Sabah yazarı Reha Muhtar, önceleri Türkiye'nin AB'ye girmesini en çok isteyen M. Ali Birand'ın şimdi AB'yi eleştirmesi üzerine Birand'dan geçmişin hesabını sordu....
Abone olÖnceden gazeteciler içinde Türkiye'nin AB üyesi olmasını en çok savunan Birand'ın bugünlerde yazdıkları Reha Muhtar'ın tepkisini çekti. Muhtar, özellikle Birand'ın önceden bu eleştirileri neden yapmadığını soruyor. Muhtar, Birand'dan geçmişin hesabını isimli yazısında sert bir şekilde istiyor...
Ne de güzel yazmışın Mehmet Ali... İki gün önceki yazında... Ne diyorsun?.. Bizim Avrupa'ya kabul edilmemiz için... "Rumlar bedavadan Kıbrıs'ın üstüne yatmak istiyorlar..." Doğru!..
"Yunanlılar Ege'yi kurtarma çabasındalar..."
El- Hak tamamen doğru...
"Fransa, işi uzatacak ve tam üyeliği sulandırdığı izlenimi verecek bir formül peşinde..."
Bunu da doğru yazmışsın... Çünkü biliyorsun ki, Fransızlar, Fransız halkındaki Türk karştlığını yok etmek için, değişik kıvırma varyasyonları deniyorlar...
"Almanya Türk işçilerini engellemeye çalışıyor..." Doğru söze ne denir... Ya serbest dolaşmla birlikte 3 milyon Türk daha akrabalarının yanına giderse...
"İskandinavların hesabı Kürtlerle ilgili... Diğerleri de Türkiye'yi dışarıda tutma opsiyonunu kaçırmak istemiyor..."
Ne güzel söylemişsin... Şimdi bu kadar güzel şeyleri söyleyen Mehmet Ali Birand bana bir anlatabilir mi?..
Biz yaşamadık çocuklarımız yaşasın
Avrupa'daki her zıpır, Türkiye'den bir şey kopartacağını umarken, 1 yıldır, "niye Türkiye'yi Avrupa karşsında süt liman yapmaya çalıştınız?..
"Biz yaşamadık, hiç olmazsa çocuklarımız yaşasın...Türkiye'nin bütün kaderi değişecek" diye, Türk halkını en hassas yerinden niye sürekli vurdunuz?..
Sanki milyarlarca dolar para gelecekmiş gibi, Türk halkına "Avrupa'ya girdiğinde, her sorunun halledileceği izlenimini niye yarattınız?..
Sen bilmiyor muydun Mehmet Ali, Avrupa'nın paraları İspanya'da, Yunanistan'da Portekiz'de şarapçılığı ve turizmi geliştirme fonlarına çoktan aktı... Sırada Romanya'dan, Bulgaristan'a, Güney Kıbrıs'a kadar nemalanmak için avuçları açık bekleyen onlarca ülke daha var... Sıra Türkiye'ye gelir mi gelmez mi, gelse bile ne gelir bunları bilmiyor muydunuz?..
Ne güzel anlatmışsın... Avrupa'daki her ülkenin, Türkiye'den farklı bir şeyler koparmaya çalışacağını... Avrupa'ya böyle giren, böyle üyelik alan hiç başka bir ülke var mı Mehmet Ali...
"Vatan hainliği"
Senin de Cengiz'in de, ne kadar haksız yere 28 Şubat mağduru haline getirildiğini biliyorum... Vatan hainliğine nasıl zemin yaratılmak istendi- ğinin o günlerde de çok iyi tanığıydım... Onun için bir gün bile sizin linç edilme haberlerinizi bültenimde yayınlamadım...
Ama bana doğruyu söyle... O günlerin ve hatta çok daha önceki yılların içinde biriktirdiği yıkıntılar mı, her şeyi Avrupa'ya ve Amerika'ya endeksledi sende?..
Sen de senin gibi düşünen arkadaşların da biliyorsunuz ki, Avrupa Topluluğu'na doğru düzgün girdiğimiz gün, ben dünyanın en mutlu insanı olacağım...
Ama sen de, Cengiz de Ertuğrul da diplomasinin en ince noktasını bilmiyor muydunuz?..
Türkiye'deki resistansialistlerin üzerinden silindir gibi geçer, Türkiye'yi Avrupa karşsında süt liman haline getirirken, aslında Türkiye'nin elindeki en önemli pazarlık gücünü yok ettiğinizin farkında değil miydiniz?..
"Evet... Tabii... Hayatım buna bağlı"
"Tarihimiz değişecek, çocuklarımızın kaderi değişecek..." diye diye, süt liman ettiğiniz Türkiye'de artık bizim hükümetlerin Avrupalıya diyece- ği, "Bu isteklerinizi yapamam...Yaparsam Türkiye'de beni yaşatmazlar..." sözünü yok ettiğinizin farkında değil misiniz?..
Her şeye daha baştan "Evet... Tabii... Zaten hayatımız buna bağlı..." diyerek aslında hiç de Avrupalı gibi hareket etmediğinizi bilmiyor musunuz?..
Sen ki Fransızca'ya bu kadar hakimsin Mehmet Ali... Fransızca'da neden çoğu zaman "Evet" derken Mais qui denir bilir misin Mehmet Ali... Mais qui... Türkçe'si... Fakat... Evet... Her şeye önce karş çıkmak o kadar içine işlemiş ki, Evet'e bile "fakat'la başlıyor elin Fransızı... Yunanlının her şeye Ohi'yle yani Hayır'la başladığı gibi...
Geçmiş zaman, yanılıyorsam düzelt, İsveçli'nin neredeyse yarısı Avrupa Topluluğu'na "Hayır" derken, çocuklarının geleceğini karartmayı mı dü- şünüyordu...
İngiltere üzerinden bunca yıl geçtiği halde, hala pound'unu, Euoro'ya geçirmez ve her konuda kendi bildiğini okurken, Türkiye'yi niye bunca adamın karşsında "hayat memat meselem" diyecek hale getirttiniz?..
Merak ediyorum!.. Japonya'nın, Kore'nin gençlerinin hayatı ve mematı neye bağlı?..
Malum Onların Avrupa Topluluğu'na girme başvuruları bile yok...
Şimdi kapat gözlerini...
Ne güzel de soruyorsunuz... "Türkiye'nin B planı var mı?..." "Hayır yok!.." Hayatım ve mematım ona bağlı ise nasıl B planım olsun?..
Bana sorarsanız...
Bende B, C, D, her türlü plan mevcut... Hatta ironi de...
Hani geçen gün demiştim ya... "Hesap lütfen... Üstü kalsın..." Çıkarken bir şey daha söyleyim bari... Beatles'tan...
Close your eyes...
And I'll kiss you...
Tomorrow I'll miss you... Remember I'd always been true...
YAZI:SABAH