın Başbakan'ın sözlerini sık sık düzeltme gereği duyuluyor. Başbakanlık Basın Sözcülüğü'nün adeta işi bu hale geldi. Belki sayın Başbakan önüne konulan camlardan ve metinlerden başka bir şekilde konuşmasa galiba kendisi için de Türkiye için de daha hayırlı olacak.'' -SEÇİM BARAJI- Seçim barajının düşürülmesi ile ilgili tartışmaların sorulması üzerine ise Mumcu, Türkiye'nin temel meselinin sistemle ilgili olduğunu kaydetti. Türkiye'de cumhurbaşkanlığı sisteminin yanlış bir sistem olduğunu, Türkiye'deki Parlamento içinden hükümet çıkarma uygulamasının Türkiye'nin geleceğini doğru kuramadığını savunan Mumcu, ''Türkiye'de egemenlik kayıtsız şartsız milletin olamamıştır'' dedi. Parlamentoların içinden çıkardıkları hükümetleri denetleyemediklerini, israftan ve yolsuzluktan kurtulunamadığını ifade eden Mumcu, ''Ancak gelenin gidenden şeklen hesap sorduğu bir uygulama yapılabilmiş, Türkiye'nin yüz milyarlarca yolsuzluk ya da israf üzerinden kaybının hesabı sorulamamıştır'' diye konuştu. ''Bunun çaresi yasamayı ve yürütmeyi ayrı seçmektir'' diyen Mumcu, şunları ifade etti: ''İki turlu bir seçim. Devlet başkanını seçersiniz. O, hükümetini kurar. Ayrıca iki yılda bir üçte biri yenilenmek üzere meclisi seçersiniz. O meclis yürütmeyi denetler. Böylece Türkiye, daha sağlıklı bir sisteme kavuşur. O bakımdan barajı yüzde 10'un altına çekmek Türkiye'nin sorunlarını tek başına çözmüyor. Daha çok adalette temsili sağlayabilir ama sorunların çözmeye yetmeyecektir. Türkiye'nin sorunlarına daha bütüncül bakmaya ihtiyacımız var.'' -KKTC- Kutan, Rumlar'ın 1974'ten sonra Kuzey'de bıraktığı malların iade, takas ve tazminini öngören yasa ile ilgili bir soru üzerine, bu yasanın, adım adım KKTC'nin ortadan kalkması ve Kıbrıs'ın bütünüyle Rum yönetimine kontrolüne girmesi anlamına geldiğini savundu. ''Talat yönetimi (illa AB'ye gireceğiz) anlayışıyla Rumlar'a her türlü tavizi vermektedir'' diyen Kutan, bu yasanın son derece yanlış ve tehlikeli olduğunu, Kıbrıs'ın adım adım elden çıktığını ileri sürdü. Kutan, toplumda bazı kesimlerin ''ver kurtul'' anlayışında olduğunu belirterek, Kıbrıs'ın Türkiye'nin geleceği açısından önemini vurguladı. Mumcu da aynı soru üzerine, Kıbrıs konusunda yapılan asıl büyük yanlışın ''Kıbrıs'ın AB üyelik sürecinin bir kriteri haline getirilmesi ve Kıbrıs'ı AB'nin iç meselesi haline getiren sürece seyirce kalınması'' olduğunu kaydetti. Annan Planı'nın reddedilmesinden başlayan süreç içerisinde hükümet atması gereken adımları atmadığını savunan Mumcu, ''İç politikada AB'ye üyelik umudunu pazarlayabilmek için AB karşısında tavizkar tutum sürdü. BM sürecini işletemedi hala da işletilemiyor'' dedi. Mumcu, bir an önce Kıbrıs meselesinin ait olduğu gerçek platforma taşınması gerektiğini, AB içinde Kıbrıs'ı müzakere etmenin hiçbir şekilde Türkiye'nin hayrına olmayacağını sözlerine ekledi.