Bazı gazetecilerin MİT'le ilişki halinde olduğu çoğu zaman bilinen bir gerçek olmuştur. Reha Muhtar da gazetecilerin MİT'e yaklaşma gerekçelerini sorguladı.
Abone ol Reha Muhtar, "MİT ve gazeteciler." arasındaki ilişkiyi alattı. Muhtar'ın yazısı uzun süre tartışılacak gibi.Yazı : Reha Muhtar
Kaynak :
Adı MİT...
Açılımı Milli İstihbarat Teşkilatı...
Türkiye'nin en önemli birkaç kurumundan biri...
Devletin iç ve dış düşmanlarına karşı yürüttüğü istihbarat faaliyetlerinin merkezi...
Devletin bilgi bankası...
Bugünlerde yeni MİT Müsteşarı'nın kim olacağı kararlaştırılacakken, dikkat ediyorum bazı özel gazeteciler bu özel konuya müthiş bir ilgi ve özen gösteriyorlar...
Düşünüyorum taşınıyorum, bir türlü nedenini bulamıyorum!!!
Acep ne ola bu özel gazetecilerin MİT'e olan özel ilgisi dersiniz?..
Geçen gün, Yılmaz Özdil'le sohbet ediyorduk...
Doğan Grubu'nun Dışbank'ı yabancılara 1 milyar dolar civarında paraya satması gündemdeydi...
Bir de Turgay Ciner'in 435 milyon dolara SABAH ve ATV Grubu'nu satın alması...
"Artık Türkiye'de bir devir kapanıyor" dedi Yılmaz, "Artık tetikçilerin ve Ankara'da iş takip eden gazetecilerin devri bitiyor Reha Abi..."
Bizim bu Yılmaz, ilginç ve cin fikirli bir adamdır...
Yakaladı mı göbekten vurur...
Avrupa'yla ilişkiler, patlayan ilan ve reklam gelirleri, yabancı ortaklar, yabancı yatırımcılar... Artık büyük Medya Patronları'nın, hükümetle ilişkilerini yürütmesi için ufak tetikçilere ihtiyacı kalmadığını düşünüyor bizim cin fikirli Yılmaz...
Türkiye'ye akan milyarlarca dolarla, artık yabancı sermayeyle bütünleşmiş bir Türk burjuvazisinin oturmakta olduğunu anlatıyor...
Eh, hükümetle fazla içli dışlı olmaya gerek duymayan o Türk büyük burjuvazisi de tetikçi işlerine ihtiyaç duymayacakmış......
Aman diyecektim, Yılmazcığım, bunları etrafta orda burda söyleme, uzaklardan duyanlar olur, adamlara inme iner...
Etme eyleme...
Hiç tınmıyor bu bizim Yılmaz...
Lafı kodu mu oturtuyor kardeşim...
Ben de bakıyorum bugünlerde, bazıları bu MİT Müsteşarı'nın atanma işine pek bir merak salmışlar...
Acaba kim olur diye, hesap üstüne hesap yapıyorlar...
Bazıları MİT'in başına tanıdıkları biri gelirse, kendilerini daha bir güçlü mü hissedecek ne?..
Hani ortalıkta "MİT Müsteşarı'nın atanmasında benim de parmağım var... Türkiye'yi perde arkasından ben de yönetiyorum..." deyip, Medya Patronları üzerinde yeni güç gösterileri mi hazırlıyorlar?..
Hani böylece, kimin elinde, kimin için ne dosya var, o bilgilerden bir ikisine ulaşıp, patronlarına "bak bende neler var" gibisinden böbürlenmeyi mi planlıyorlar?..
Patronlarından "yürü ya koçum seni kim tutar", sıvazlamasını alıp, acaba banka kurtarma işlerine falan da mı soyunacaklar?..
Yok canım...
Hiç öyle şey olur mu!!!
Benimki, ipe sapa gelmez bir vehim...
Zaten Yılmaz söyledi...
"Abi" dedi, "Bu banka işleri falan bitti, bir devir kapandı..."
Hangi devir kapandı demek istiyor acaba?..
Ortada, medyaya bağlı banka kalmadığına göre, onu kurtarmaya soyunacak gazeteci de mi kalmadı demek istiyor?..
Yoksa, MİT Müsteşarları'yla yakın ilişkilere girip, gizli kaset ve telefon dinleme işlerinde adı geçen gazeteciler dönemi mi sizlere ömür demeye getiriyor?..
Tam anlatsana şunları Yılmaz...
Biraz açıversene...
Bak herkes anlamıyor... Anladık bu MİT işleri adı üstünde gizli işler de, biraz açıversen olmaz mı canım?..
Ne dedin ne dedin, "Artık Avrupa'da bu işleri bu ademlere yedirmezler" mi?..
Ne oluyor be yavrum Yılmaz?..
Vazgeç şu cin cin gülümsemenden...
Biraz da bahset şu ademlerin hükm-ü şahsiyetlerinden...