Haydi Gel Bizimle Ol programın bu haftaki konuğu Hillary Clinton'dı... Politikadan özel hayatına kadar herşey soruldu. Müjde Ar tek soruyla onu sıkıştırdı.
Abone olABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, NTV'de 'Haydi Gel Bizimle Ol' programına konuk oldu. Programda Clinton'a Amerika'nın yeni döneminde dünya politikalarının yanısıra özel hayatıyla ilgili sorular da soruldu.
ILIMLI İSLAM SORUSU
Clinton'a ilk soruyu Çiğdem Anad sordu. "10 yıl sonra tekrar buradasınız. First Lady olarak gelmiştiniz, şimdi Dışişleri Bakanı. 7 yıl sonra AKP iktidarıyla Türkiye nasıl değişti, gözleminiz? Özellikle bazı Amerikalı siyasetçilerin düşündüğü gibi; Türkiye ılımlı İslam cumhuriyeti kurulması yolunda mı ilerliyor yoksa başka bir yolda mı?" dedi.
Clinton bu soruya şöyle cevap verdi: "Bence Türkiye daha önce sayın Başbakan ve Dışişleri Bakanınız ile görüştüğüm gibi, demokrasi, modernite, laiklik ve İslam'ın, hepsinin birden var olabildiğini gösteren, dünya için çok sıra dışı bir örnek. Dolayısıyla ben bu konuda sadece Türkiye'nin geleceğine dair iyimser olmakla kalmıyorum, aynı zamanda ilişkilerimizin ortaklığımızın geleceğine dair de çok olumlu görüşlere sahibim. Bence Türkiye'nin kalkınma, gelişme ve reform yolundaki kendini adamış çabaları önemli; küresel lider olarak oynadığı rol de artıyor."
ÜMİT EDERİM İYİ BAKAN OLURUM
Müjde Ar, bugüne kadar Dışişleri Bakanlığı yapan kadınların erkekleri aratmadığını hatırlatarak "Siz daha ılımlı daha barışçı mı olacaksınız?" sorusunu yöneltti.
"Ümit ederim ki iyi bir bakan olurum" diyen Hillary Clinton, "Ben ülkemi en iyi şekilde temsil edebilmeyi arzu ediyorum. Umut ediyorum ki tüm dünyaya yeni başkanımızla bir mesaj gönderiyoruz, Biz ABD'nin dostlarıyla beraber çalıştığını görmek istiyoruz" yanıtını verdi.
MİCHELLE OBAMA'YA ÖVGÜ
Konuklardan gelen 'Michelle Obama mı siz mi daha etkin bir figürsünüz?' sorusuna Hillary Clinton, geçmişte kendisinin de bir başkan eşi olduğu için bu konumun ne kadar olumlu olduğunun altını çizerek "Michelle Obama'nın iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Önceliğini çocuklarının iyi olmasına vakfediyor. O iki küçük çocuğun ev hayatlarının devam etmesi çok önemli. Michelle Obama'nın bu yönde çok etkili olduğunu görüyorum" yanıtını verdi.
Kadınlar geriden mi gelmeli? Bu sorunun yanıtı haberin devamında...
KADINLAR HEP GERİDEN Mİ GELMELİ?
Pınar Kür'ün Hillary Clinton'a sorusu ise, kadınların erkekler için kariyerlerini geri plana atıp atmamalarıyla ilgili oldu. Kür, "Eşinizin politik kariyerine her aşamada destek olduğunuz. Kendi politik kariyerinize başlamadan önce onun son yılını beklediniz. Önceden erkekler gitsin de kadınlar sırasını mı beklesin, böyle bir zorululuk mu var?" diye sordu.
Hillary Clinton bu soruya "Bence herkesin kendisi için doğru olan kararı vermesi gerekiyor. Benim eşim vali olarak görev yaptığında ben de oradaydım ve pek çok sivil toplum kuruluşuyla çalışıyordum. Siyasete girmek gibi bir fikrim yoktu. Eşim başkan olduğunda başkan eşi olarak yapılması gereken o kadar çok çok şey vardı ve bunun manevi tatmini de çoktu" diyerek kendisinin yarışa girmeyi istemediğini ancak sonradan deneme kararı verdiğini ifade etti.
Hillary Clinton, samimi bir itiraf da yaparak "Benim hayatım aslında edilmezlerle dolu. Sabah kalkıp şunu yapacağım diye emin olarak başlamıyorum. Kalkıyorum 'Bugün ne olacak' diye bekliyorum. Gerçekten de çok şanslı olduğuma inanıyorum. Çok sıradışı, heyecan verici, manevi tatmini yüksek, zorlukları başarma mutluluğuyla geçen bir hayatım var" dedi.
Hillary Clinton en son ne zaman aşık oldu? Haberin devamında...
[PAGE]
EN SON NE ZAMAN AŞIK OLDUNUZ?
Stüdyo konuklarından Marmara Üniversitesi Öğrencisi Korcan Atalay, "Acaba en son ne zaman aşık oldunuz ve en son ne zaman basit bir hayat süren basit bir kişi gibi hissettiniz?" sorusunu yöneltti.
Hillary Clinton, "Eşime aşık olduğunum zaman. 1975'ten beri evliyiz. Hukuk Fakültesi'ndeyken tanıştık. 71 yılının ilkbaharında tanıştık. Sohbet etmekten ve beraber bir hayat sürdürmekten mutlu olduk. Bundan keyif aldık" yanıtını verdi. Clinton, 17 yıl içinde eşinin başkan seçilmesiyle restorana gidip yemek yemek, alışveriş yapmak, sadece arkadaşlarıyla o anın keyfini çıkarmak, konuşmak istedikleri kişilerle tanınmadan, farkedilmeden yemek yemenin çok zorlaştığını ifade ederek "En özel ve en güzel zamanlarımız kızım, ben ve eşimin basit şeyler yaptığımız, sinemaya gittiğimiz, kart oyunları oynadığımız zamanlardı" diye konuştu.
BURADA UÇAN HALILAR VAR SANIYORLAR
Aysun Kayacı'nın sorusu ise şöyleydi:
"Global dünyada Oryantalist bir bakış var ve bu bakış orada yaşayan halkları tek bir kimlik olarak görür. Hala burada uçan halılarla seyahet ettiğimizi düşünenler var. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz."
Dünyanın gittikçe küçüldüğüne vurgu yapan Clinton, "Birbirimize daha çok bağlanıyoruz. Bu programa gelirken yanımdakilere sorular yöneltiyordum. Genç Amerikalılar ve genç Türkler arasındaki ortak yönlerin neler olduğunu sordum. Türkiye'deki ve Amerika'daki gençler dünya üzerinde Facebook'u kullanma konusunda ilk iki sırada yer alıyordu. Gerçekten de bunu çok çarpıcı buldum. İki kültür birbirleri arasında bağ oluşturmayı seven bir kültür" diye konuştu ve karşılıklı öğrenci değişim programlarını arttırmak üzere Türkiye'nin Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile konuştukları söyledi.
Clinton neden kahveyi orta şekerli istedi? Haberin devamında...
HİLLARY CLİNTON NEDEN ORTA ŞEKERLİ TERCİH ETTİ?
Sohbetin bu kısmında Çiğdem Anad, Clinton'a 'Türk kahvesi içer misiniz? Az şeker, orta şeker, çok şeker, nasıl içersiniz?" diye sordu.
Hillary Clinton, bu soruya esprili bir şekilde şu yanıtı verdi:
"Orta şeker. Orta şeker benim karakterime daha uygun. Bir keresinde bana denilmişti ki, ben karakter olarak orta yolu bulmaya çalışan birisiymişim. Esasında doğru da bence bu. Her iki uçtan birinde olmak heyecan verici ama genellikle hayatın geneli ortalarda akıyor. dolayısıyla kahveye geldiğinde orta şekerli alacağım."
CLİNTON'DAN SAMİMİ İTİRAF
Stüdyodaki bir öğrenci Hillary Clinton'a, aktif politikaya girdikten sonra özel hayatının nasıl etkilendiğini sordu.
Clinton, hayatında bazı şeyleri feda etmek durumunda kaldığı itirafında bulunarak şöyle konuştu:
"Ben özel hayatımdan çok şeyi feda etmek durumunda kaldım. Bundan da üzüntü duyuyorum. Keşke buna mecbur kalmasaydım. Mesela kaldırım kenarında oturup gelip geçen insanları izlemeyi çok isterdim ama bu benim için artık mümkün değil... Bir şeyleri kaybediyorum ama başka şeyler kazanıyorum. Hayat bu. Aynı anda herşeye sahip olamıyorsunuz, seçim yapmanız gerekiyor.." yanıtını verdi.
Müjde Ar bir soruyla Clinton'u köşeye sıkıştırdı. O soru neydi? Haberin devamında...
MÜJDE AR, NE YAPTI ETTİ O SORUYU SORDU!
Hillary Clinton'un 'Haydi Gel Bizimle Ol' programına konuk olacağı öğrenildikten sonra 'Oval Ofis' olayıyla ilgili soru sorulması yasağı getirildiği öne sürülmüştü. Çiğdem Anad kendilerine herhangi bir sınırlama getirilmediğini açıklasa da medyada bu durum farklı işlenmişti.
Ve bu akşam yayınlanan programda Müjde Ar'a kimsenin yasak koyamayacağı görülmüş oldu. Ar, küçük bir manevrayla soruyu başka bir hale sokup ama yine gündeme getirerek Hillary Clinton'a hınzır bir edayla şunu sordu:
"Yemin töreninizde eşinize 'Acı ve tatlı tecrübeleri yaşattığı için teşekkür ederim' dediniz. Tırnak içinde, bu acı tecrübelerin üstesinden nasıl geldiniz? Siyasetin gücüyle mi yoksa aşkın gücüyle mi?"
Soruyu gülümseyerek karşılayan Hillary Clinton, "Aşkla ve affetme duygusuyla, dostlukla ve aileyle. Aile, inanç, dostlar bunlar benim hayatımın özünü oluşturuyor. Ben hiç kimsenin hayatının hep düzgün seyreden bir gemi gibi gittiğini düşünmüyorum. Böyle bir kişiye henüz rastlamadım. Ben çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Bana çok destek veren bir ailem var. Bu macerada hep bana destek oldular" yanıtını verdi.
GERİ KALAN FONDAKİ MÜZİKTİR
Hillary Clinton, bir süre önce hayatını kaybeden tıp profesörü bir kadın arkadaşını örnek vererek "Ona şu soru soruluyordu: Önyargıları, kadınlara karşı ayrımcılığı bertaraf edip, aileye de sahip olup nasıl tıp doktoru olabildiniz dendi. O dedi ki harika bir hayatım oldu. Çok ayrıcalıklıydım çünkü bütün bunlara sahip oldum ama felsefem hep sevdim ve sevildim. Geri kalan fondaki müziktir. Yani aşk herşeyden önemli" diye konuştu.
AYSUN, MİCHELLE OBAMA'NIN KIYAFETLERİ SORDU
Aysun Kayacı'nın, ikinci sorusu Hillary Clinton'ın giyim tarzı ve obama'nın eşi Michelle Obama'nın Amerika'da çok konuşulan giyim tarzına yönelikti.
Hillary Clinton, Michelle Obama'nın harika göründüğünü ve kısa bir süre içinde pek çok kadının izlediği bir figür haline geldiğini ifade ederek "Sadece giyim kuşamıyla değil bütün olarak, model olarak böyle bir görüntü çiziyor" dedi.
Hillary Clinton yine samimi bir itirafta bulunarak "Size bakıyorum, buradaki diğer güzel giyinmiş hoş hanımlara bakıyorum ben hiç bu tarz bir kadın olmadım. Jeanlerin giyindiği döneme benim kızım da yetişti, ben de bir kısmına yetiştim ama benim çok yetenekli olduğum bir alan olduğunu söyleyemeyeceğim" yanıtını verdi. (Televizyongazetesi)