BIST 9.673
DOLAR 35,24
EURO 36,80
ALTIN 2.961,20
HABER /  GÜNCEL

Mumcu ağızlara biber sürecek

Türkiye'ye kalitesiz turist geliyor eleştirileri Turizm ve Kültür Bakanı Erkan Mumcu'yu kızdırdı. Turizm sektörü ile ilgili bilgi veren Mumcu eleştirilere karşı önlemini al

Abone ol

Turizm ve Kültür Bakanı Erkan Mumcu, ''Kalitesiz turist geliyor, ucuz fiyat veriliyor) diye eleştiriler yapılıyor. Bundan sonra kim böyle derse ağzına biber süreceğim'' dedi. Doğan Yayın Holding (DYH) tarafından düzenlenen ''Anadolu'daki Avrupa'' toplantılarının 5'incisi, Antalya Talya Oteli'nde gerçekleştirildi. ''Marka Güçtür'' konusunun ele alındığı toplantıda konuşan Mumcu, Türkiye'nin markayı yeni keşfetmeye başladığını söyledi. Sosyalist sistemin dağılmasından sonra tek kutuplu dünyanın yeniden iki kutuba yöneldiğini anlatan Mumcu, şöyle konuştu: ''Dünyada şu anda emek veren tabii sermaye ile satılabilir bilgi ve yapay sermaye var. Dünya bu konuda keskin çizgilerle ayrılıyor. Yani markalar dünyası ve isimsizler dünyası. Üzerinde emek verilmemiş ne varsa orada... Ürüne özgün nitelik kazandırabiliyorsanız, güven taşıyıcı vasıflar haline getirebiliyorsanız marka olmuşsunuzdur. Marka, ürüne özgün kimlik yaratabilmektir. Bilginin kazanılması uzun bir süreçtir. Turizmde de diğer alanlarda da markalarımızı artırmalıyız. Turizmde işletmeler tek tek satılmaz. Stratejik ortaklar bulmak zorundayız. Bir kentin, bir bölgenin adı söylenmeli.'' Türkiye'nin turizmden elde ettiği gelirin; Fransa'nın, İtalya'nın elde ettiği gelirle mukayese edilmemesi gerektiğini vurgulayan Mumcu, şöyle devam etti: ''İspanya ve Yunanistan ile mukayese etsin. Ama İtalya ya da Fransa ile mukayese etmesin. İtalyanlar, turistler için bir şey üretmez. kendileri için üretir. Birileri İtalya'ya, Fransa'ya gider. İtalyan ya da Fransız gibi yaşamak için oralara gider. Biz de böyle işler yaparsak daha çok kazanırız. Turizm, kocaman bir endüstri ve büyük bir ekonomi. Bu bize yeni fırsatlar ve sıçramalar yaratıyor. Markalaşmayı yapmamız gerekiyor. Markalaşmayı yapmak, istikrarlı şekilde yürütebilmek için yeni destinasyonlar yaratmalıyız. Bunları yapmazsak başarılı olamayız. (Kalitesiz turist geliyor, ucuz fiyat veriliyor) diye eleştiriler yapılıyor. Bundan sonra kim böyle derse ağzına biber süreceğim. (Her şey dahil) sisteminden şikayet ediliyor. Bunları duyunca kan beynime sıçrıyor. Bu sistemin yerine ne konulacak?'' Bakan Mumcu, Türkiye'nin güvenliği ve güvenirliği, turizminin daha da ileri düzeye getirilmesi konularında medyanın sorumlu bir tutum izlediğini, bu konularda da stratejik ortaklıklar yaratılması gerektiğini belirterek, ''Marka, güven ve istikrar yaratılması işidir. Bedeli ödenmeyen bir şey kalıcı ve sürekli değildir'' diye konuştu. ANTALYA'NIN MARKALAŞMASI Antalya Valisi Alaaddin Yüksel de başta Türk turizmi olmak üzere, ülkenin bazı değerlerinin yurt dışında bir marka haline geldiğini söyledi. Antalya'nın turizmde, İtalya, Fransa, İspanya ve Yunanistan'la mücadele eder duruma geldiğini anlatan Yüksel, ''Yurt dışındaki yabancılar Türkiye deyince, İstanbul'u, Galatasaray'ı ve Antalya'yı biliyor'' dedi. Antalya Havaalanı'nda günde 500 yolcu uçağının iniş ve kalkış yaptığını anımsatan Yüksel, şöyle devam etti: ''Antalya'nın markalaşmasını sürdüreceğiz. Turizm atağında dünyaya 'Antalya Ahlakı''nı tanıtacağız. Sürdürülebilir çevre anlayışını devam ettireceğiz. Turizmin dünyadaki barış kültürünü geliştirmek için üzerimize düşen görevi yapacağız. Antalya'da otellerin havuzlarında İranlılarla Amerikalılar, Filistinlilerle İsrailliler barış içinde ortak hareket ediyor. Artık yeni sloganımız, (Antalya'yı gör, yaşadığını anla) olacak.'' DMY GRUP BAŞKANI YALÇINDAĞ DYH Grup Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ da ''Anadolu'daki Avrupa Toplantıları''yla, Anadolu'daki yatırımcılara cesaret vermek istediklerini belirtti. Anadolu'da insan kaynağı, modern teknoloji ve üretimin olduğunu kaydeden Yalçındağ, ''Anadolu'da her şey var. Anadolu'nun sadece cesarete ihtiyacı var. Kaliteli ürünler var. Marka olamadığı için değerinin altında satılıyor. Denizli'de üretilen bir gömleği yurt dışında tanınmış bir yabancı firmaya 8 dolara satılıyor. O firma da ürünü 68 dolardan satıyor'' dedi. Türkiye'nin dışarıda imajının hızla değiştiğini vurgulayan Yalçındağ, sözlerini söyle tamamladı: ''Yurt dışında Galatasaray, Sertap Erener, Fatih Terim, bir çok doktorumuz marka haline geldi. Türkiye'nin tanınmasında, imajında bu insanların katkıları var. Artık hedefimiz dünya markası haline gelmektir. bunan inanmalıyız.'' Reklamcılar Derneği Başkanı Jeffi Medina ise marka ve reklamın önemi üzerinde durdu. Ülke markasının önemine değinen Medina, ''Fason üretimde başarılı olan Türkiye artık markalaşmak zorundadır. Büyük markaların arkasındaki gizli kahramanlar olmaktan çıkmalıyız. Türkiye'de kalite standartlaşıyor. İhracatımızda, markalaşmış tüm ürünlerimize (Turquality From Turk) etiketini yapıştırmalıyız. Bu bizim için çok büyük bir fırsat. Türk zeytinyağı, İtalyan markası olarak satılmamalı'' diye konuştu. VURAL ÖGER Öger Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vural Öger ise ''aile markalaşması'' üzerinde görüşlerini anlattı. Öger'in adının Almanya'da bir marka ve güven olduğunu belirten Vural Öger, şunları söyledi: ''Almanya'da Öger olarak tanınma durumumuz yüzde 60 düzeyindedir. Aile markası olmak ve bunu sürdürmek oldukça güçtür. Şu anda Almanya'da 11 bin 500 seyahat acentesiyle çalışıyoruz. Marka olmamız sayesinde yaşanan krizleri kolayca atlattık.''