BIST 9.888
DOLAR 35,25
EURO 36,70
ALTIN 2.966,95
HABER /  GÜNCEL

Muhalifleri mutlu eden mutsuzluk!

Ertuğrul Özkök, Türkiye'de son zamanlarda yaşanan gelişmeleri, olumsuz bir dille kaleme alan muhalif yazarlara göndermelerde bulundu. İşte muhaliflerin özellikleri:

Abone ol

Ertuğrul Özkök, mufalif yazarlara patladı. Son zamanlarda yaşanan olaylar ve ortaya dökülen yorumlara takılan Özkök, "Mutsuz Azınlık" isimli yazısıda muhalifleri mutlu eden mutsuzluğu ortaya koydu.


GÜNLERDİR şaşkınlıkla izliyorum. Meğer bu ülkede, halkın mutlu olması ihtimalinden rahatsız olan ne kadar çok insan, ne kadar çok gazete editörü ve köşe yazarı varmış.

Devlet İstatistik Enstitüsü’nün yaptığı araştırmada ‘Türk halkının mutlu olduğu’ sonucu çıktı ya, işte bu haber sayamadığım kadar köşe yazarını mutsuz etti.

Hepsi öfkeli. Hepsi çıldırmış vaziyette.

Çünkü mantıkları şöyle çalışıyor.

Halk mutlu olduğunu söylüyorsa, bu, hükümetin başarısı olarak değerlendirilecektir.

Bu hükümet başarılı olmadığına göre, halkın mutlu olması da mümkün değildir.

Kafaları böylesine sığ bir materyalist mantıkla çalışan insanlardan farklı bir tavır beklemiyordum.

Ama mutluluğa düşmanlıklarının bu kadar şiddetli olması beni hem endişelendirdi, hem de hayretler içinde bıraktı.
* * *
Paris’teki öğrencilik yıllarımda işittiğim bir Fransız deyişi vardı:

‘Bazılarının mutluluğu, başkalarının mutsuzluğudur.’

Bu deyişin bir derece şiddetlisi de şuydu:

‘Başkasının sadece mutsuz olması yetmez. Aynı zamanda bedbaht olmalı.’

Bizim arkadaşlarımız da halka herhalde böyle bakıyor:

‘Halkın mutluluğu bizim mutsuzluğumuzdur.’

‘Halkın sadece mutsuz olması yetmez. Aynı zamanda bedbaht olması gerekir.’

Halk bedbaht olmalı ki, onlar sürekli muhalif olmanın hazzını ve mutluluğunu yaşasınlar.
* * *
Solcu gençlik yıllarımda burjuvaziyi tarif etmek için kullandığımız bir kavram vardı: ‘Mutlu azınlık’

Böyle olunca bunun karşısında bir de ‘mutsuz çoğunluk’ olması gerekiyordu. Tabii o da halktı.

Ruhlarındaki solculuğu ve komplo teorilerini 60’lı yaşlarında bile atamayan bu arkadaşlarımızın bütün düşünce sistemleri işte bu mutlu-mutsuz dengesi üzerine kuruludur.

Hitap ettikleri insanların hep mutsuz olması gerekir.

Onun için de her gün köşelerinden, insanları mutsuz etmek için ne lazımsa yaparlar.

Hepsi renk körüdür, tavuk karasından mustariptir.

Onlar için dünyanın tabii rengi siyahtır.

En iyimserlerinin görebildiği tek renk gridir.
* * *
O yüzden bir gün birisi çıkıp, ‘Türk halkı mutlu’ dediği zaman bütün ezberleri bozulur.

Kurdukları sistem, káğıt kuleler gibi yıkılır.

Bunlara her şeyi söyleyeceksin, sadece ‘Türk halkı mutludur’ demeyeceksin.

Daha o an hayatlarını idame içgüdüsü ile saldırıya geçerler.

Hepsinin şiarı şudur:

‘Memlekete mutluluk gerekirse, onu da biz getiririz.’

Yani halkın mutluluğunu tayin yetkisi sadece ve sadece onlara aittir.
* * *
Peki kendileri...

Onlar da mutsuz mudur?

Benim tanıdıklarımın büyük bölümü mutsuz değildir.

Hayatlarını iyi yaşarlar.

Onların tahammül edemediği şey, başkalarının mutluluğudur.

Halk mutlu olduğu zaman, meslekleri ellerinden gidecek diye korkarlar.

Çünkü mutsuzluktan başka halka satacak malları yoktur.
* * *
Bense bütün hayatım boyunca mutluydum.

Para kazanmazken de, kazanırken de mutluydum.

Evvelden bunları okur, kendimi mutlu azınlıktan hissederdim.

Şimdiyse DİE anketine inanıyorum ve artık mutlu çoğunluğa terfi ettiğimi düşünüyorum.

Bu defa çoğunluğun mutluluğu, bu bir avuç azınlığın mutsuzluğu oluyor.

Ne yapalım, kendilerine başka meşgale arayacaklar...

YAZI:Ertuğrul ÖZKÖK