Müslümanlar için Ramazan'dan sonraki en önemli ay olan Muharrem ayı 11 Eylül'de başladı, peki 10. gününde yani 20 eylül perşembe günü aşure günü olan Muharrem ayı ne zaman sona erecek, Safer ayı ne zaman başlayacak?
Abone olMüslümanlar tarafından önemli bir ay olan Muharrem ayı 11 Eylül'de başladı. Muharram ayının 10. günü olan aşure günü ise 20 Eylül perşembe günü başladı. Peki aşure günü ne zaman bitiyor, aşure günü kaç gün sürüyor?
Muharrem ayının biteceği tarihi sorgulayan vatandaşlar bir yandan da bu mübarek ayda yapılması gereken ibadetlerin neler olduğunu öğrenmek istiyor. Peki, Muharrem ne zaman bitecek? Muharrem ayı ibadetleri neler?
Bu mübarek ay 10 Ekim'de bitecek ve Safer ayı başlayacak.
İşte, Muharrem ayını biteceği tarih ve Muharrem ayında yapılması gereken ibadetler...
Peygamber Efendimizin 'Allah’ın ayı' diye nitelediği Muharrem ayı bu yıl 11 Eylül 2018 Salı günü başladı. Aynı zamanda Hicri yılbaşı da olan Muharrem ayının birinci günü ile 1439 hicri yılından, 1440 hicri yılına girildi. Bu mübarek ay 10 Ekim'de bitecek ve Safer ayı başlayacak.
MUHARREM AYINA ÖZEL ORUÇ VE NAMAZ VAR MI: Bu soruya Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verdiği yanıt şöyle;
Mübarek gün ve gecelerde farz, vacip hükmünde bağlayıcı özel bir ibadet şekli yoktur. Sahih kaynaklarda Muharrem ayına özel bir nafile namazın olduğuna dair herhangi bir rivayet mevcut değildir.
Mübarek gün ve gecelerde kaza namazları olanların öncelikle kaza namazlarını kılmaları uygun olur. Ayrıca Kur’an okumak ve anlamak, dinî eserlerden istifade etmek, zikir ve salavatla meşgul olmak da unutulmamalıdır.
Muharrem ayı içerisinde oruç tutmak ise, müstehabtır. Bu ayın başında, sonunda veya ortasında yani 13, 14, 15’inci günlerinde ya da 9, 10 veya 10 ve 11’inci günlerinde oruç tutulabilir.
Resûl-i Ekrem (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: “Ramazan orucu dışında en faziletli oruç, Allah’ın ayı Muharremde tutulan oruçtur. Farzlar dışında en faziletli namaz da gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 202-203; Ebû Dâvûd, Savm 55; Tirmizî, Salât, 212; Nesâî, Kıyâmü’l-leyl, 6)
Muharrem ayının onuncu gününe de, âşûrâ günü denmektedir. Resûlullah (s.a.s.), “Âşûrâ günü orucunun önceki yılın (küçük) günahlarına keffâret olacağını umarım.” (Tirmizî, Savm, 48) buyurarak, ümmetine bu günde oruç tutmayı tavsiye etmişlerdir. Âşûrâ günü oruç tutmakla ilgili olarak İbn Abbâs (r.a.) şöyle anlatıyor: “Resûlullah (s.a.s.) Medine’ye gelince, Yahûdilerin âşûre günü oruç tuttuklarını gördü. Onlara, ‘Bu da ne (niçin oruç tutuyorsunuz)?’ diye sordu. ‘Bu, salih (hayırlı) bir gündür. Allah, o günde İsrâiloğullarını düşmanlarından kurtardı. (Şükür olarak) Mûsâ o gün oruç tuttu.’ dediler. Resûlullah (s.a.s.) da, ‘Ben Mûsâ’ya sizden daha yakınım’ buyurup o gün oruç tuttu ve müslümanlara da tutmalarını tavsiye etti.” (Buhârî, Savm, 69; Müslim, Sıyâm 127; Ebû Dâvûd, Savm, 65)
Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminde Yahûdiler sadece Muharrem ayının 10. (âşûrâ) gününde oruç tuttuklarından, onlarınkine benzememesi için öncesine veya sonuna bir gün ilave edilerek oruç tutulmasını tavsiye etmiştir. Bazı rivayetlerde ise bir öncesine ve bir sonrasına ilave ederek üç gün oruç tutulmasını tavsiye etmiştir (Müttekî, Kenzü’l-ummâl, VIII, 570). Bu nedenle âşûrâ günü oruç tutulurken önemli olan âşûrâ gününü yalnız tutmamaktır. Bir önceki veya sonraki günü ilaveyle iki gün oruç tutulabileceği gibi her ikisini de ilave ederek üç gün de tutulabilir.
MUHARREM ORUCU NE ZAMAN TUTULUR: Muharrem ayının İlk günü, 9. , 10. ve 11. günü, Aşure günü oruç tutmak faziletlidir. Ancak bugünler dışında da oruç tutulabilir. Hz. Peygamber'in aşure gününde devamlı olarak oruç tuttuğu rivayet edilmiştir. Fakat sadece o günde oruç tutulması doğru görülmemiş, bunun yanında bir önceki veya bir sonraki günün de oruçlu geçirilmesi tavsiye edilmiştir. Hz. Peygamber aşure orucunu da tavsiye etmiş, kezâ receb, zilkade, zilhicce ve muharrem aylarında üç gün oruç tutulmasını öğütlemiştir. Bu üç günün muharrem ayındaki uygulaması aşuredan önceki gün, aşure günü ve aşureden sonraki gün şeklindeydi. Bilindiği gibi aşure günü muharremin 10. günüdür.
İmam Şâfiî ile ashâbı, İmam Ahmed, İshak ve başkaları şöyle demişlerdir:
"Muharrem ayının dokuzuncu ve onuncu gününün birlikte tutulması müstehaptır. Çünkü Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onuncu günü oruç tutmuş ve dokuzuncu günü de tutmaya niyet etmiştir."
Buna göre Âşûrâ (onuncu) günü orucu derecelidir. En alt derecesi sadece onuncu günde oruç tutmaktır. Bundan bir derece yukarısı ise; onuncu gün ile birlikte dokuzuncu günde de oruç tutmaktır. Muharrem ayında ne kadar fazla oruç tutulursa, o kadar fazîletli ve güzel olur. Eğer onuncu gün ile birlikte dokuzuncu günde de oruç tutmanın hikmeti nedir? diye soracak olursan, bunun cevabı şudur:
İmam Nevevî bu konuda şöyle demiştir:
"Ashâbımızdan âlimlerle diğer âlimler, (onuncu gün ile birlikte) dokuzuncu günde de oruç tutmanın müstehap oluşunun hikmetinin sebeplerini şöyle zikretmişlerdir:
Birincisi:
Bundan kasıt; sadece onuncu günü oruç tutan yahudilere muhalefet (onlara aykırı hareket) etmek içindir. Bu, İbn-i Abbas'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunan görüştür.
İkincisi:
Bundan kasıt; Âşûrâ (onuncu) günü orucunu başka bir oruç ile birleştirmektir. Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, yalnızca Cuma günü oruç tutmayı yasaklamıştır.
Üçüncüsü:
Hilâlin noksan (29 gün) olmasından ve sayıda hata yapılıp dokuzuncu günün onuncu gün sayılmasından endişe edildiği için onuncu günde oruç tutmakla ihtiyatlı davranılmış olunur."