BIST 9.717
DOLAR 34,66
EURO 36,40
ALTIN 2.950,05

Mültecileri kapıya koyalım mı?

Türkiye'de mültecilere karşı büyük bir algı operasyonu yürütülürken bunun vicdanı olup olmadığını sorgularken Bakan Soylu'nun duruşuna bakmak gerekir..

Unutulmaz bir atasözüdür…

Bülbülü altın kafese koymuşlar “AH VATANIM” demiş…

Dünyanın neresinde olursa olsunlar  gerek  gurbetçiler gerekse de mülteciler için bu sözün anlamı büyüktür…

Türkiye’deki mültecilere bu gözle bakmak gerekir…

Keyiften buralarda değiller…

Peki bu ülkede ne kadar mülteci var?

3 milyon 551 bin 78…

TÜİK’in 2016 verilerine göre; 79 milyon 814 bin 871 olan Türkiye nüfusu,  3 milyon 551 bin 78 mülteci sayısıyla 83 milyon 369 bin 488’e yükselmiş.

Mülteci vatandaşlar savaşın hala sürdüğü Suriye’ye geri dönecek mi dönmeyecek mi sorusu da hep gündemde…

                                             *

Bu ülkemizin huzuru,

Bu ülkemizin asayişi,

Bu ülkemizin terörden arındırılması

Bu vatan topraklarında çocuklarımızı zehirlememeleri için zehir tacirlerinie yönelik  ‘Yakalarsanız ayaklarını kırın ‘ talimatı verecek kadar gözü kara  İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya  bu millet thiç tartışmasız büyük güven duyuyor…

Türkiye'de bir İçişleri Bakanı milleti tarafından hiç bir dönem böylesine sevilmemiş ve destek görmemiştib...

Mazlumların umudu zalimlerin kabusu bir adam Soylu Bakan...

                                             *

Dur durak bilmiyor...

Bakan Soylu  eşi  Hamdiye Soylu ile birlikte  önceki gün Hatay Yayladığı Geçici Barınma Merkezi’nde mülteci kardeşlerimizi ziyaret ederken dertlerini dinleyip şefkatli ellerini uzattılar...

‘Kimsesizlerin kimsesi olmak’ düstürü olmak işte bu...

Siyaset kalp ile yapılırsa ne kadar güzel…

Soylu  bunu yapıyor işte…

Hal böyle olunca da ülkede mülteci sorununa karşı en gerçekçi  en vicdanı davranan isim  kendisi oluyor...

Bakan Soylu ziyarette “Son iki yılda ülkelerine geri dönen Suriyeli sayısı 245 bin 300 kişi” dedi…

Önemli bir geri dönüş rakamı…

Bakan sonra ’Mülteciler ne olacak?’ sorusuna karşı her bir kelimesi son derece anlamlı bir cevap vermiş..

Dedi ki;

‘Bizim derdimiz insaniyettir. Bundan vazgeçmeyeceğiz. Dünyada güç göstermek isteyen ülkelerin arenası mazlum insanların memleketleri olmamalıdır. Burada güç sadece silah ve para ile sağlanabilecek bir hadise değildir. Gücü veren Allah'tır. Sabırla üzerimize düşeni gerçekleştirmeye çalışıyoruz.. Ve biz kurtuluş mücadelesinde hangi milletlerin kollarındaki bilezikleri satarak gönderdiklerini biliyoruz. Geçmişimizi unutmadık asil bir milletiz. Yardım edenleri unutmayız’

İşte vicdan bu...

Şimdi soralım…

Birileri ülkemizi mülteci sorununa karşı düşünüyor da bu ülkenin İçişleri Bakanı düşünmüyor mu? 

Merak etmeyin  devleti sizden bizden daha fazla düşünen bir bakan olduğunu dosta düşmana  gösteren bir adam o koltukta oturmuyor gece gündüz demeden koşuşturuyor...

Mülteci adı altında ülkeye sızmak isteyenlere veya mülteci olup kötü niyetli olanlara karşı gereken tedbirleri alıyordur

Araştırdım bu yıl birgün dahi tatil yapmamış!..

Bayramlarını, yılbaşını evinde geçirmemiş...

Şunu iyi bilelim ki;

Suriye’de  barış ortamı sağlandığı silahların sustuğu anda geri dönüş daha hızlı devam edecektir.. 

                                 *

“Bayram tatili için Suriye’ye gidenlere kapıyı kapatın. Gitsinler vatanları için savaşsınlar ” diye sitem edenler vicdanlarını test etmeli...

Suriye’de düşmanla savaş yok ki!..

Suriye’de Esad ve muhalifleri arasında  bir savaş  ve o savaş üzerinde Ortadoğu için hesaplar yapan küresel güçler  tarafından masum insanların üzerine yağdırılan bombalar  var…

Yok efendim 'Biz tankların önüne yattık.Onlarda kalsınlar vatanları için savaşsınlar 'demek çok kolay!.

Peki nasıl?

Başınıza hergün bomba yağacak sende elinde bebelerinle karşı koyacaksın!..

Yapmayın Allah aşkına...

Bir tarafta Esed öldürüyor…

Bir tarafta ABD ve Rusya...

Bir taraftada o mazlum insanlara gönlünü ve kapısını açıp dünyaya haykıran vicdan sahibi bir Türkiye...

İmam Hüseyin(ra)  demiştir ki;

'En büyük cihad,zalimin karşısına geçip 'SEN HAKSIZSIN' demektir'

Müslüman diye geçinen Arap dünyasıda dahil  dünyada sesini çıkaran tek ülke Türkiye'dir... 

                                     *

Muharrem İnce demişti ki ;

“Bayramda gidiyor 72 bin kişi, 1 hafta 10 gün kalıyor, sonra geri dönüyor. Eğer sen gidip 10 gün kalıp geri gelebiliyorsan kal orada devamlı. Ne diye geliyorsun. Gittikten sonra kapatırım kapıyı kalırsın.”

Sadece İnce’nin değil CHP’nin siyaset anlayışı bu…

3 milyon 551 mültecinin yaşadığı Türkiye’den 72 bin kişinin  bayram tatili için ülkelerine gidip dönmesine karşı “O insanlar ülkelerine niye gidiyor, neden dönüyor” sorusuna insanı  bir yaklaşım göstermeden  “KAPATIN KAPILARI ALMAYIN” demek vicdanı değil…

İşte Suriye’nin hali yine ortada…

Bombalar insanların üzerine yağıyor!..                          

                                                 *

Dün Ankara Batıkent’teki bir parkta çocukları ile oturan bir mülteci kardeşimizle konuştum…

Son derece kültürlü bir vatandaş olduğunu gördüm…

Elinizi vicdanınıza koyup dinleyin...

Bakın neler söylüyor…

“Bazen siyasetçilerin bu tip söylemlerini dinleyince üzülüyoruz. Biz topraklarımıza tatil için gitmiyoruz. 

Baba topraklarımız orada…

Atalarımızın mezarları orada…

Siz babanızın, annenizin mezarına gitmez misiniz?

Birçok akrabamız orada…

İnsan baba topraklarını görmek istemez mi?

İnsan atalarının mezarlarını ziyaret etmek istemez mi?

Biz oraya güllük gülistanlık olarak gitmiyoruz, canımız pahasına gidip geliyoruz…’

Konuşurken  gözleri uzaklara dalıyor.

Ardından devam ediyor..

‘Zaten evlerimiz PKK, PYD, IŞİD gibi örgütler tarafından işgal edilmiş. Ne su var, ne elektrik ne de aş. Yapılan ‘dönün’ çağrısına inanmıyoruz. 7 yıldır insanları öldürüyorlar. Esad yalan söylüyor. Ülkesine dönenleri öldürecekler, kesecekler, hapse atacaklar. Allah Esad’ın belasını versin, Esad Müslüman değil. Esad iyi bir insan olsa 7 yıl boyunca vatandaşlarını öldürmez. Çok insan öldürdü, bebekleri katletti. Esad hala vatandaşlarını öldürüyor.

Savaşın olduğu bombaların atıldığı yere ben çocuklarımı nasıl göndereyim. Hani vatan topraklarımızda sağlıklı bir şekilde yaşam hakkı olsa, barış sağlansa bir dakika beklemeden topraklarımıza kendimi atacağım.”

                                           *

İşte Suriyeli mülteci bir baba bunları söylüyor…

Şimdi “Bayrama gidenleri geri almayalım” şeklindeki düşüncelere karşı elinizi vicdanınıza koyup onun sözlerini bir  düşünün.

Her bayram geldiğinde Suriyelilerin payına daha fazla hüzün düşüyor aslında.

Çünkü bayramları sadece hüzünle değil aynı zamanda kanla anıyorlar. Bu nedenle de o meşhur olan türkümüzün sözüne bilmeden eşlik ediyorlar:'Bayram gelmiş neyime!' İşin özü budur…

Hadis-i Şerif der ki ;

'İnsan kardeşiyle çoktur, kuvvetlidir.'

Bu ülke bunca badireyi bunca saldırıyı üzerinden nasıl  atıyor sanıyorsunuz..

DUANIN GÜCÜ...

O dualar nerelerden geliyor!

Cevabını siz verin..