BIST 10.852
DOLAR 32,66
EURO 35,44
ALTIN 2.511,53

Müjde müjde, İnsan Hakları Cemiyeti geliyor!

Galiba insanlık tarihi boyunca daima gündemdeki yerini koruyan en önemli mevzulardan biri olmuştur, insan hakları.

İnsan hakları, insan hakları…

Galiba, insan hakları insanlık tarihi boyunca daima gündemdeki yerini koruyan en önemli mevzulardan biri olmuştur. Peygamberlerin asıl vazifelerinden biri de insan haklarını müdafaa olsa gerek.

Malumunuz tevhit, ibadet ve muamelat ilahi dinlerin ana temasını oluşturur. İman tevhidin özü, ibadet bireysel vazife, muamelat ise bir başkasıyla olan münasebetlerde tezahür eder. İşte burada insan hakları diye bir kavram karşımıza çıkıyor.

Anne baba hakkı, eşlerin karşılıklı hukuku, komşuluk hakkı, bir kimsenin hukukunu koruma hakkı, bir müminin taraf olduğu mevzulardır.

Her ne kadar, insan hakları denildiğinde daha çok bireyin devlete karşı hakkının korunması akla gelse de defakto bir tarzda nüfuz oluşturup insana sıkıntı verebilen organizasyonlara/örgütlere karşı da bireyin ya da kitlelerin haklarını savunmak insanlar için bir vazifedir.

Ülkemizde varlığını sürdüren Uluslararası Af Örgütü, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği, Mazlum-Der gibi oluşumlar var, ama son yıllarda insan hakları adına bir boşluğun yaşandığı ehli vicdan tarafından fark edilse gerek.

Uluslararası Af Örgütü ve TİHV genel merkezleri tarafından start almadıkları müddetçe bir çok olup bitenlere karşı vurdum duymazken, İHD bir siyasi eğilimin sesi haline geldi.

Bir zamanlar sağduyulu kimselerin beğendiği, destek verdiği, sahiplendiği Mazlum-Der ise ilk genel başkanı siyaset ve rantın içine daldı, bir diğer başkan güya Başbakan'ın çözüm sürecinden sorumlu başdanışmanı olmuş, aylardır sesi sedası çıkmıyor, bir diğer eski genel başkanı da HDP’den vekil olmuş, belki de en az kusurlu olanı odur.

Geçenlerde, “Bu operasyonların hali nice olacak?” diye bir soru sordum kendisine, dedi ki; “Kanaatim o ki her zamanınkinden daha çok barışa yakınız.”

Demek ki bize göre yanlış yerde yer almışsa da kendince barışa katkıda bulunma niyetindedir diye düşünüyorum. Ayrıca kimi şubeleri de siyasetten leke aldı. Mazlum-Der’e emeği geçen biri olarak bu derneği daha çok eleştiri hakkım olduğuna inanıyorum, onun için ona bir paragraf ayırdım mazur görmeniz dileğiyle.

Son bir yıldır ülkede, bölgede insan hakları adına bir boşluk yaşanıyor. Bir süreliğine yerine göre bu eksiği dillendirince etraftan da katkı alıyorduk. Derken 4 ay önce 4 arkadaş bir araya gelip, “Hayat boşluk kabul etmez” yaklaşımıyla bu eksiği kapatma adına bir oluşuma ihtiyaç olduğunu tespit edip, bir çalışma üslubu önümüze koyduk.

Sayımız 4 iken 4 ayda genel merkezi Diyarbakır olmak üzere 4 ilden 44’e çıktı, bu süre içinde 3’ü çalıştay niteliğinde olmak üzere aramızda 8 toplantı yaptık, tevafuken Hz.Peygamber (as)’in doğum günü olan 20 Nisan’da resmiyetine müracaat etmek nasip oldu.

Referans üzeri İslami değer ve şahsiyete göre akredite edilerek bir araya gelen bu ehli kıble, kurucular kurulu, bir “Şura meclisi” marifetiyle hem bu hareketi himaye edecek, hem de rayından sapmaması için gözetim altında tutmaya çalışacaktır. Üstelik hem ulusal düzeyde, hem uluslar arası şubeleşmesine katkıda bunacaklardır.

İHC, kurucu üyeleri Tabip, Avukat, Öğretmen, Din alimleri ve Esnaflardan oluşan nitelikli bir sivil toplum kuruluşudur. Birinci görevi “Adil şahitlerden olma” edasıyla doğruya doğru, yanlışa yanlış diyerek insan hakları adına kamuoyunun tereddüt ettiği konularda hakkın sesini yükseltmek ve mazlumun mazlum vasfının yayında yer alarak, kendisine hukuki destek vermektir.

Zalimler artık iki kere düşünsün İnsan Hakları Cemiyeti (İHC) bundan böyle enselerinde olacak! Kurucu üye olarak bendeniz şimdilik İnsan Hakları Cemiyeti (İHC)’nin yönetiminde Genel Başkan Yardımcısı olarak rol üstlenmiş durumdayım. Önümüzdeki günlerde tanıtım düzeyinde açılışımız olacak, tarihi sürpriz olsun bence.

İnsanlığa hayırlı olsun, âmin demeniz dileğiyle.